Rotterdam'da Küp Evlerin kirası 2 bin Euro!

Rotterdam´ı gezmeye 118 metre yüksekliğindeki Euromast Kulesi'nden başlamaya karar veriyorum. Giriş katında 8 euro ödeyerek, yüksek hızlı bir asansörle 90´ıncı metredeki ilk terasa ulaşıyorum. Sağıma bakıyorum, Erasmus ve Willems köprüleri, solumda Rotterdam limanı, karşımda ufka kadar uzanan muhteşem bir manzara, aşağıda parklar, açılır kapanır köprüden geçmeye çalışan gemiler, muntazam düzenlenmiş kavşaklar. Kulenin 96´ncı metresinde bir de atlama yeri var. Kulenin son 10 metresine ise dönerek camekanlı bir asansörle çıkılıyor. Rotterdam´ı seyir kulesi  Euromast´tan saatler geçmesine rağmen hiç ayrılmak istemiyorum. Fakat görülecek çok yer var. Gitmek, görmek lazım.

Eoromast´tan ayrılıp küp evlere doğru yola çıkıyorum. Yolda küp evlerin içini gezip gezemeyeceğimi düşünerek ilerlerken küp evlerin yanına kadar geldiğimi fark ediyorum. Araçtan iner inmez heyecanla evlerin yanına koşuyorum. Beklediğimden de hayret verici. Evler bir köşeleri aşağı gelecek şekilde ve birbirine bitişik sıralar halinde karşımda duruyor. Kimi büyük, kimi küçük yüzlerce küp ev. Küp evlerin içini görmek üzere birkaç evin zilini çaldıktan sonra, 26 numaralı dairede oturan bir Türk, içeriyi gezmeme izin veriyor.

KÜP EVİN KİRASI 2 BİN EURO

Dar bir merdivenden minareye çıkarcasına kıvrıla kıvrıla çıkarak oturma odasının ve mutfağın bulunduğu ilk kata ulaşılıyor. Ben "Duvarlar hakikaten yamukmuş!" demekten kendimi alamıyorum. Zemin hariç her yer (tavan, duvarlar, pencereler) gerçekten yamuk. Üç katlı evin diğer katlarını da gezdikten sonra bu evde oturan Türk arkadaşı soru yağmuruna tutuyorum. Hem evle ilgili hem onun bu evde ne aradığıyla ilgili. "Ne işin var bu yamuk evde? Başka bir ev bulamadın mı? Kirası ne kadar?" gibi sorularla ev sahibini epeyce yordum. Şu kadarını söyleyeyim 2 bin euro kira veriyormuş ve çılgınlık olsun diye bu evi seçmiş. Bence ev ilginç ama kullanışsız.

Oradan ayrıldıktan sonra Rotterdam´ın gece siluetinin güzel göründüğü bir yere gidip şehri seyre dalıyorum. Işıl ışıl binalar, şehre ismini veren Rotte nehri kıyısına inci gibi dizilmişler. Dünyanın tek ayaklı asma köprüsü Erasmus ve Jackie Chan´ın bir filminde üzerinden kayarak indiği Willemswerf binası karşımda duruyor. Ayrılma vakti geldiğinde, şehir bu büyülü manzarasıyla hafızama işleniyor.

ŞEHİR NOTLARI

Rotterdam, Amsterdam´dan sonra nüfus olarak ikinci büyük şehir. Ancak yüzölçümü Amsterdam´dan daha büyük. Avrupa´nın en büyük limanı Rotterdam´da. İsmini Rotte ırmağından alıyor. Dünyanın en düzenli trafiğine sahip olduğu söylenir.

NASIL GİDİLİR?

Rotterdam´a direkt uçuş yok. Şehir, Amsterdam´a indikten sonra 60 kilometrelik bir mesafede.

NE YENİR?

Rotterdam´da Türk yemekleri sunan restoran-lardan İtalyan pizza salonlarına, özellikle kanallar üzerine kurulmuş Çin yemekleri yapanlardan Arap mutfağından yemeklerin sunulduğu restoranlara kadar geniş seçenekler sizi bekliyor. Ayrıca fast-food restoranlar ve pazarlarda kurulan tezgahlarda satılan hamur işleri ve kafelerdeki turta ve kekleri tavsiye edebilirim. Rotterdam´da restoranların kalitesine göre yemek fiyatları, 10-100 euro arasında değişiyor.
Ali Sami Palaz/Star