Şafak Hakan: Kemerburgaz'da boş arsa kalmayacak!
RE/MAX Prime'ın kurucusu Şafak Hakan, İstanbul'un emlak ve konut açısından geleceğini değerlendirdi
Kurulmasından çok kısa bir süre sonra Best Recruiting ödülünü alan RE/MAX Prime'ın kurucusu Şafak Hakan, İstanbul'un emlak ve konut açısından geleceğini değerlendirdi.
Emlakçılık alanında uzman kadrosu, güvenilir ve deneyimli ekibiyle hizmet sunan RE/MAX Prime'ın kurucusu ve yöneticisi Şafak Hakan'dan İstanbul'un emlakla ilgili geleceğini değerlendirmesini istedik. İşte İstanbul'u nasıl bir geleceğin beklediğine dair Hakan'ın yorumları ve beklentileri:
İstanbul, daha nereye kadar genişleyecek ?
İstanbul, giderek genişleyen dinamik bir kent. Şu an Avrupa yakasında Silivri, Anadolu yakasında Tuzla'ya kadar genişledi. Eldeki alternatif yerleşim yerlerine baktığımızda İstanbul'un batısında Çatalca'daki arazilerin önemli bir kısmının İSKİ koruma havzasında olduğunu görüyoruz. Büyükçekmece'nin önemli bir kısmı ise göl koruma havzasında. Geriye Silivri kalıyor. Doğuda ise Tuzla'nın kuzey bölgeleri inşaata uygun alan olarak ortaya çıkıyor. Anadolu yakasının kuzeyinde 16 bin dönümlük alana sahip Riva'da en fazla 20 bin villa yapılabilir. Avrupa yakasının kuzeyinde yer alan Kemerburgaz'da yakında boş arsa kalmayacak. Zekeriyaköy de birkaç bin villa yapılacak arazi var ama şimdilik inşaat izni yok.
Kent merkezlerinde yeni yapı için hiç alan yok. Dikey yapılanma gündeme ne zaman gelir ?
Bu durumda dönüp kent merkezlerindeki yapı alanlarına bakmak gerekiyor. Elbette merkezde boş alan kalmadı ve bu durum da “dikey yapılanma”yı gündeme getiriyor. İstanbulun nüfusu bugün, resmi rakamlar üzerinden yürürsek, 13 milyona ulaşmıştır. Bu yüzden kentsel dönüşüm planları kaçınılmazdır ve birçok kent merkezinde uygulanmaktadır. Gelinen bu noktada Güngören, Bağcılar, Esenler, Fatih, Ümraniye, Gaziosmanpaşa, Eyüp, Zeytinburnu, Bahçelievler, Küçükçekmece, Maltepe ve Kartal'da kentsel dönüşüm planları uygulanmaktadır.
Dikey yapılanma gündeme geldiğinde merkezler konut mu işyeri mi ağırlıklı olur ?
Dikey yapılanma her semte aynı karakteristiği sunmaz. Dolayısıyla dikey yapılanmada ortaya çıkacak yeni emlak fırsatlarının konuta mı işyerine mi uygun olacağını semtin kendisi belirleyecektir. Öte yandan belediyelerin kentsel dönüşüm projelerine bakacak olursak, ağırlıklı olarak işyeri inşa edileceğini söyleyebiliriz.
Her türlü olumsuzluğuna rağmen, İstanbul'un yine de emlakta bir geleceği var mı?
İstanbul'un genişleyen konut alanlarına karşılık belediyelerin kentsel dönüşüm projeleri bir araya gelince, doğal olarak İstanbul'un taşrası, sayfiyesi gibi kavramlar da yok olacaktır. Sadece ev-iş veya ev-okul arasında gidip gelen ve yaşadıkları kenti tanımayan insanlar ortaya çıkacaktır ki bunu bir ölçüde bugün de yaşıyoruz. Ancak bu durum da “olağan” kabul edilmelidir. Çünkü insanlar hayatlarını sürdürebilmek için bir yaşam alanına ihtiyaç duyarlar. İmkanlar ve alım gücü yükseldikçe ilk olarak ev almaya yönelirler.
Bu yönelim İstanbul için emlak piyasasının her zaman canlı ve kârlı kalacağını da göstermektedir. Yapılan araştırmalara göre, 2050 yılına kadar İstanbul'un nüfusunun 17 milyon 800 bin kişiye ulaşacağı tahmin ediliyor. Yani bugünkü kullanılan alanın % 70 i kadar boş alana ihtiyaç duyulacaktır. Anadolu yakasında Kocaeli'ye Avrupa yakasında ise Tekirdağ ve Edirne'ye kadar yaklaşacaktır.
İstanbul gibi bir kentte turistik amaçlı yapılanmada ne durumdayız ?
İstanbul'da bu gelişime paralel ilerlemeyen önemli bir konunun turizm amaçlı yapılanma olduğunu söyleyebiliriz. Yine de birçok ilçemizde turistik amaçlı projeler hazırlanmıştır. Avrupa yakasında Avcılar, Ataköy, Beyoğlu, Beşiktaş, Eminönü, Eyüp buna örnektir. Anadolu yakasında ise Beykoz, Üsküdar gibi tarihi değeri olan bölgelerde bu yapılanmaya başlanacaktır.