Sektörel

Sağlıksız ofis ortamlarında hasta bina sendromu tehlikesi!

Çok sayıda kişinin aynı anda çalıştığı ofis ortamları, gerekli önlemler alınmadığı takdirde sağlığı ciddi boyutlarda tehdit ediyor. Sürekli kapalı ortamlarda çalışanlarda ortaya çıkan bazı rahatsızlıklar “Hasta Bina Sendromu” olarak adlandırılıyor.


Çok sayıda kişinin aynı anda çalıştığı ofis ortamları, gerekli önlemler alınmadığı takdirde sağlığı ciddi boyutlarda tehdit ediyor. Sürekli kapalı ortamlarda çalışanlarda; halsizlik, baş ağrısı, sersemlik hissi, mide bulantısı, ciltte kuruluk, çeşitli göz rahatsızlıkları, burunda tıkanıklık ya da akma şeklinde ortaya çıkan bu rahatsızlıklar “Hasta Bina Sendromu” olarak adlandırılıyor. Çalışanların günlerinin en az üçte birini geçirdiği ofislerde kullanılan malzemelerin yanı sıra, binaların nefes alıyor olması en önemli etkenlerden biri.


Dünya Sağlık Örgütü (WHO), farklı dönemlerde yayınladığı raporlar ile günümüz insanlarının zamanının yüzde 90’ının kapalı mekanlarda geçirdiğini ortaya koyuyor. Bu oranın yüzde 70’ini ofisler, geri kalan yüzde 20’sini ise ev ortamı oluşturuyor. Zamanının büyük çoğunluğunu plazadaki ofisinde geçiren bir kişi en az saatte 35 metreküp temiz havaya ihtiyaç duyuyor. Penceresi açılmayan ve havalandırması iyi olmayan binalarda “Hasta Bina Sendromu” sıklıkla görülüyor. Böylelikle; ofislerdeki havalandırma şartlarının yetersizliği verimliliği yüzde 66 düşürürken; iyi bir havalandırma sistemi çalışan verimliliğini yüzde 8 artırıyor.Amerikan Çevre Koruma Örgütü, Amerika Birleşik Devletleri’nde “Hasta Bina Sendromu”  kaynaklı yıllık iş gücü kaybının 100 milyar dolara yaklaştığını raporlarına yansıtıyor. Bu sendrom aynı zamanda Amerika Çevre Koruma Ajansı tarafından ilk 10 sağlık sorunu arasında 4’ncü sıraya yerleştiriliyor. Türkiye’de ise bu sendromdan kaynaklanan kayıpların da ekonomik açıdan büyük olduğu uzmanlar tarafından belirtiliyor.


“Önce insan sağlığı!”

Plazaların yoğun olduğu Maslak Bölgesi’nde dünya standartlarına uygun hazır ofis konseptiyle hizmet veren Windowist Tower Satış ve Pazarlama Genel Müdür Yardımcısı Nesrin Işıkal, “Önce insan sağlığı” diyerek yola çıktıklarını belirterek “Ofislerde güncel ve güvenilir teknoloji yatırımları, ofislerin rahatlığı, sosyal alanların çokluğu gibi bazı olmazsa olmazlar vardır. Bu hizmetleri sunarken dikkat edilmesi gereken ancak bir çok firma tarafından göz ardı edilen unsur; çalışanların sağlıklı koşulları. Bu bizim hizmet modelimizde en önemsediğimiz konuların başında geliyor. Gün ışığı ve temiz hava çalışanların fiziksel ve psikolojik sağlığı için büyük önem arz ediyor.  Bu amaçla insan sağlığının iş verimliliğine ve performansına etkisi konusunda uzman hekimlerden danışmanlık aldık. Windowist Tower olarak tüm sistemimizi  bu detaylara dikkat ederek dizayn ettik” diye konuştu.


Windowist Tower’ın diğer tüm ayrıntılardaki titizliğini işte verimlilik bilinci konusunda da sürdürdüğünü kaydeden Işıkal şunları söyledi;


 “Binamızda her katta ‘Isı Geri Kazanımlı Taze Hava’ cihazı bulunmaktadır. Isı geri kazanımlı taze hava cihazımız, ofislerden aldığı egzost (çürük hava) havasının tamamını dışarıya atar ve dışarıdan aldığı taze havanın tamamını ofislere basar. Bu şekilde çalışan cihazlara yüzde100 taze havalı denmektedir. Bir kişi için 1 saatte ortalama 35m³ taze hava verilmesi dünya standartlarında yeterli bulunmuştur.Windowist Tower’da Her katta  1750m³/saat taze hava basmaktayız. Bu da kişi başı ortalama 50m3 taze hava olarak hesaplanmaktadır. Bu uygulamamız sayesinde yetersiz ya da uygun olmayan çalışma ortamlarında başgösteren yorgunluk, baş ağrısı gibi şikayetlerin ve bulaşıcı hastalıkların önüne geçiyoruz. Bu sayede firma çalışanları daha verimli oluyor ve iş verimliliğini artırarak şirketlere de her anlamda avantajlar sağlıyor.”