Sektörel

Şehir Plancıları Odası'ndan sel felaketi açıklaması!

TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi, yaşanan sel felaketi hakkında açıklama yaptı

Basına ve Kamuoyuna Duyuru

İstanbul'da her yıl yaşanan su baskınlarına bir yenisi daha eklenerek geçtiğimiz iki gün boyunca yaşanan ve son 80 yılın en büyük yağışı olarak nitelendirilen sel felaketi, çok sayıda can ve mal kaybına sebep oldu. Yoğun yağışlar sonucu oluşan sel ve su baskınları Silivri, Selimpaşa ve İkitelli başta olmak üzere İstanbul'da birçok alanda can ve mal kayıplarına neden oldu. Afet sonrası yapılan açıklamalarda ise, vatandaşlar mağduriyetlerini ve yöneticilerimizden çözüm belediklerini ifade ederken; uzmanlar da yasa dışı ve kontrolsüz gelişimin sadece İstanbul'un değil, doğal tehditlerle iç içe yaşayan her kentin sorunu olduğunun ve olacağının altını çizdiler. Merkezi ve yerel yöneticilerimiz ise sorumluluklarını reddederken çelişkili ve eşgüdümden uzak açıklamalarda bulundular.

İstanbul'da geçmişten bugüne yaşanmaya devam eden plansızlık ve yasadışı yapılaşma sonucu ortaya çıkan felaketin bedelini can ve malları ile İstanbullular öderken, konu ile ilgili açıklama yapan İstanbul ve Türkiye'nin yöneticileri, vatandaşı yeterli önlem almamakla suçladı. Felaketin sorumluluğunu saptırarak adres şaşırtmaya çalışanlar, selin çevrenin hoyratça kullanılmasının bir sonucu olduğunu öne sürerek bu acı olayın sorumluluğunu yine üstlenmekten kaçındılar.

Onlar sorumluluklarını inkâr ederken İstanbul, uzun yıllardır yaşadığı yasa dışılığın, kontrolsüz gelişimin, alt yapı problemlerinin, denetimsizliğin faturasını bu kez onlarca canını sele teslim ederek ödedi. Tarım alanlarını, su havzalarını, ormanlarını yapılaşmaya feda ederek doğal yaşamı onarılamaz şekilde tahrip eden, dere yataklarındaki yasadışı yapılaşmaları meşrulaştıran, şehircilik disiplinini görmezden gelenler bugün kendileri reddetse de büyük bir kent suçuna neden oldular.

Doğal tehdidin kaynağı ister aşırı yağmurlar olsun, ister deprem olsun, bir şehir kendini savunamıyorsa ve savunamadığı gibi zafiyetini her geçen gün daha da arttırıyorsa, başta şehir yönetimi olmak üzere her bireyin bu kötü gidişte bir rolü olduğu açıktır. Yıllardan beri gerek belediyelerin gerekse merkezi yönetimin, şehirlerin gelişimi konusunda almış oldukları kararların büyük bir kısmı uzmanları tarafından kabul edilemez olarak nitelendirilmiş ve her defasında da bu eleştiriler akut muhalefet şeklinde algılanarak göz ardı edilmiştir. Özellikle, dere yatakları, su havzaları ve orman içi yapılaşmaların sadece doğal kaynakların yitirilmesi açısından değil, sel ve toprak kayması gibi doğal tehditlerin oluşumunu arttırması yönünden de sakıncalarının altı defalarca çizilmiştir. Bugün geldiğimiz nokta, bir yandan tüm bu eleştirilerin haklılığını en acı şekilde ortaya koyarken, diğer yandan da yerel yöneticilerin acil durumlar karşısındaki acizliğini, bugüne kadar işlemiş oldukları kent suçlarının sonuçlarını ve doğayla pazarlık yapılamayacağını göstermektedir. 

Planlama ve denetleme mekanizmalarının etkin kullanımı sayesinde olumsuz sonuçlarının kontrol edilebilir bir boyut kazanabileceği yağışlar vb. doğa olaylarının sel afetine dönüşmesine engel olmaktan aciz kalan, İstanbul'u can kayıplarıyla sonuçlanacak kadar korkunç bir tabloya teslim eden kent yöneticilerini şiddetle kınıyoruz.

TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi olarak, kentin yöneticilerini yasayla kendilerine verilmiş olan görevlerini yapmaya ve vatandaşlarımızı bu görevlerin yerine getirilip getirilmediği konusunda takipçi olmaya davet ediyor, yaşadığımız sel felaketinde mağdur olan vatandaşlarımıza acil şifalar ve hayatını kaybedenler için başsağlığı diliyoruz.

TMMOB Şehir Plancıları Odası İstanbul Şubesi

Yönetim Kurulu