04 / 05 / 2024

Sel, sigorta şirketlerini zora soktu!

Sel, sigorta şirketlerini zora soktu!

Vatan Gazetesi'nden Aydın Ayaydın, bugünkü köşesinde "Sel faturası sigortanın kimyasını bozdu" başlıklı yazı kaleme aldı



İstanbul'da selden zarar gören işyeri sahipleri sigorta poliçelerini eline aldıkları gibi sigorta şirketlerinin kapsını çalmaya başladı.

Bazılarının ise sigorta şirketlerinden aldıkları cevaplarla, sürüklenmediği selden kimyaları bozulmaya başladı. Bazıları ise bunu fırsata çevirmenin yolunu bulmanın peşindeler. Öte yandan kimi sigorta şirketleri ise bu zararları nasıl ödemeyiz diye hukuki yolları aramaya başladılar.

Sel bölgesinde işyeri olup zarar görenlerden bazıları poliçeleri ile sigorta şirketlerine müracat edince, aldıkları cevap; poliçeniz sel zararını karşılamıyor şeklinde oldu. Bu cevapla ikinci kez yıkılan selzedeler biliyorum. Bu kesim yaralarını henüz sarmamış iken onları önümüzdeki dönemde vergi ve SSK borçları da bekliyor.

Selden zarar gören bazıları ise, selden 1 milyon dolar zarar görmüş bile olsa, `zararım 10 milyon dolar' diye sigorta şirketlerinin kapısına dayandı. Bunlar da seli fırsata çevirmenin peşindeler. Sigorta şirketleri de şimdi eksperlerini koşturup selden görülen zararın gerçek değerini bulmaya çalışıyor.

Sigorta cephesinde ise durum daha da vahim. Kapılarına son çare diye dayanan poliçe sahibine bu zararı ödememek için adeta mikroskop ile hukuki madde arıyorlar. İlk düşündükleri ve bunu poliçe sahiplerine seslendirmeye çalıştıkları da, bu poliçe sel zararını karşılamıyor şeklinde.

Ülkemizde sigortalatma bilinci henüz tam anlamıyla yerleşmiş değil. İnsanlar menkul veya gayrimenkullerini sigorta ettirirlerken kapsamı konusunda yeterli bilgiye sahip olmadıkları gibi, sigorta şirketleri de onlara yeterli bilgiyi vermemeye özen gösteriyor. Poliçe tanzim edilirken, oraya büyük okunabilir harfler ile bu poliçenin neleri kapsadığı isim isim belirtilse daha iyi olmaz mı?

Olur da işlerine gelmiyor gibi. Poliçe ne kadar anlaşılmaz ve içinden çıkılmaz olursa, şirketin o kadar çok işine gelir. İstediği zararı öder, istemediğini ödemez. Malını sigorta eden şirketi çarpmaya çalışır, poliçeyi düzenleyen kimi şirket ise sigortalıyı. Herkes hakkına razı olsa da bunlar yaşanmasa daha iyi olmaz mı?

Bunları da geçelim, devlete ait olan resmi kurumlara gelelim. Selden zarar gören işyerleri için Hükümetin yardımcı olması lazım. Faturasını, irsaliyesini ve her türlü evrakını sel alıp götüren bu iş adamlarına Maliye ve sigorta anlayış gösterip bunları kucaklaması lazım. Kucaklama derken bunlara vergi ve SSK prim ödeme emri değil, aksine bunlara belli bir süre her türlü borçlarını erteleme getirilmesi gerekir. Gerçek zararı tespit ettikten sonra gerekirse bunların büyük bölümünü affetmesi gerekir.

Eminim ki, selden zarar görenler ne yapacaklarını kara kara düşünüyorlar. Sigorta zararı tazmin edecek mi? Vergi dairesi vergi tahsilatını erteleyecek veya affedecek mi? SSK prim alacaklarını ne yapacak. Alacaklı bankalar ne yapacak? Bu konudaki belirsizlikler ortadan kalksa daha iyi olmaz mı?

Selden zarar görenler elbette sadece işveren değil. O kurumlarda çalışan binlerce işçi var. Bu işçilerin bir bölümü işini kaybedip işsiz kaldılar. Peki bunların kredi kart borçları, konut kredisi ve diğer tüketici kredisi borçları ne olacak? Bunlar da düşünülmeli ve mutlaka çözüm bulunmalı.

Hükümet yetkilileri ne yapacaklar ise bir an önce açıklasalar da sel felaketinden zarar gören işveren ve işçilerin kimyası daha da bozulmasa. Hükümet böyle günlerde vatandaşlarına kucak açmalı ve yaralarını derhal sarmalı.
Vatan/Aydın Ayaydın


Geri Dön