Seyir terasları 5 metre kısalacak
Pasaportta yıkım kararı verilen terasların, 'iskele genelgesi' kapsamında kabul edilip kurtulması için 25 metreden 20'ye indirilmesi gerekiyor
İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin Pasaport'ta bulunan ve Denizcilik Müsteşarlığı İzmir Liman Başkanlığı'nın açtığı dava üzerine yıkım kararı verilen seyir teraslarının kurtulması için yaptığı girişimler sonuç verdi. Merhum Başkan Ahmet Piriştina döneminde inşa edilen ahşap seyir teraslarının yıkımını engellemek için yasal zemin arayışlarını sürdüren Büyükşehir Belediyesi, Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'na yazı yazarak terasların 'İskele Genelgesi' kapsamında değerlendirilmesini istedi. Büyükşehir'in bu talebine Bayındırlık ve İskan Bakanlığı'ndan olumsuz yanıt geldi. Bakanlıktan Büyükşehir'e gönderilen yazıda seyir teraslarının 'iskele Genelgesi' kapsamında değerlendirilebilmesi için uzunluğunun en fazla 20 metre olması gerektiği, oysaki Pasaport'taki terasların uzunluğunun 25 metre olduğunun altı çizildi. Bakanlıktan gelen yazı üzerine Büyükşehir Belediyesi farklı yollara başvurdu. Konak Pier ile Pasaport Vapur İskelesi arasında, deniz kenarında inşa edilen seyir teraslarının iskele statüsüne sokulabilmesi için boylarının 5 metre kadar kısaltılması gündeme geldi. Yaşanan son gelişmenin ardından terasların akibeti merak konusu olurken ortaya çıkan kısaltma formülüyle ilgili son kararın önümüzdeki günlerde Büyükşehir Belediyesi'nde yapılacak durum değerlendirmesi sonrasında verileceği öğrenildi.
DAVA AÇILMIŞTI
Pasaport'taki seyir teraslarıyla ilgili süreç 2004 yılında Denizcilik Müsteşarlığı İzmir Liman Başkanlığı'nın "limanı daralttığı, gemilerin bağlama yerlerine zarar verdiği" gerekçesiyle Büyükşehir Belediyesi aleyhine dava açmasıyla başladı. İzmir 8. Asliye Hukuk Mahkemesi, 2 yıl süren davanın ardından 27 Aralık 2006 günü yapılan son duruşmasında bilirkişi raporuna dayanarak karar verdi. Mahkeme, yapılan seyir teraslarının yıktırılmasına ve pasaportta seyir teraslarının bulunduğu alanın eski hale getirilmesine karar verdi. İzmir Büyükşehir Belediyesi ise, yapılan seyir teraslarının temelsiz ve demontabl nitelikte olduğu, halkın acil ve haklı istekleri ile yapıldığını belirterek bir üst mahkeme olan Yargıtay'a temyize gitti. Ancak, Yargıtay 2 Ekim 2007 tarihinde Büyükşehir Belediyesi'nin karar düzeltme talebini reddederek yerel mahkemenin verdiği yıkım kararını onadı.
Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım devrede
Seyir teraslarıyla ilgili yerel mahkemenin aldığı yıkım kararının ardından kamuoyunun tepkisi ve Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım'ın da müdahalesiyle davayı açan Denizcilik Müsteşarlığı İzmir Liman Başkanlığı geri adım attı. Liman başkanlığı yetkilileri o dönem terasların yıkımını istemediklerini, Büyükşehir Belediyesi'nin kendilerine başvurmasını istedi. Büyükşehir Belediyesi'nin başvurusu üzerine Denizcilik Müsteşarlığı ve Büyükşehir Belediyesi hukukçuları bir araya gelerek sorunun çözümü konusunda önemli adımlar atıp uzlaşma zemini sağlanmıştı. Varılan mutabakat çerçevesinde Büyükşehir; Bayındırlık İl Müdürlüğü'nün talebi üzerine, seyir teraslarını 1/1000 ölçekli plana işledi. Plan değişikliği Ekim 2007'de İl Müdürlüğü'ne bakanlığın onaması istemiyle Kocaoğlu'nun da onayı alınarak gönderildi. Bakanlık onayından sonra terasların yasallaşması öngörülüyordu. Ama Yargıtay, Büyükşehir'in karar düzeltme talebini 2008 yılı Ocak ayında reddetti. Durum böyle olunca Milli Emlak Genel Müdürlüğü de seyir terasları ile ilgili olarak kesinleşen mahkeme kararını gerekçe göstererek terasların kullanım hakkının Büyükşehir Belediyesi'ne verilmesi konusunda olumsuz görüş bildirdi. Bunun üzerine Bayındırlık ve İskan Bakanlığı da Büyükşehir Belediyesi'nin gönderdiği planları onamadı, teraslar yasal zemine bir türlü oturtulamadı. Son olarak Büyükşehir Belediyesi, TDİ'ye yazı yazarak "Terasları sen yık" dedi.
Ertan GÜRCANER/Yeni Asır