23 / 11 / 2024

Soma İnşaat'tan kentsel gelişime 100 milyon dolar!

 Soma İnşaat'tan kentsel gelişime 100 milyon dolar!

Maslak ve Kartal’da büyüyecek olan Soma İnşaat, kentsel dönüşümün geliştirme tarafında yer almayı hedefliyor...




Türkiye’nin en büyük yeraltı kömür üreticisi Soma, dev binalar yapmak üzere girdiği inşaat sektöründe her yıl 100 milyon liralık yatırım gerçekleştirmeyi planlıyor.


Manisa ve Zonguldak’taki kömür yatırımlarıyla Türkiye ekonomisine yön veren gruplardan Soma, adım attığı inşaat sektöründe ilk projesini tamamlamak üzere. Maslak’ın yapılandırılmasında rol oynayan plazalardan 120 milyon dolarlık Spine Tower’ı tamamlamak üzere olan Soma İnşaat, yüksek yapı, endüstriyel inşaat alanlarında dev projelerin yanı sıra her yıl 100 milyon dolarlık yatırımlarla büyümeyi hedefliyor. Yatırımlarını Maslak ve Kartal’da yoğunlaştıracaklarını anlatan Soma İnşaat CEO’su Mehmet Özdemir’le şirketi, yatırım projelerini, sektörü ve ekonomiyi konuştuk.


-Yaklaşık 30 yıldır enerji ve madencilikle uğraşan Soma Grubu, inşaat sektörüne girmeye nasıl karar verdi?


Grup, enerji ve madencilik konularında faaliyet göstermek üzere 1984 yılında faaliyete geçti. Toplam 6 binin üzerinde çalışanı ve 300 milyon dolara varan cirosu ile Türkiye’nin önde gelen sanayi grupları arasında. Artan nitelikli yüksek yapı, endüstriyel tesis ve inşaat ihtiyacı nedeniyle Soma İnşaat 2010 yılında hayata geçirildi.


-İnşaatla tanışmanız nasıl oldu?


İnşaat mühendisliği benim çocukluk hayalimdi. Yıldız Teknik Üniversitesi’ni 1996 yılında bitirince en büyük arzum şantiyede çalışmak olduğundan bulduğum ilk işe girdim. Kuzenim inşaat mühendisiydi, geçirdiği bir kaza sonrası ona yardım etmeye başladım. Kendimi orada çalışır işi üstlenir buldum, işçi usta ilişkileri, paydoslarda yenen karpuz-peynir-ekmek bana çok güzel geliyordu. Üniversite tercih seçeneklerinde inşaat mühendisliğini yazdım. Kazandım. Okul bitince ilk işim küçük bir projeydi, kaldırım taşlarını değiştiriyorduk. Çok az bir paraya verdikleri o işte arabayla ustaları-işçileri ve malzemeleri taşıyordum. Üniversiteden bir hocamın aracılığıyla Yüksel İnşaat’ta inşaat mühendisi olarak işe başladım.


-Holding’le yollarınız nasıl kesişti?


Amerika’ya işletme yüksek lisansı yapmak için gittim ve orada ABD Dışişleri Bakanlığı’nın Bağdat büyükelçiliğinin binasında bir firmada proje direktörü olarak çalışmaya başladım. 2005 yılına kadar orada kaldım ama oradaki şartlar altında edindiğim tecrübe 10 yıla bedeldi. Katar’da bir tecrübem oldu ardından Soma Holding’le tesadüfen tanıştım. Sosyal bir ortamda tanıştığım bir üst düzey yöneticiyle beraber Soma İnşaat’ı 2010 yılında resmen kurduk.


-Soma İnşaat’ın ilk projesi Spine, bundan sonraki projelerinizde neler var?


Yılda 6.5 milyon ton kömür üretimi grubun ana işi. Soma’daki mevcut sahalara ilave olarak Zonguldak’taki alanlarımızın da devreye alınmasıyla bu rakam yıllık 9 milyon tona çıkması öngörülüyor. İnşaatta amacımız Büyükdere-Maslak arasında büyümek. Birkaç projeye başlamak üzere çalışmalar devam ediyor. Özellikle ticari gayrimenkul geliştirmede butik büyüyeceğiz. 2013 yılında ikinci büyük projemizi de Kartal’da hayata geçireceğiz. Her yıl 50-60 milyon dolarlık ikişer proje gerçekleştirmeyi hedefliyoruz.


-Dev projelerin yükselmesi, mevcut trafik sorununu katlayarak artırıyor. Kitlenen trafikte plazalara ulaşamama riski yatırımları keyifsiz hale getiriyor...


Kaldıma yola sıfır projeler çıktığı sürece yol problemini çözmek imkansız. Boşluk bırakılırsa blok blok yollar oluşturulmalı. Metro ağının genişletilmesi de bir çözüm.


-Peki kentsel dönüşüm...


20 milyon konutun 7 milyonu dayanıksız yapı niteliğinde. Yapılması gereken deprem riski görülen yapıların ve yapılaşma bölgelerinin hızla dönüştürülmesi. Özellikle ‘Maslak-Sarıyer’ ve ‘Kartal-Pendik-Maltepe’ aksını içine alan kesim hızla gelişecek bölgeler.


-Türkiye ekonomisinin gidişatına ilişkin görüşleriniz neler?


İş adamı gözüyle bakınca ekonomideki istikrar memnuniyet verici, bu yabancı yatırımcıyı çeken bir özellik. Bunun yanına hukuki stabiliteyi de eklemek lazım, bürokrasi yüzünden giden bir yatırımcıyı bir daha geri çağırmanız mümkün değil. İmar planları sık değişiyor, idari izin süreçlerine standat getirilmeli. Yerel yönetimlerle farklı beklemediği bir yaptırımla karşılaşmamalı. Türkiye konut ve gayrimenkul sektörü açısından önü açık. MB politikaları ve ekonomi yönetimi doğru buluyorum. 2023 yılı için 500 milyar ihracat hedefimiz var ama çevremizdeki ülkeler kan ağlıyor. İhracat pazarlarımız daralıyor, bu pazarları genişletmek lazım.


2013 yılı ortasında teslim edilecek ilk projemizde rezidans bitti sıra ofiste


SOMA  İnşaat’ın ilk projesi Spine Maslak’ta yükselecek. Nitelikli yüksek yapılar alanında iddialı projelere imza atmak üzere yola çıktık. Spine Tower’da depremden ve rüzgardan etkilenmeyen yapı teknolojisi kullanılıyor. 2013 yılının ikinci yarısında teslim etmiş olmayı planlıyoruz. Yer üstünde 47 kat olmak üzere toplam 57 katlı bir projeden söz ediyoruz. Son 17 katını rezidans olarak ayırdık, bunların satışı tamamlandı. Ofis satışları da ekimde başlayacak. Arazi hariç 120 milyon dolarlık bir yatırım olan Spine Tower’da rezidans metrekare fiyatları 8 bin 200 dolar olarak tamamlandı. Ofis için de metrekare fiyatlarının ortalama 35 dolar civarı olması bekleniyor. 


Kentsel dönüşüm için en önemli destek yabancı yatırımcıyı çekmek


BİZ bu sürecin dönüşün değil gelişim tarafındayız. Ancak vatandaşın ikna süresi, bu süreci olumsuz etkiliyor. Rant olmadan kentsel dönüşüm olmaz ama mülk sahipleri bir verip üç istiyor. Öyle olunca projelerin hayata geçmesi gecikiyor. Kentsel dönüşüm olmazsa doğa dönüştürür, bunun örnekleri var. 2B arazilerinden elde edilen kesimin kentsel dönüşüme çok büyük katkı sağlayacağını da düşünmüyorum. En önemli destek yabancı yatırımcıyı Türkiye’ye getirebilmek. Ortadoğu ve Kuzey komşularımızdan kurumsal yatırımcıyı kentsel dönüşüme hızlı bir şekilde dahil etmeliyiz. AB’deki durgunlukla beraber biz çok stratejik bir noktaya geldik. Turizm çok önemli, turisti çekiyorsanız, yabancı yatırımcıyı da çekmeniz mümkün. Ortadoğulular artık kritik ülkelere yatırım yapmayı tercih ediyor. Oralarda ortaklıklar aramalıyız, bu da devlet tarafından desteklenmeli. 


Son derbi yüzünden futbol izleyicisi olmaktan vazgeçtim


DOĞUŞTAN Fenerbahçeli derler ya... Ben öyleyim işte. Çocukken Fenerbahçe’nin kürek ya da masa tenisi takımı yenilse ben ağlardım. Sıkı bir basketbol izleyicisiyim, futbol maçlarını artık özellikle de son Fenerbahçe Galatasaray derbisindeki olaylardan sonra bıraktım. Ben karşılaşmalara küçük oğlumla birlikte gidiyorum, güvenliği olmayan bir ortama artık ne çocuğumu ne kendimi dahil ederim. Hergün spor yapıyorum, ayrıca motor tutkum vardı ama artık tehlikeli bir spor olduğunoan dolayı ailemin de isteğiyle bıraktım. Eski bir dağcıyım, doğa sporlrarıylya ilgilendim uzun süre ama artık onlara da ara verdim.


Proje müdürünün azarından şantiyeye taşınınca kurtuldum 


İLK işimde proje müdürüm hayatıma yön veren kişi oldu. O zamanlar Kazasker’de oturuyordum, sabahları ilk otobüse binip Zincirlikuyu’daki şirkete geliyordum. Ama porje müdüründen geç geliyordum. Her sabah istisnasız laf işitiyordum. Yanan projektör, kenarda duran demirin hesabı bana soruluyordu. Ben de geç geldiğimden olayları kontrol altında tutamıyordum. Ben de işçilerin yanına kendime bir yer yaptım ve orada yatıp kalkmaya başladım. Böylece akşamları, herşeyi olması gereken şekilde yapıyor, şeantiyeyi kontrol altında tutuyordum. Bu sayede proje müdürü benden sonra iş yerine gelmiş oluyordu, böylece  azarlardan da kurtuldum.


Taahhüt firmaları Orta Amerika ve Hindistan’a gitmeli


RUSYA  bölgesi yıllardır ilgilenilen bir bölge, çok geniş bir saha çok büyük bir potansiyel söz konusu orada. Taahhüt işlerimizin büyük oranını oluşturuyor. Katar, bir kaç yıldır taahhüt geliştirme anlamında baktığımız yerler arasında. Asya-Pasifik, Hindistan ve Orta-Güney Amerika, çok bakir pazarlar. Sektör olarak bu bölgelere mutlaka gitmeliyiz. Uluslararası platformda faaliyet gösteren tahhüt yapan ülkeler arasında Türkiye hep Çin’den sonra ikinci olmuştur. Ancak karlılık ve cirosal anlamda gerilerdeyiz. İtalya,  İspanya, Almanya, Fransa gibi ülkelerin furmaları genelde işverenimiz konumunda. Bu ülkelerden birinin 5 firmasının cirosal büyüklüğü bizim sektör büyüklüğünden fazla. Şirket sayımız çok ama çok karlı işler yapamıyoruz. Ne şekilden katma değerli projeler yapabiliriz, nasıl ana yüklenici oluruz bunlara bakmamız lazım. Hep batılı firmaların altında çalışırsak ciroları artıramayız.


Star


Geri Dön