Sönmez Holding rotasını turizme çevirdi!
Sönmez Holding'in patronu Celal Sönmez, tekstille doğup büyüyen holdinginin yeni rotasını turizm ve enerji olarak belirledi
Bazı şirketler, holdingler vardır; isimleri doğdukları, büyüdükleri şehirlerle özdeşleşmiştir. Şehrin ekonomisi konuşulduğunda o grup ya da şirketten mutlaka söz edilir. Tabi şirketin kurucusu ve patronu da aynı şekilde doğduğu, büyüdüğü şehirle anılır. İşte Sönmez Holding ve patronu Celal Sönmez de bu sınıfa giren bir isim.
Kısaca Bursa ekonomisinden söz açıldığı zaman mutlaka bir şekilde Sönmez Holding ve Celal sönmez adı o konuşmanın içinde geçer. Malum Sönmez Holding tekstil kökenli, tekstille doğan bir grup. Ancak bir süredir grup farklı sektörlere yeni alanlara da yatırım yapıyor. Örneğin turizm sektöründe Baia ismiyle 4 otel açtı.
Bodrum, Antalya, Uludağ ve Bursa'da hizmete açılan bu otelleri yenileri izleyecek gibi. Hatta Bursa'da bir termal otelin projesi hazır. Sönmez, Baia zincirine İstanbul, İzmir ve Ankara'yı da eklemek için fırsat kolluyor. Sönmez yeni girdiği enerji sektöründe de hızlı ilerliyor. Uşak Organize Sanayi Bölgesi'nde 75 megawatt'lık bir doğalgaz santrali şu anda çalışıyor.
Holding, 130 megawatt'lık bir doğalgaz santralinin inşaatına da başlamak' üzere. Ayrıca Balıkesir'de mevcut bir kömür sahasını satın alıp santral kurmayı planlıyor. Sönmez temel taşı tekstilde de kalıcı. Her ne kadar bu sektörde küçülse de tekstilden çıkmak gibi bir planı en azından şimdilik yok.
Sönmez Holding'in patronu Celal Sönmez, Bursa Ticaret ve Sanayi Odası 'nın (BTSO) da başında. BTSO Celal Sönmez'in başkanlığında birçok projeye imza attı, atmaya da devam ediyor. Celal Sönmez'le, rotasını tekstilden enerji ve turizme çeviren Sönmez Holding'in yatırımlarını ve Bursa için düşündüğü projeleri konuştuk.
-Ekonomik kriz Bursa'yı ne ölçüde etkiledi? Kriz bitiyor mu?
Global ekonomik kriz Bursa'yı ciddi olarak etkiledi. Bunu rakamlardan da görüyoruz. Bursa'mn 2009 yılı ilk 8 aylık ihracatı 5.5 milyar dolar. Yani 2008'in aynı dönemine göre yüzde 33 azalmış. Aynı dönemde ithalat ise yüzde 36 gerilemiş. Bursa, ara malı ithalatı fazla olan bir bölge. İhracat ve ithalattaki gerileme üretimin ciddi oranda daraldığını gösteriyor. Ancak eylül ayı ile birlikte üretimde kıpırdanma var. Bursa Organize Sanayi Bölgesi'nin eylül ayı elektrik tüketimi 2008'in eylül ayıyla aynı seviyede. Demek ki üretimde kriz öncesi dönemi yakaladık. Sezgilerim bu yılın sonundan itibaren yatırımların da yeniden başlayacağını söylüyor. Ancak otomotiv sektörü için ÖTV ve KDV indirimi uygulamasının devam etmesi lazım, iç piyasanın dinamiği olmadan hiçbir ülke hiçbir şey yapamaz. Çin, Hindistan ve Brezilya'nın bu kadar umut vaat etmelerinin nedeni iç piyasalarının büyüklüğü.
Önce eğitim sonra iş
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası eğitime verdiği destekle de ön planda. Bugüne kadar ilkokuldan liseye kadar birçok okul inşa edip Milli Eğitim Bakanlığı'na devretti. Bu okullarda bugün 12 bin öğrenci eğitim görüyor. Oda, eğitim için 2 proje daha başlatmış durumda. Bunlardan biri BTSO Yeniceabat Mesleki Eğitim Kampusu. Kampüste erkek teknik lisesi, kız teknik lisesi ve otelcilik ve turizm meslek lisesi yer alacak. Böylece sanayinin ara elaman ihtiyacı karşılanacak. Kampusun temeli 6 Kasım'da atılacak ve 2011-2012 eğitim öğretim yılında devreye girecek. Bursa TSO Eğitim Vakfı ise (Butgem] düzenlediği kurslarla meslek sahibi kişilerin mesleki becerilerini artırmalarına imkan sağlıyor. Bu kurslara çalışan, endüstri meslek lisesi mezunu veya yüksekokul mezunu kişiler katılabiliyor.
-Hükümet orta vadeli bir ekonomik program açıkladı. Bu programı nasıl buldunuz? Hükümetin ekonomiye bakışını değerlendirir misiniz?
Hükümet iş dünyasından gelen taleplere karşı duyarlı. Kalkınmanın özel sektör tarafından olacağı ve özel sektörün destekleneceği söyleniyor ancak bunun nasıl yapılacağı belli değil. Her halde bu konuda çalışmalar sürüyor diye düşünüyorum. Döviz kurundaki aşırı gerileme ihracatçıyı çok olumsuz etkiler.
Enflasyon düşüyor mu düşüyor. Faiz oranları düşüyor mu düşüyor. Ancak yatırımcı için yabancı para biriminde de faiz hadlerinin gerilemesi lazım. Ancak bunu henüz göremedik. TL faiz oranlan yüzde 8'lere indi ama döviz bazında 4-5 yıl vadeli kredi alacağım diyorsanız ki yatırımcı bu vadelerle almak zorunda, bu durumda dolarda faiz oranı yüzde 6'lara çıkıyor. Döviz bazında faiz oranlarının düşmesi için Türkiye'nin daha güvenilir bir ülke olması lazım. İşte IMF'yle anlaşma bu durumda önem kazanıyor. Anlaşma yapıldığı takdirde tüm piyasalar mali disiplinin sağlanacağına ka¬naat getirecekler. Bu durumda daha uygun şartlarla kredi alınabilecek.
-Yatırım yaptığınız enerji sektöründe yeni projeleriniz var mı?
Enerji sektöründe doğalgaz santralleri kurup işletmeyi düşünüyoruz. İlk santralimizi Uşak'ta kurduk. Bu santralin kapasitesini artırıyoruz. Yılsonunda 75 megawatt'a (MW) ulaşacak. 130 MW'lık ikinci bir proje de şu anda gündemimizde. Ancak şehir olarak henüz karar vermedik. İki alternatif var. Bu santralin 201 l'de elektrik üretmeye başlayacağını tahmin ediyorum. Bu sıralar gündemimize bir de kömür santrali projesi geldi. Balıkesir'de özel sektöre ait bir kömür sahası var. Şu anda kömür çıkartılıyor. Burayı alıp santral kurmak istiyoruz. 150 MW'lık bir santralin yaklaşık 40 yıl enerjisi¬ni sağlayacak kadar kömür potansiyeli var. Elimizde hidro elektrik santrali kurmak için aldığımız lisanslar vardı ancak bunlardan Rize yöresiyle ilgili lisansları geçtiğimiz ay devrettik. Elimde Ordu'da kurmayı düşündüğümüz bir hidro elektrik santrali projesi kaldı.
-Baia zincirinde kaç otel olacak?
İlk Baia'yı Bodrum'da açtık. Bunu Uludağ'da açtığımız Monte Baia izledi. 3'üncü oteli ise bu yıl Antalya-Lara'da devreye aldık. Bu yıl ayrıca Bursa'da inşa ettiğimiz Bursa Baia da hizmete girdi. Şu anda 4 otelimiz var. 5'incisini de yine Bursa'da açmak istiyoruz. Bu oteli Bursa'nın Çekirge semtinde termal otel olarak açmayı düşünüyoruz. İnşaata 2010'da başlarsak 201l'de biter. Tabi gönlümüzden Baia zincirine İstanbul, Ankara ve İzmir'i de eklemek gerekiyor.
"Turizmi küçümsedik"
Bursa Ticaret ve Sanayi Odası'nın önem verdiği projelerden biri de yörede turizm sektörünü canlandırmak. Oda bu amaçla "Hafta sonu Bursa'ya" ismiyle bir çalışmaya start vermiş durumda. Celal Sönmez, Bursa'nın turizm sektöründen bugüne kadar gereken payı alamadığını, bu tabloyu değiştirmek istediklerini belirtiyor:
"Bursa sanayiden ve ticaretten alması gereken payı aldı. Ancak turizm değerlerinin çok fazla olmasına rağmen turizmden pek bir pay alamadı. Sanayi sektörlerinde para kazanırken turizmi küçümsedik. Oysa inanç, kaplıca, kış turizminde potansiyelimiz çok fazla. İznik 2'inci bir Efes olabilir. Bursa'ya karayoluyla 3 saatlik mesafede 20 milyon nüfus yaşıyor. Hem de bu kesimin gelir seviyesi Türkiye ortalamasının çok üstünde. Bursa'yı tanıtmaya çalışıyoruz.
Bu çalışmayı 3 yıl sürdüreceğiz. Bursa'ya gelen turist sayısı şu anda yıllık 470 bin. Bu rakamı 1 milyona çıkartmayı hedefliyoruz. Otel yatırımları başlamış durumda. Şu anda inşaatı devam eden 7 otel var. Novotel, İbiş ve Hilton yapılıyor. Kış turizmini geliştirmek için özellikle Uludağ 1'inci bölgedeki tesislerin yenilenmesi ve yol çalışması yapılıyor. Uludağ'ın arka taraflarında bugünkünden çok daha güzel kayak alanları var".
-Tekstil kökenli bir grupsunuz. Bu sektörü gözden çıkarmış gözüküyorsunuz. Sizin için tekstil bitti mi?
Bu sektörde halen 2 şirketimizle faaliyet gösteriyoruz. Bunlar iplik üreten Sönmez Pamuklu Sanayi ve dokuma, boya, baskı fabrikamız olan ve ev tekstili ve bayan giyimi üreten ASP. Tekstil sektöründen çıkmak gibi bir planımız yok. Ancak holdingin cirosu içinde tekstilin payı geriliyor. Enerji ve turizmde büyüyoruz. Tekstil 2009 ciromuzun yüzde 30'unu ancak oluşturur. Bu oran 2010'da yüzde 15'e iner. 20U'de ise ciro içinde pek görülmez sanıyorum.
-Başka sektörleri düşünüyor musunuz?
Elektronik bizim için yeni bir sektör. Teknoloji ismiyle 21 mağazamız var. Bu mağazaların sayısını artıracağız. Çimentoya da yatırım yaptık. Bilecik Çimento'nun makine montajı bitmek üzere. 2010 Ocak ayında üretime başlayacak. Yılda 1 milyon ton klinker ve 1 milyon 300 bin ton çimento üreteceğiz.
Özbey MEN/Para Dergisi