Genel

Steelife, ekolojik ve depreme dayanıklı konutlar inşa ediyor!

Depreme dayanıklı ve ekolojik kalıcı konutlar inşa eden Steelife, konfor, estetik ve güvenliği bir arada sunarak anahtar teslim huzur vaat ediyor...

Steelife Genel Müdürü Bülent Aydın, gelişmiş ülkelerin çoğunda yüksek oranlarda kullanılan hafif çelik yapı sisteminin, deprem kuşağında yer alan Türkiye için vazgeçilmez olduğunu belirterek, “Arabasına, kıyafetine özen gösteren, modayı ve teknolojik gelişmeleri yakından takip eden insanımızın, yaşadığı mekanların estetik ve güvenliğine da aynı özeni göstermesi beklenmelidir ” dedi.

Depreme en iyi karşılık veren malzeme olan çeliğin gücünü estetikle buluşturan ve Türkiye 'de ilk hafif çelik sistem binayı kuran Steelife, depreme dayanıklı ve ekolojik kalıcı konutlar inşa ediyor.

Deprem kuşağı üzerinde bulunan Türkiye 'de güvenli bir yapı sistemi ile öne çıkan Steelife 'ın Genel Müdürü Bülent Aydın, “Teknolojik yeniliklere merakı bilinen, arabasına, kıyafetine özen gösteren insanımızın, yaşadığı mekanların estetik ve güvenliğine da aynı özeni göstermesi beklenmelidir ” diyerek, Steelife'ın üretim tesisinde tamamen bilgisayar destekli ve otomatik olarak kurgulanarak üretilen çelik sistem yapılarının, konfor, estetik ve güvenliği bir arada sunarak 'anahtar teslim huzur' vaat ettiğini söyledi.

1999 yılındaki Marmara depreminden bir yıl sonra, 2000 yılının Mayıs ayında düzenlenen Yapı Fuarı'nda hafif çelik sistem ile üretilmiş binayı Türkiye'de ilk defa kurduklarını hatırlatan Bülent Aydın, böylelikle çelik kullanımının yaygınlaştırılması için de bir ilke imza attıklarını vurguladı.

Aydın, “Bu tarihten önce çelik sistem ile üretilmiş yapılar, sanayi tesisleri, depo, hangar gibi profesyonel kullanım için üretilen binalardan ibaretken, konut ve sosyal amaçlı binaların üretiminde çelik yapı sistemi tercih edilmemiştir. Steelife'ın 2000 yılındaki bu atılımı, özellikle depreme karşı güvenliği ile öne çıkan alternatif bir yapı sisteminin varlığını ortaya koymuştur ” diye konuştu.
Ancak çelik yapı sektörünün bu tarihten sonraki gelişiminin beklenenden yavaş olduğunu söyleyen Aydın, gelişimin yavaş olmasının nedenini, “Her yenilikte olduğu gibi hafif çelik yapı sisteminin de kullanıcılar tarafından en ince ayrıntısına kadar sorgulanmasından ve mesafeli yaklaşılmasından kaynaklanmaktadır ” diyerek açıkladı.

Sorgulayıcı olunmasına itiraz etmenin mümkün olmadığını ancak soru işaretlerinin ortadan kaldırılmasına, alışkanlıkların değişmesine, alternatiflerin de var olduğunun kabul görmesine katkıda bulunmak gerektiğine dikkati çeken Aydın, sözlerine şöyle devam etti:

“Nitekim Steelife, bunu sağlayabilmek için sektördeki en büyük showroom alanında, ziyaretçilerin içine girebilecekleri ve dokunabilecekleri binalarını sergilemektedir. Uygulanmış binaları yakından gören ziyaretçilerin kolayca ikna oldukları da görülmektedir. Hafif çelik yapılarda kullanılan konstrüksiyon profili üretimi ile birlikte farklı iklim bölgelerine ve yöresel mimari konsepte göre düzenlenen teknik standartları ve detayları sayesinde kusursuz bir yapı teknolojisi sunan Steelife, doğru altyapı, doğru proje, doğru üretim ve uygulamalar için tüm sektörel dinamikleri harekete geçirerek müşteri memnuniyetini esas almaktadır. Steelife, mimarlar, mühendisler, yatırımcılar ve proje geliştiricilerden konut sahibi adaylarına varan geniş müşteri kitlesine üretimde kullanılan teknolojiden yalıtıma, konfordan satış sonrası hizmetlere kadar her aşamada güvence vermektedir ” diye konuştu.

Gelişmiş ülkelerin çoğunda yüksek oranlarda kullanılan hafif çelik yapı sisteminin, neredeyse tamamı deprem kuşağında yer alan Türkiye için vazgeçilmez olduğunun altını çizen Aydın, hafif çelik yapı sisteminin hatayı minimum seviyeye indiren ön üretimi ve hafif çelik konstrüksiyonu sayesinde teknolojinin ve güvenliğin öne çıktığı bir yapı sistemi olarak alternatiflerinden ayrıldığını belirtti.

HAFİF çELİK YAPI KENTSEL DÖNÜşžÜM İçİN DE VAZGEçİLMEZ

Bülent Aydın, hafif çelik yapı sisteminin depreme dayanıklılığının yanında kentsel dönüşüm ile hedeflenen estetik ve çevreye duyarlılık konusunda da farkını ortaya koyduğunu söyledi.

Hafif çelik yapı sisteminin, depreme dayanıklılığı, estetiği, konforu, yüksek izolasyon değerleri, müstakil binalar konsepti ile kentsel yaşam düzeyinin yükseltilmesi için vazgeçilmez olduğunu kaydeden Aydın, az katlı yapılar ile estetik, konforlu yaşam alanlarının oluşturulabildiği hafif çelik yapı sisteminin alternatifleri ile kıyaslanamayacak kadar kısa sürelerde inşa edilebildiğinden dönüşümün hızla gerçekleşmesini sağlayabildiğini belirtti. Aydın, “Başta Avrupa ülkeleri olmak üzere gelişmiş pek çok ülkede şehir merkezine yakın ama şehrin dışında müstakil ve az katlı olarak konumlandırılmış benzer yaşam alanlarını gözlemliyoruz ” dedi.

Son yıllarda kentsel dönüşüm çerçevesinde çıkarılan kanunlar ile mevcut fiziksel durumun ve çevre görüntüsünün geliştirilmesi, güzelleştirilmesi ve daha sağlıklı bir yerleşim düzeni sağlanması ile kentsel yaşam düzeyinin yükseltilmesinin hedeflendiğini kaydeden Aydın, kentsel dönüşüm sürecinde, belirlenen amaçlara uygun yapı sistemlerinin kullanılmasının da bir zorunluluk olduğunu ifade etti.

Hafif çelik yapı sisteminin bir diğer avantajı olarak yüksek ses ve ısı izolasyonlarına sahip olmasını gösteren Bülent Aydın, sözlerine şöyle devam etti:

“Dünyayı tehdit eden karbon salınımı ve 4-5 yıl içinde Avrupa 'da yürürlüğe girmesi beklenen minimum karbon emisyonlu evlerin yapılması zorunluluğu, yüzde 100 dönüşümlü malzemeden üretilen ve ekolojik olması ile öne çıkan hafif çelik yapı sisteminin gerekliliğini ortaya koyuyor. çünkü hafif çelik yapı sistemi sahip olduğu izolasyon değerleri ile klasik yapı sistemlerine göre çok daha az enerjiye ihtiyaç duyuyor. Bu seviyedeki bir yapı sisteminin de minimum karbon emisyonuna sahip sürdürülebilir evlerin üretimi için ideal bir temel oluşturduğunu söyleyebiliriz “

çELİK YAPI TEşžVİK EDİLMELİ

Türkiye 'de çelik kullanım oranının çok düşük olduğuna işaret eden Bülent Aydın, 2007 yılına ait verilere göre neredeyse tamamı deprem bölgesi olan Türkiye'de konutlarda çelik kullanım oranının yüzde 0,5 düzeyinde olduğunu kaydetti. Oysa bu oranının İngiltere 'de yüzde 54, İskandinav ülkelerinde yüzde 40, Fransa ve Almanya gibi betonarme kullanımının yaygın olduğu ülkelerde ise en az yüzde 30 civarında olduğunu kaydetti.

“çeliğin depreme en iyi karşılık veren malzeme olduğu gerçeği dikkate alındığında Türkiye 'de inşaat sektöründe çelik kullanımı isabetli bir tercih olacaktır ” diyen Aydın, çeliğin ahşaptan 21, betonarmeden 10 kat daha esnek olduğuna dikkat çekti. çeliğin her türlü zemine uygun olduğu gibi deprem güvenliği açısından risk taşıyan zeminli bölgeler için de vazgeçilmez olduğunu söyleyen Aydın, “Hafiftir, özgül ağırlığı taşıdığı yüke oranla küçüktür. Yüzde 100 geri dönüşümlüdür. Tüm bu özellikler çeliğin sağlamlığını tartışılmaz kılar. Dolayısıyla çelik yapı sistemi kullanılarak üretilen yaşam alanlarının önemi göz ardı edilemez. Bu nedenle çelik yapıya daha fazla önem verilmeli, hatta teşvik edilmelidir ” görüşünü kaydetti.
 
STEELIFE SEKTÖRE NELER KAZANDIRDI

Steelife'ın sektöre kazandırdıklarının sunduğu sistemin ve ürünlerin kalitesinden ibaret olmadığına işaret eden Bülent Aydın, Steelife 'ın sektörün gelişimine yaptığı katkılara çelik sistemin yaygınlaştırılması, standart dışı üretimler ile zedelenen imajın düzeltilmesine yönelik çalışmalar ve sektör çalışanlarının eğitimini de eklemek gerektiğini ifade etti. Aydın, şöyle devam etti:
“Steelife, sektörün profesyonellerinin yetiştiği üniversitelerde çelik sistemin daha fazla yer bulması için girişimlerde bulunmuş, İTÜ Mimarlık bölümünden bir grup öğrenci ile birlikte çelik sistem ile projelendirilen, farklı yörelerin mimari ve kültürel taleplerine cevap verecek konut projeleri hazırlanmasını sağlamıştır.

Türkiye'de inşaat sektörünün genelinde olduğu gibi hafif çelik yapı sisteminde de var olan standarttan yoksun üretim sorununa çözüm olmak gayesiyle, hafif çelik sistemin tüm detaylarının çözüldüğü, bilimsel tabanı olan, 350 sayfalık bir mimari detay katalogu hazırlayarak belirsizlikleri ortadan kaldırmıştır. çelik yapı sistemi ön üretimli bir yapı sistemi olduğundan uygulama alanındaki hataların, aksaklıkların, zaman kayıplarının da önüne geçebilmektedir. Ancak diğer taraftan teknolojik bir sistem olduğundan kalifiye uygulamacılara da ihtiyaç duymaktadır. Steelife'ın teknik yeterliliğe sahip uygulamacıları yetiştirme ve sektöre kazandırma misyonu da aralıksız sürmektedir. ”