Sur Çelik Kapı, Artaş ile üretime geçti!
20 yıldan bu yana üst gelir grubuna yönelik çelik kapı üretimi gerçekleştiren Sur Çelik Kapı, alt gelir grubuna yönelik projeler için de kapı üretmeye başladı. Astaş markasıyla üretilen kapılar pazara çıkmaya başladı.
20 yıldan bu yana üst gelir grubuna yönelik çelik kapı üretimi gerçekleştiren Sur Çelik Kapı, alt gelir grubuna yönelik projeler için de kapı üretmeye başladı. Astaş markasıyla üretilen kapılar pazara çıkmaya başladı.
A ve B gibi lüks segmente yönelik yıllık 35 bin çelik kapı üreten Sur Çelik Kapı, alt gelir grubuna yönelik kapı üretimi için de çalışmalarını tamamladı. C-D grubuna yönelik projeler için Astaş markasını oluşturan şirket, satışlara başladı. Sur Çelik Kapı Yönetim Kurulu Başkanı Yalçın Pekgüzel, “Ürettiğimiz kapı adetiyle lüx segmente adetsel olarak birinci sıradayız dolayısıyla bu pazarda talep ve adetsel hedefl erimizi tutturduk. Ama alt segmentten bize ciddi anlamda talep geliyordu. Bu talepleri karşılamak için o yönde yatırıma başlayarak, bu gelir grubuna yönelik de bir alt marka çalışması yaptık. Böylece Astaş markasıyla düşük fiyatlı ürün isteyen projelere de cevap vermeye başlayacağız. Diğer ürünlerimize göre yüzde 25-30 oranında daha ucuz olacak bu ürünümüz son kullanıcıdan çok projelere yönelik olacak. Astaş markamızla yıllık 20-30 bin kapı üretmeyi planlıyoruz” diye konuştu.
Yalçın Pekgüzel, kuruluşu 1930’lara dayanan şirketlerinin çelik kapı sektörüne geçişin nasıl olduğunu da anlattı. Daha önce yapı profilleri imalatı ve emaye çelik kapı üretimi yaptıklarını kaydeden Yalçın Pekgüzel, 1996 yılında katıldığı bir fuarda gördüğü Amerikan çelik kapı ile birlikte çelik kapı alanına girdiklerini söyledi. Dışı komple çelik, içi poliüretanlı bir ürünün kendisine çok ilginç geldiğini belirten Pekgüzel süreci şöyle anlattı:“Üretim teknolojisi de bizim emaye küvette kullandığımız preslerle yapılabilecek bir işti. Bizde 96 yılında Türkiye’nin ilk poliüretanlı monoblog komple çelik kapı üretimini yaptık. Yaklaşık 2003 -2004 ‘e kadar Türkiye’de poliüretanlı tek parça monoblog çelik kapı üretimi yapan tek firma olduk. Daha sonra kalitede iyi olan bu ürünleri dekoratif olarak da geliştirmeye başladık." 2004-2005 yılında ise ilk alüminyum çerçeveli çelik kapı üretimine başladıklarını belirten Pekgüzel, "Sonra alüminyum sistemlerde kaplamaları değiştirme fırsatımız oldu. Türkiye’de yine ilk defa taş kaplamalı, cam kaplamalı ürünler yapmaya başladık. 4-5 yıldır bu ürünlere çok fazla ilgi alıyoruz” dedi.
45 milyon TL ciro yaptı
Tasarım konusuna çok emek veren bir firma olduklarını dikkat çeken Pekgüzel, ciddi bir Ar-Ge yaptıkları tasarım alanında sektörde en fazla tasarım patenti alan firma olduklarını savundu.
Şirketlerinin her yıl yaklaşık yüzde 8- 10 arasında büyüdüğünü ve 45 milyon TL’ye yakın ciro yaptığını söyleyen Pekgüzel, aralarında Sinpaş ve Oyak gibi büyük firmaların projelerinin bulunduğu 1000’den fazla projede yer aldıklarını aktardı. Türkiye’de ulusal bazlı çalışan tek çelik kapı firması olduklarını ifade eden Pekgüzel, Gaziantep, Trabzon, İstanbul, Ankara, Antalya ve İzmir’de bölge müdürlükleri olduğunu söyledi.
Üretimlerinin yüzde 8 ila 9’unu ihraç ettiklerini belirten Pekgüzel, “Ağırlıkla Avrupa ülkelerine satıyoruz ancak gelişmiş ülkelerde de çelik kapı iki sebepten çok talep görmez. Birincisi alarm sistemlerinin çok gelişmiş olması ikinicisi de emniyet ve güvenlik sistemlerinin daha hızlı çalışmış ve sistemin oturmasından dolayı. Hayat standardının daha eşit olmasından dolayı hırsızlık oranları daha düşüktür. Fakat Avrupa’ da son 5-6 yıldır Polonya, Bulgaristan gibi daha alt ekonomisi olan ülkelerin AB’ye girmesiyle de Avrupa’da da talepler küçük küçük arttı” açıklamasını yaptı.
Hırsızlık testinden başarıyla geçti, kapısı kırılana parayı iade ediyor
2005 yılında Türkiye’nin AB normunda ki ilk uluslararası 1627 hırsızlığa dayanıklılık testi yaptıran firması olduklarını belirten Yalçın Pekgüzel şunları söyledi: “Pek çok firmanın geçemediği bu testte seviye de önemli. Çelik kapıda 1 den 6 ya kadar güvenlik seviyesi var. Biz testi kilit bölgesinde maksimumla geçtik.” Fabrikadan çıkan her ürününün bir numarası olduğunu ifada eden Pekgüzel, “Dolayısıyla şimdiye kadar tespit edilmiş hiçbir hırsızlık vakamız yok. 1-2 uygulama oldu bunlar da adi hırsızlık değildi. Yani apartmanda kimse oturmuyor hırsız 2 gün uğraşmış öyle kapıyı açmıştır. Ayrıca perakendede 5 bin liralık kapı aldığınızda hırsızlık faaliyeti olursa o 5 bin liralık zararını ödüyoruz, aynı zamanda kapının yenisini satıyoruz” diye konuştu.
Aile işletmesiyiz ancak anayasamız var
Kapı dışında mutfak ve otel mobilyaları da üreten şirketlerinin aile işletmesi olduğunu anlatan Pekgüzel, “4 kardeşiz. Annem de dahil eşit hisseyle hepimiz yüzde 20 ortağız. Annem hariç herkesin şirketteki hissedarlık dışında bir işi var. Ayrıca dengeyi korumak için aile anayasamızla aldığımız bazı kararlar var. Ailedeki abi kardeşlik hukuku şirkette geçerli değil. Şirket menfaati ön planda tutularak kararlar veriliyor. Bütün şirketlerimizin satın almasına kız kardeşim bakıyor. En küçük kardeşim de bizim otel mobilyası ve mutfak işinin başında duruyor. Profesyonel ekibimizin yanında hızlı karar vermede bizim hissedarlar eş imza kullanıyor” dedi.
Dünya