Talepten fazla konut üretilmesi ABD'de en büyük sorun!
Tuna Gazetesi köşe yazarı olan Kazım Köse bugünkü köşe yazısında, konut sektöründe balon var mı sorusunu yanıtladı. Köse, konut sektörünün sorunlarını anlattı. İşte o yazı...
Önce Amerika da daha sonra Avrupa da yaşanan konut sektöründe balon oluşması. Ekonominin konuşulan popüler konularından artık. Çünkü 2008 de ABD de başlayan ekonomik krizin tetikleyicisiydi bu sorun.(talepten çok fazla konut üretilmesi) ABD ve Avrupa'yı etkileyen ekonomik kriz devam etmekte, üstelik ne zaman düzelme olacağı konusunda kimsede sağlıklı bilgi yok. Bu nedenle konutta balon oluşması korkutucu bir konu hatta öncü olmuş durumda. Ülkemizde de son zamanlarda konut sektörünün hızla gelişiyor olusu, bizde de bir balon oluşumu sorusunun sorulmasına yol açıyor. Yaklaşık son 10 yıldır başta TOKİ, ardından yıllardır konut yapan inşaat firmaları, yıllardır inşaat yapmayıp ta son zamanlarda konut yapmaya başlayan, tekstil, petrol ya da otomotiv firmaları olmak üzere harıl harıl konut üretimine girişmeleri " Ülkemizde bir konut balonu oluşmasına yol açar mı?" şeklinde düşündürtmüyor değil.
Çünkü ABD de de benzer bir süreç yaşanmış ardından krize sebebiyet vermişti. Elbette tüm bilim dallarında olduğu gibi ekonomi de de benzer sebeplerin benzer sonuçlar doğurduğunu söyleyebiliriz bu duruma göre o zaman Türkiye de de potansiyel bir ekonomik kriz söz konusu mu? Rahatlıkla hayır diyerek cevaplayabileceğimiz bir soru bu. Çünkü ülkemizin kendisine özgü birtakım realiteleri söz konusu. Bunları, 2001 de kendi krizimizi yaşamış olmamız deprem riskimiz dolayısıyla daha sağlam konutlara ihtiyaç duymamız. Çok uzun vadeli ev kredilerinin son 8,9 yıldır alınabiliyor olması ve nüfus yaş ortalamamızın çok düşük olması (Türkiye de 29, Avrupa da 48, ABD de 39.5 şeklinde sıralayabiliriz.) Bize özgü şartlan kısaca açmak gerekirse, 2001 krizinden sonra alınan tedbirler başta bankacılık sektörü olmak üzere birçok alanda etkili olmuş. Bu düzenlemeler siyasetende desteklemiştir. 99 depreminin ardından ortaya çıkan konut stokumuzun depreme dayanıklı olmayışı dolayısıyla yenilenmelerinin gerekmesi. ABD de neredeyse yüz yıla dayanan uzun vadeli ev alabilme imkanına ülkemizde son yıllarda sahi olabilinmesi. Ülkemizdeki genç nüfusun para kazanır ve bolca harcama yapabilir yasta olması. Bizi ABD ve Avrupa dan ayıran yerel özelikler olarak görünüyor. Bu durumda uzun bir sure daha konut sektöründe balondan söz etmemiz mantıklı olmaz düşüncesindeyim. Dünyadaki kırılgan ortam dolayısıyla kesinlikle bir kriz yaşamayız deme cüretinde bulunmuyorum tabiî ki. Beklememekle beraber ekonomik krizle karşılaşma riskimizi göz ardı etmiyorum. Eğer yaşanacaksa konut sektöründen kaynaklanmayacağına inanıyorum. O kadarki konuttan kaynaklanan bir sorunda, biraz ekonomiden anlayan birisi olarak kendimi ters köşeye yatmış kaleci gibi hissedeceğim.
Kazım KÖSE/Tuna Gazetesi