08 / 11 / 2024

Taner Yıldız: Faturasını ödemeyenin elektriğini keseriz!

Taner Yıldız: Faturasını ödemeyenin elektriğini keseriz!

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız yaptığı açıklamada, " Elektrik parasını ödemek istemiyorum, elektriğimi kesemezsin derse birisi, kusura bakmayın onun elektriğini kesmek durumundayız " dedi





Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, TBMM Genel Kurulu'nda, tasarı üzerinde milletvekillerinin sorularını yanıtlayan Yıldız, IŞİD'in, son 4 yıl içerisinde Suriye ve Irak'ta ortaya çıkan, içerisinde en az 6 tane ayrı birimin bulunduğu örgüt olduğunu söyledi.


49 Türk vatandaşının orada alıkonulmuş olmasının herkesi derinden yaraladığını ve üzdüğünü belirten Yıldız, "Bu konuyla ilgili şu ana kadar yapılan çalışmaların hassasiyeti ve gizliliği... Büyük ölçüde buna dikkat eden muhalefet de dahil olmak üzere, oradaki insanlarımızın sağlığını ön plana koymuş bulunuyoruz. Her birimizin bu konuya nezaket göstermesi lazım. Bu konu kolay bir konu değil. Tabi 'hallolacak, edilecek' tarzında bir cümleyi benim burada peşinen etmem doğru değil. Ancak bunun siyasi yanlarıyla alakalı öncelikle oradaki insanımızın sağlığı birinci planda. Bildiğimiz her konunun kamuoyu ile paylaşılması doğru değil. Temennimiz, ümidimiz ve inancımız, bir an önce bütün rehinelerin kurtarılmasıdır" dedi.


"Elektrik, enerji ile alakalı sıkıntımız yok"


Bakan Yıldız, "elektrik fiyatları ve ödenmemesi nedeniyle bazı yerlerde yapılan eylemlerle" ilgili soru üzerine, hiçbir vatandaşın hakkının diğerinin üzerinde kalmaması gerektiğini kaydetti.


Türkiye'de 81 ilde de elektrik fiyatlarının aynı olduğunu belirten Yıldız, şunları kaydetti:


"Şu konuda mutabık mıyız? Parasını ödeyenlere elektrik hizmetinin verilmesi lazım, parasını ödemeyenlerin ise borçlarını yapılandırmamız lazım. Bir kısım vatandaşlarımızdan sehven şöyle bir istek geliyor: Biz para ödemeyelim ama elektriği de kullanalım. 150 bin nüfuslu bir ilçede ödememe oranı yüzde 95, ödeme oranı yüzde 5 olabilir mi, bu makul olabilir mi, bu doğru karşılanabilir mi? Bu bizim; Hükümet etme, idare etme ile ilgili yapımızı zedelemez mi? Deniyor ki 'biz eylem yapıyoruz, elektriğimizi kestiniz.' Ödeme yapmak isteyen varsa yapılandıracağız, kamu olarak da özel şirket olarak da her türlü kolaylığı göstermek durumundayız. 'Ama ben elektrik parasını ödemek istemiyorum, yapılandırmak da istemiyorum, herhangi bir ödeme takvimim de yok, elektriğimi kesemezsin' derse birisi, kusura bakmayın onun elektriğini kesmek durumundayız.


Bizler Türkiye'de özellikle son 12 yılda yapılan enerji yatırımları ile beraber, arzımız talepten daha fazla. Şu anda yüzde 12-15'ler civarında daha fazla arzımız var. Elektrik, enerji ile alakalı hamdolsun bir sıkıntımız yok. Geçen yıl 245 milyar kilovatsaat elektrik tüketildi. Bu elektriği kimler tüketiyor? Yaklaşık 29 milyon abone tüketiyor. Bu enerji kullanılmazsa, nasıl elektrik tüketiminden bahsedeceğiz. Biz vatandaşımızın hassasiyetini, belki de maksadını aşan bir şekilde trafoları yakarak, binalara saldırarak ve oradaki direkleri yıkarak göstermesini tasvip etmiyoruz. Elektrik paralarını ödemelerine gerekçe olarak böyle eylemleri hiç ama hiç doğru bulmuyoruz."


"Fonlanması halinde TRT payının sıfırlanacağını söylemiştik"


Taner Yıldız, "Elektrik faturalarındaki TRT payının kaldırılıp kaldırılmayacağının sorulması" üzerine, TRT'nin ortaya koyduğu kurallar ve yayın politikaları ile beraber milli kanal olarak objektifliğini korumak zorunda olduğunu belirtti.


Elektrik faturalarındaki yüzde 3.5 olan TRT payının yüzde 2'ye indirildiğini anımsatan Yıldız, "Kamu bütçesinden sağlanmış olması halinde, o bütçeyi yapan Hükümetin tesiri altında kalacağı gerekçesiyle, kamu bütçesinden TRT fonlanamıyor. Ama bunun bir şekilde bütçelendirilmesi lazım. Bizim seçim beyannamelerimizde de bunun payının bulunması, fonlanması halinde, TRT payının sıfırlanacağını söylemiştik. Şimdi bütün kurumlarımızla beraber, eğer kamu bütçesinin haricindeki bir fonla fonlanabilmesi halinde hedeflerimiz doğrultusunda davranacağız" dedi.


Görüşmelerin ardından, Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Sistemine İlişkin Hükümetlerarası Anlaşmanın Eki Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ve The Trans Anatolian Gas Pipeline Company B.V. Arasında Trans-Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Sistemi Hakkında Ev Sahibi Hükümet Anlaşmasına İlişkin Değişikliğin Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı kabul edilerek yasalaştı.


"7.2 milyar dolarlık daha az doğalgaz ithal edeceğiz"


Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, "Nükleer santralları kurmuş olmamız halinde, her bir nükleer santral devreye girmiş olması halinde, hem Sinop hem de Mersin, 7.2 milyar dolarlık daha az doğalgaz ithal edeceğiz. Çünkü biz kuracağımız nükleer santralı Atatürk Barajı'nın yerine kullanmayacağız, Boyabat'daki HES'in yerine kullanmayacağız" dedi. 


Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti ile Azerbaycan Cumhuriyeti Hükümeti Arasında Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı Sistemine İlişkin Mutabakat Zaptının Onaylanmasının Uygun Bulunduğuna Dair Kanun Tasarısı, TBMM Genel Kurulu'nda kabul edildi. 


Bakan Yıldız, tasarının görüşmeleri sırasında söz alarak Türkiye'nin enerji kaynaklarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 


Gelişmiş ülkelerin bütün enerji kaynaklarını değerlendiren yapılar kurduklarını belirten Yıldız, Türkiye'nin 2013 yılında elektriğin dörtte birinin yağış rejimleriyle birlikte sudan elde edildiğini aktardı. Bu yıl ise yağış rejimlerinin neredeyse yüzde 19, 20'ye düştüğünü belirten Yıldız, aradaki farkın diğer kaynaklara bölüştürüleceğini kaydetti. Güneş enerjisi ile nükleer santraldan elde edilen enerjiyi karşılaştıran Yıldız, birini tercih etmenin diğerinden vazgeçmek anlamına gelmediğini de vurguladı.  "Güneş her zaman istediğimiz oranda olmayabiliyor" diyen Yıldız, "Karşılaştırdığımızda, yalnızca teknik spektler açısından söylüyorum, 7 kat kadar nükleer lehine bir gelişme var" ifadesini kullandı. 


Dünyadaki 442 santralın yarısının ABD, Fransa ve Japonya'da kurulu olduğuna işaret eden Yıldız, şöyle devam etti:


"Herhalde özgürlükler açısından, insan sağlığı açısından bizden daha az önem veren ülkeler değil bunlar. Ben kamuoyunun doğru bilgilendirilmesinden yanayım. Doğru bilgilendirdiğimiz kadar bunların tercih edileceğine de inanıyorum. Ama şunu da söylemem lazım, nükleer santrallarının ithal yakıt oranı diğerlerinden daha fazla değildir. Güneş, yağmur, jeotermal Allah'ın bize verdiği kaynaklardan. Ama nükleer santralları kurmuş olmamız halinde, her bir nükleer santral devreye girmiş olması halinde hem Sinop hem de Mersin 7.2 milyar dolarlık daha az doğalgaz ithal edeceğiz. Çünkü biz kuracağımız nükleer santralı Atatürk Barajı'nın yerine kullanmayacağız, Boyabat'daki HES'in yerine kullanmayacağız." 


Yıldız, bu santralların kurulmasıyla birlikte en son teknolojiyi kullanacak bir yapının da kurgulanması gerektiğini söyledi.


Gelişen Türkiye'nin enerji portföyünü tüm enerji kaynaklarını en verimli şekilde kullanarak oluşturmak istediklerini belirten Yıldız, "Ben bütün enerji kaynaklarının gelişmesinde vermiş olduğunuz destekten dolayı teşekkür ediyorum" dedi. 


" Aynı şirket olması tabii ki o şirket açısından dikkatleri üzerine çeker"


 Yıldız'ın açıklamalarının ardından soru cevap bölümüne geçildi. 


Bakan Yıldız, bir soruyu yanıtlarken de tüm milletvekillerinin nükleer santralı aynı derecede desteklemesinin beklenemeyeceğini, ancak kendilerinin de tüm risk analizlerini yaparak hareket ettiklerini belirtti. 


CHP Uşak Milletvekili Dilek Akagün Yılmaz'ın Soma'da 301 işçinin hayatını kaybettiği maden şirketi ile İstanbul'da 10 işçinin hayatını kaybettiği asansör kazasının yaşandığı inşaatın iş güvenliği denetimlerinin aynı firma tarafından yapıldığını ifade ederek, bu şirkete yönelik herhangi bir yaptırım olup olmadığını sorması üzerine de Yıldız, şunları söyledi:


"Soma'da 301 işçimizi kaybettiğimiz elim kazadan sonra 10 kardeşimizi de asansör faciasında yitirdik. Bundan üzüntülüyüz, ailelerine tekrar başsağlığı diliyoruz, kendilerine Allah'tan rahmet diliyoruz. İş güvenliği ile alakalı özellikle Çalışma Bakanlığımızın yaptığı bir inceleme var. Adli soruşturmalar, idari soruşturmalar devam ederken aynı zamanda kurumlarımızın da özellikle işçi sağlığı ve iş güvenliğiyle alakalı müfettişlerimizin de yürüttüğü bir çalışma var. Bunun aynı şirket olması tabii ki o şirket açısından dikkatleri üzerine çeker ama özellikle münhasıran son asansör kazasıyla alakalı, teknik gerekçelerle mi olmuştur, idari bir inisiyatif kullanmada sıkıntı mı olmuştur, bunların her birisi o incelemelerden sonra kamuoyuyla paylaşılacak. Tabii ki denetim şirketi de bunun istisnası değildir." 



Dünya




Geri Dön