Tapu Kadastro Kanunu'na karşı bürokrat direnci 2
Kısaca detaylı hukuk terminolojisine girmeden hatırlayalım
5841 Sayılı Yasa,
Tapuda kayıtlı bir taşınmaz için 10 yıl geçtikten sonra iddia ve taşınmazın niteliğine bakılmaksızın, Devlet yada diğer kamu tüzel kişileri dahil tarafların sıfatına bakılmaksızın tapunun iptali için dava açılamayacağını, Kanunun geçici maddesi ise Devletin hüküm ve tasarrufu altında olduğu iddiası ile yürürlük tarihinden önce açılmış ve henüz kesin hükme bağlanmamış olan davaların geri çekilmesini öngörmektedir.
Bu Kanun Türkiye Büyük Millet Meclisinden geçmiş, Cumhurbaşkanınca onaylanmış, Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe girmiş ve halen yürürlükte olan bir kanundur.
Kanunun Anayasaya aykırı olduğu iddiası ile CHP ve Yargıtay 20. Hukuk Dairesi tarafından yürütmeyi durdurma talepli olarak iptali için Anayasa Mahkemesine başvurulmuştur.
Ancak bu satırların yazıldığı ana kadar 5841 Sayılı Kanunla ilgili olarak Anayasa Mahkemesi tarafından verilmiş bir yürütmeyi durdurma kararı veya iptal kararı yoktur.
Türkiye Cumhuriyeti Büyük Millet Meclisinden geçerek Yasalaşmış ve yürürlükte olan 5841 Sayılı Kanunu önüne gelen somut olaya uygulamakla yükümlü olan Orman Bakanlığına bağlı bir ORMAN İŞLETME ŞEFİNİN 5841 SAYILI KANUNUN UYGULANMASI İÇİN KENDİSİNE BAŞVURAN BİR VATANDAŞA CEVABEN DÜZENLEDİĞİ İNCELEME RAPORUNDA Sayın Orman İşletme Müdürü aşağıdaki tespitleri yapmaktadır ;
1) 5841 Sayılı Yasa Anayasanın 169uncu maddesine aykırıdır.
(Anayasa Mahkemesinden önce Sayın İşletme Müdürü 5841 Sayılı Yasanın Anayasaya aykırı olduğuna karar vermiştir.)
2)Anayasa Mahkemesine 5841 Sayılı Yasanın bazı maddelerinin iptali ve yürütmenin durdurulması istemli 2009/31 esas numaralı ve 2009/37 esas numaralı itiraz davası devam etmektedir.
(Sayın İşletme müdürü bu maddede Anayasa Mahkemesine iptal davası açılmış olmasının Anayasa Mahkemesince verilmiş Kanunun yürütmesinin durdurulması kararı olmamasına rağmen YASANIN UYGULANMAMASI İÇİN YETERLİ OLDUĞUNU İFADE ETMEKTEDİR )
3) Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 2009/4725 esas ve 29.04.2009 gün 2009/118 numaralı kararında özetle ; öncesi orman olan alanlarda kalan bir arazinin orman sayılması gerektiği ve devletin hüküm ve tasarrufunda bulunan ormanlarda 5841 sayılı yasadaki hak düşürücü sürenin uygulanamayacağı kararını verdiğini
5841 Sayılı Yasanın evvelinde orman olan ve sonradan hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan(2b) özel mülkiyete konu olmayacak nitelikteki araziler için uygulanamayacağını belirtmektedir.
(Sayın Orman İşletme müdürü bu maddede ise Yargıtay 20. Hukuk Dairesini Anayasa Mahkemesinin yerine koyarak zaten Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 5841 Sayılı Yasanın orman ve 2B alanlarında uygulanamayacağına kararını verdiğini ,bunun kendisince yeterli olduğunu ifade etmektedir.)
SONUÇ VE YORUM :
Kanunları uygulamakla yükümlü bürokratlar Kanunların Anayasaya uygun olup olmadığını denetleyecek yetkiye sahipse,Anayasa Mahkemesine Kanunun iptali için başvuru yapılmış olmasını Kanunun uygulanmaması için yeterli görmekteyse,Anayasa Mahkemesinin vermesi gereken kararı Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin verdiğini ve bunun kendisince yeterli olduğunu ifade ediyorsa bürokrattan Kanunun uygulanmasını bekleyen vatandaşın Anayasal açıdan başı dertte demektir.
Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı Tapulu arazisinin kanunla orman içine alınmasına,önce orman içine alınarak sonra 2b yapılarak tapusunun iptal edilmesine DEVLETİN KANUNUDUR diyerek saygı göstererek uyuyorsa ;
Kanunları uygulamakla görevli Türkiye Cumhuriyeti bürokratının Vatandaş lehine DEVLETİN ÇIKARDIĞI YASAYA saygı göstererek uyması görevidir.
BÜROKRAT AKSİ TAKDİRDE VATANDAŞA DEVLETİN ÇIKARDIĞI
ORMAN KANUNUNU DEĞİL ARGO ANLAMDAKİ ORMAN KANUNUNU UYGULAMIŞ OLUR.
Buda Hukuk Devleti İlkeleri ile asla bağdaşmaz.
Cihangir Dönmez
23.10.2009 İstanbul
Hukukçu Cihangir Dönmez'e soru sormak için tıklayınız!