Genel

Tarih, Edirne Arkeoloji ve Etnoğrafya Müzesi'nde yaşıyor!

Edirne'deki Arkeoloji ve Etnoğrafya Müzesi içinde bulunan eserlerini çeşitliliği ve tarihi sürece ışık tutan yönleriyle gezilmeye değer bir yer. Müzede hem civar kazılarında çıkarılan eserler hem de gümrükte yakalanan kıymetli eserler sergileniyor

Edirne Arkeoloji ve Etnografya Müzesi'nde sergilenen gelin ve damat kıyafetleri bir dönemin zarafetini ziyaretçilerin dikkatine sunuyor. Sahip olduğu zengin eserleriyle Türkiye'nin önemli müzeleri arasında yer alan Edirne Müzesi her yıl binlerce insan tarafından ziyaret ediliyor. çoğunluğunu öğrencilerin oluşturduğu ziyaretçiler müzede sergilenen birbirinden özel eserleri inceledikten sonra memnun bir şekilde ayrılıyor.

Müzenin en çok dikkat çeken bölümlerinden birisi de kuşkusuz gelin ve damat kıyafetlerinin sergilendiği teşhir salonu. Salon, müze yetkilileri tarafından oldukça etkileyici bir tarzda tasarlanmış. Müzeye gelenler bir dönemin zarif damat ve gelinliklerin sergilendiği salondan gözlerini ayıramıyor. Edirne'nin günümüzde de devam eden ve sünnet geleneğini yansıtan köşe de görülmesi gereken bir başka özel alan. Sünnet yatağı bir taht şeklinde düzenlenmiş. Ahşaplar üzerine işlenen resimli gözler, tahta benzersiz bir özellik katıyor.

Etnografya bölümünde Eski Cami'nin mihrabına serilmiş 'Gördes' tipi seccade, Atatürk'ün Edirne'ye geldiğinde kullandığı 'Siirt işi' battaniye, Yavuz Sultan Selim'in Selimiye'ye hediye ettiği muhteşem 'Kur'an-ı Kerim' sergileniyor.

Müzeyi gezerken Osmanlı'nın sanat bakımından zenginliği bariz bir şekilde kendini gösteriyor. Mavi-beyaz renkli İznik seramikleri hayran olunacak türden. Bunların Trakya'nın en erken tarihli Osmanlı seramiklerinden olduğunu öğreniyoruz müze yetkililerinden. Yan vitrindeki gümüş takılar ve karşısında şžarköy kilimleri ile etnografya bölümü tamamlanıyor.

Ziyaretçiler etnografya bölümünden sonra arkeoloji salonuna geçiyor. Bu bölüm gelenleri asırlar öncesi yolculuğa çıkarıyor. Girişin sol kısmı tarih öncesi çağlara, sağ kısmı ise Enez'in başyapıtlarına ayrılmış. Orta kısımda ise Edirne'nin ortasındaki Roma'dan günümüze ulaşan anıtsal saat kulesi çevresinde ortaya çıkan buluntular ve fırın yer alıyor.

Ziyaretçilerin ilgisini çeken bir başka bölüm de milyonlarca yıl önce bu topraklarda yaşamış hayvan fosillerinin bulunduğu bölüm. Ayrıca Trakya topraklarında çok sayıda olan tümülüs (mezar) buluntularının burada yer alması ise görenlere tarihin akışı içinde insani ihtiyaçların çok fazla değişmediğini gösteriyor.

Arkeoloji salonunun ikinci kısmında ise taş eserler, sikke bölümü bulunuyor. Burada 2008 yılından bu yana Enez kazılarından gelen eserler sergileniyor. Değeri müzenin gezilmesinden sonra ancak anlaşılabilen Enez ilçesi (Ainos) antik kentinin muhteşem buluntuları gelenleri kendisine hayran bırakıyor.

Müzenin farklı dönemlere ait zengin eserleri bünyesinde barındırmasının sebeplerinden biri Edirne'de birden fazla sınır kapısının olması. Gümrüklerde yurt dışına çıkarılmak üzere iken yakalanan eserler de müzenin envanterine zenginlik katmış. Bu nedenle Urartulardan Hititlere birçok uygarlık ve döneme ait eserleri Edirne Müzesi'nde görmek mümkün.

Mermer ve pişmiş topraktan yapılmış Roma dönemi eserleri, mezar stelleri, sunaklar, altın ve bronz eserler Edirne Arkeoloji ve Etnografya Müzesi'ni 'tarih zengini' gösteren diğer eserler.

Müze, özellikle ilköğretim okullarına yönelik çalışmalara ağırlık veriyor. Fotoğraf, resim, kompozisyon yarışmaları, boyama ve etkinlik kitapları, seramik çalışmaları, yapay kazı alanları, rehberli geziler ilköğretim öğrencilerinin dikkatini müzeye çekiyor.
Zaman/KADRİ KILIç