25 / 07 / 2024

Tarihi yarımadadaki yapılar minyatüre aktarılıyor

Tarihi yarımadadaki yapılar minyatüre aktarılıyor

Tarihi yarımadadaki 135 bin yapının tamamı, mahalle mahalle, ev ev bütün ayrıntısıyla minyatüre aktarılacak


Sentez Mekanik 10. yıl dönümünü kutladı!


Minyatür Sanatçısı Özcan Özcan, tarihi yarımadadaki 135 bin yapının tamamını, mahalle mahalle, ev ev bütün
ayrıntısıyla minyatüre aktaracak. Minyatürlerde sokaklardaki tabelalardan apartman numaralarına bütün ayrıntılar büyüteçle bakıldığında görülebilecek.

Derviş Zaim'in "Cenneti Beklerken" filmindeki minyatür çalışmalarda imzası bulunan ve İstanbul'un fethini en kapsamlı anlatan minyatür çalışmasının sahibi Özcan, ekibiyle yapacağı yeni çalışması hakkında AA muhabirine bilgi verdi.

Sanatın bütün evlerde konuşulur hale gelmesini, çalışmalarının bütün evlere girmesini ve sevilmesini sağlamayı hedeflediğini belirten Özcan, minyatürlerinde ev figürleri yapmaya başlayınca çevresindeki herkesin kendi evlerini de yapmasını istediğini anlattı.

O zaman tarihi yarımadayı yapmaya ve İstanbulluyu sanatla buluşturmaya karar verdiğini söyleyen Özcan şöyle konuştu:

"Dünya üzerinde şimdiye kadar hiç yapılmamış bir şey yapmış olacaktım. Bu zaten minyatürde devrim niteliğinde bir çalışma. Çünkü mahallede gezer gibi yapıyorsunuz. Sonra 'Bunu biraz büyütelim, reklamlar, tabelalar olsun' da dedik.Tabelalara varana kadar yapıyorum, mesela şurada 14 numara yazar. Onları görüyorlar, bu da size zevk vermeye başlıyor. Toplam 135 bin yapının hepsi yapılacak, evine göre, rengine göre. İnanılmaz bir belgeden bahsediyoruz."

Tarihi yarımadanın 1/5000 ölçekte, mahalle mahalle, 70'e 100 santimetre büyüklüğünde tabakalara aktarılacağını anlatan Özcan, "Herkes kendi tabelasını okuyabilecek. Belgesel açıdan da bu çok daha önemli olacak, yani standarda bire bir uygun yapmış olacaksınız. Bugün Google Earth'ten bile göremediğiniz şey binaların cephesi, bunu da ancak minyatürden görebiliyorsunuz" dedi.

Evlerin önce fotoğraflarını çektiklerini, sonra bire bir tabakalara aktardıklarını anlatan Özcan, o an evin balkonunda çamaşırlar varsa veya cam kenarında bir vazo varsa bunu da yapacaklarını kaydetti.

İnsanlar değil ama martılar, kediler ve köpekler gibi canlı unsurların da bölgenin özelliğine göre çalışmada yer alacağını ifade eden Özcan, "Bir de şunu düşündük. Burada, Küçük Ayasofya'da bir mezarlık var. Kaç mezar varsa hepsi sayılacak,ona göre yapılacak. Tarihi yarımada ağacından tutun, çöpüne kadar bire bir yapılacak. Elektrik direkleri, bankalar, bankamatikler... Evet deli işi, çok zor bir proje ama üç senede tamamlamayı planlıyoruz. Her ay bir mahalleyi bitirmeyi düşünüyoruz" diye konuştu.

Çalışmanın dünyada bir ilk ve son olacağına, çünkü böyle bir şeye cesaret edebilen kimsenin olmadığına dikkati çeken Özcan, bu çalışmayı yapabilmek için çok usta olmak gerektiğini belirtti.

Tarihi yarımadanın 2010-2013 arasındaki görüntüsünü geleceğe aktaracaklarını dile getiren Özcan, mahalledeki insanlarla görüşüp oradaki insanların yapılmasını istediği her şeyi alarak İstanbul'un rengini ve dokusunu yansıtacaklarını anlattı.

Şehirdeki reklam panolarının minyatürlerde de olacağını söyleyen Özcan, reklam da alınabilecek bu projeye paha biçilemeyeceği için, sponsorla çalışmayı planladıklarını anlattı.

Özcan, "50 sene sonra baktığınızda diyeceksiniz ki 'işte biz bu parkta oynuyorduk şu evi yaktılar şu evin dış cephesi değişiyor' Bu muazzam bir belge olmuş oldu" diye konuştu.

-"MİNYATÜR, ÖZGÜRLÜĞÜN SANATIDIR"
Bir maliye bölümü mezunu olarak, bir süre çeşitli işletmelerde yönetici olarak çalıştığını, ancak hayatını böyle geçirmek istemediğine karar vererek kendini yalnız minyatüre adadığını anlatan Özcan, 17 yaşından beri 80 bin minyatüre imza attığını ve minyatürü kendi araştırmaları ile öğrendiğini söylüyor.

Minyatürü "gerçek olamayacak kadar büyülü, hayal olamayacak kadar da gerçek bir sanat" olarak yorumlayan Özcan, minyatür sanatı için "Resmin başlayacağı ilk nokta ile ulaşabileceği en son aşamadır" ifadesini kullanıyor.

Minyatürü "özgürlüğün sanatı" olarak da tanımlayan Özcan, minyatüre bakış açısının ise çok farklı olduğunu belirterek şöyle diyor:

"(Minyatürde perspektif yoktur, ışık, gölge yoktur) derler. Hiç ilgisi yoktur. Minyatür özgürlüğün sanatıdır. Nasıl istiyorsanız öyle kullanırsınız. Resmin kuralları yoktur minyatürde. Görmek istediğinizi görür, görmek istemediğinizi görmeyebilirsiniz. Derinlik sağlayabilirsiniz. Minyatür bütün akımların çıkış kaynağıdır. Şartlanmamış insan doğasının resmidir."
AA


Geri Dön