Tavuk Adası'nda çalışmalar tam gaz! 'Keyif Adası'na dönüşüyor!
Cunda Adası'na 700 metre mesafede yer alan Tavuk Adası'nda inşaat çalışmaları 10 Nisan tarihinden itibaren devam ediyor. Peki son olarak ruhsatının iptali için yargıya taşınan Tavuk Adası ne zaman hizmete açılacak? İşte Tavuk Adası'na ilişkin merak edilen tüm soruların yanıtı...Ayvalık’a çok yakın, sahile birkaç km mesafede, 17 dönümlük bir ada olan Tavuk Adası'nın inşaat çalışmaları hakkında bilgi veren Eskidji A
Cunda Adası'na 700 metre mesafede yer alan Tavuk Adası'nda inşaat çalışmaları 10 Nisan tarihinden itibaren devam ediyor. Ayvalık’a çok yakın, sahile birkaç km mesafede, 17 dönümlük bir ada olan Tavuk Adası'nın inşaat çalışmaları hakkında bilgi veren Eskidji A.Ş sahibi İş insanı Dikran Masis, 450 sene önceki Yunan Adası ve Agorası konseptinde, sanat ve antikanın bir araya geleceği bir ‘Keyif adası’ inşa ettiğini kaydetti.
Gazete Ayvalık'ın söyleşi gerçekleştirdiği Eskidji A.Ş sahibi İş insanı Dikran Masis, Tavuk Adası’nda inşaat çalışmalarının ayrıntılarını anlattı Nilgün Kaya'nın sorularını yanıtladı.
Gazete Ayvalık tarafından Masis'e şu sorular yönlendirildi "‘Ayvalık halkı merak ediyor. Tavuk Adası’nda nasıl bir proje düşünüyorsunuz? İçeriğini detaylıca anlatır mısınız? Sosyal medyada bir imaj dolaşıyor. O imaj üzerinden mi gidelim? Adada yapılan günü birlik turistik tesis mi, konsept proje mi? Hedef kitlesi nedir?’ Maliyeti nedir?, ‘Proje hangi kurum tarafından onaylandı? Hangi plan kararlarına dayalı olarak hazırlandı?’, ’Halkın tepkisinden haberdar mısınız? Bu konuda ne diyeceksiniz?’ ‘Tabiat parkında, doğal koruma alanı statüsündeki bir yerde inşaat yapmak, üstelik ağır iş makineleri ile sizi endişelendiriyor mu?’ ve ‘Ayvalık daha önce benzer süreçleri yaşadı. Suzan Sabancı Ay Işığı Manastırını satın alıp restore etti. Rahmi Koç, Cunda Taksiyarhis Kilisesini benzer şekilde onardı yalnız her iki yapı da özel müze statüsünde. Siz ise dini bir yapıyı turistik bir yapıya dönüştürüyorsunuz. Dini bir yapının turistik amaçla kullanılmasını nasıl yorumluyorsunuz?" İşte Dikran Masis'in merak edilen sorulara verdiği yanıtlar...
Tavuk Adası’ndaki inşaat çalışmalarına ilişkin ilk kez açıklama yaptığını belirten Dikran Masis’in sorulara yanıtları ve projeye yönelik açıklamaları şu şekilde;
ADA SENENİN 6 AYI AÇIK BULUNUYOR
“İki parsel var adada. Bir tanesi günü birlik olan kısım diğeri de maalesef yıllar önce dinamitlenen manastır kısmı. İlk başta biz manastır kısmının inşaatını yapacağız çünkü onun bütün izinleri çıktı. Günü birlik için izin bekliyoruz. Manastır aşağı yukarı 20-25 odalı bir manastır. Onun yüzde 30’u kadarını turizm olarak kullanabileceğiz. Restoranlar vs. yapabileceğiz. Geri kalan kısmında mesela cam atölyesi görmek istiyorum. Heykeltıraşlar gelsin istiyoruz. Ressamlar istiyorum. Tamamıyla sanat ağırlıklı, bu küçük odalarda sanatçıları göreceksiniz. Bence hayatta başarabilmek için önce hayal kuracaksın bundan sonra da o hayalini gerçekleştirmek için koşacaksın. Ben hayatım boyunca tüm işlerimde önce hep hayal kurdum. Bugüne kadar yaptığım tüm işler de öyleydi. Para sayma makinesi de hayaldi. İlk Bankamatiği ben getirdim. O da bir hayaldi. İlk zırhlı arabayı ben yaptım o da hayaldi. Bu da bir hayal. Hayal şu; gözlerinizi kapatın benim söyleyeceklerimi yaşamaya çalışın. Ada senenin 6 ayı açık. Mayıs 1’de açacağız.
Ekim sonunda kapatacağız. Her gün sabah 08.00’de açılacak ada, gece 00.00’da kapanacak. Sahilde özel motorlar yaptırdık. Bir kısmı geldi ama bakıyorum burada çok kiralık motor var. Şimdi düşüneceğim, bunlarda bunun ekmeğini yesinler. Tüm tekneciler adaya yolcu getirebilsinler onun üzerine formüller düşüneceğim. Adaya çıkarken bir bilet alacaksınız. Bir para vereceksiniz. Bu para adaya çıkma parası değil, adada harcama parası. Yani bunu da yapmamın nedeni boş gezen adamları adada görmek istemiyorum, çok samimi söyleyeyim. Adaya çıkarken 30-40 lira 20 lira bilmiyorum kaç lira olacağını, bir bilet alacaksın ve o bilet karşılığını orada harcamak mecburiyetindesin. Ya dondurma alacaksın ya da restoran da harcayacaksın. Bir şekilde o parayı harcayacaksın. Adaya çıkarken akordiyon, Fransız Şansonları çalacak. Akordiyonla karşılanacaksınız. Biraz içeri gireceksiniz, bir keman çalan dilenci var. İlerde oturuyor.
Hindistan’dan yılan oynatan buldum, getiriyorum. Meşaleler var her yerde. Restoranlar var, kafeler var. 450 sene önce manastır çevresindeki çadırlar var. Beton yok. Çadırların altında halı satıcı, antikacı var. Elinde incik boncuk yapan küçük kızlar var. Adanın sağ tarafında beach club var. Oradan insanlar denize girecek. 17.00-19.00 arası orada Happy Hour (TDK’ da İndirim saatleri- özellikle kokteyl ağırlıklı içeceklerle geçirilen saat anlamında) var. 19.00’da müzik kapanıyor. Adada müzik yok. Sadece kemancılar vs var. Adanın ortasında şapel var tabii ki onu kilise yapmayacağız ama orada her haftanın bir günü gençler klasik müzik konseri verecek. Ben gençler diyorum ama meşhurlar gelecek. Şimdi kıyafetler, restoranların masaları, iskemleleri her şey bizim kontrolümüzde olacak. Şu anda 4 mimar var çalışan, inanın bu ada bittiği zaman 11 mimar çalışıyor olacak. Bunlardan bir tanesi beynelmilel bir mimari, dekorasyon şirketi. Şu an da temastayım. Çünkü burayı bir film stüdyosu gibi görün. Adaya çıktığın anda başka bir dünyadasın. Yani burası terliklerimi giydim, çekirdeği yere attım adası olmayacak. Proje'deki hayallerinden bahseden Dikran Masis işte şu ifadeleri kulandı...
SANATLA İÇ İÇE BİR KEYİF ADASI
Haftanın bir günü büyük bir ihtimalle Perşembe akşamı şapel içinde konserler var. Heykel sanatçıları olacak. Atölyelere vereceğim burayı. Kiraya alacaklar. Sembolik bile olsa kiraya alacaklar. Ressamlar olacak, heykeltıraşlar olacak. Geçen gün aklıma geldi. Bir tane zeytinyağı yapma atölyesi koyalım. Ayvalık’a gelen zeytinyağı nasıl yapılır, öğrensin. Küçücük bir yer de ona veririz. Dondurmacıyı dahi seçerek koyacağız. Restoranın iskemlesi, masası değil, garsonun kıyafetine dahi karışacağız. Bir film platosu gibi düşün.
Manastır kısmında heykeltıraşlar istiyorum. Saat tamircisi istiyorum. Ressamlar, bale okulu. 20 küsur oda. Bir dedikodu çıkarmışlar, otel yapıyoruz diye. Orada 25 tane kadar oda var. Otel asla olmayacak. Bu söylediğim lafların hepsine imza atarım. 20 odalı otel hiçbir şekilde rantabl değildir. Bakanlık demiş ki 2-3 oda yapın, sanatçılar vs konaklasın, ‘Hayır’ dedim. Kendime oda istemiyorum. Müdürüme de oda istemiyorum. Müdürüm gitsin Cunda’da bir yer kiralasın orada otursun. Başa bela olur. Dostunuz telefon açar derki; ‘Ayvalık’a geldim. Yatacak yer yok. Bir odada yer açsana’ Başa bela olur. Sanatçılar da konaklamasın. Gelsinler sabah atölyelerini açsınlar, gitsinler. Konaklama yeri diye bir şey mevzu bahis değil.
Fransa’da bir yerde oturduğum zaman yemek yiyorum. Birisi geldi. Hokkabaz. 5 dakika 10 dakika şov yaptı bayıldım. Bunu yapacağım. Bir gün yine Fransa’da sihirbaz geldi. Küçük bir çocuğum var benim. Bir eğlendirdi bir eğlendirdi, çocuk tekrar gidelim dedi. Yeni bir dünya yaratacağım orada. Paris’teki Disneyland’a gittim. İçeri girdim kola satıyorlar, sosis satıyorlar. Satıcı, satıcı. 5.5 yaşındaki oğlum dedi ki, ‘Disneyland nerede?’ ticarethane olmuş. Burası öyle değil. Burada çok güvendiğim arkadaşım, bence bir numaradır. Onu da sanat danışmanı olarak aldım. Yani garsonların kıyafetine kadar karışacağım. Adada ne olmayacak? Langırt salonu olmayacak. Bilardo olmayacak. Nargile salonu olmayacak. Eller havaya yok. Bunlar yok. Bunları istiyorsan buyur başka yerde yap.
Cunda’ya ben 35-40 sene önce geldim. Bakın, kadın güzelse hafif bir makyajla şaheser yaratırsınız. Kadın çirkinse istediğin kadar pudra sür bir şey olmaz. Cunda güzel ama Cunda’nın eksiği var. Cunda’nın nesi yok? Cunda’nın starı yok. Bir Yalıkavak Marina Bodrum’un starıdır. Bodrum’u yükseltmiştir. Bunun aksini söyleyemezsiniz. Muhteşem bir marinadır. Dünyada eşi benzeri yok. Bir Mandarina Oriental o da yükseltmiştir. Geçen gün gördüm Ayvalık’ta AVM açılmış. Çok güzel, çok başarılı. Marina büyütülüyormuş. Bunlar çok güzel şeyler. Cunda çok güzel bence Alaçatı’dan filan güzel. Bakın Alaçatı’ya ne oldu? Alaçatı aldı başını gidiyor.
’Halkın tepkisinden haberdar mısınız? Bu konuda en diyeceksiniz?’
İnanılmaz çıtayı yükseltecek bu ada. Çünkü benim hayalim bu. Ben bugüne kadar nerede birşey yaptımsa çıtayı yükselttim. Müzayedeciliği kurdum çıta yükseldi. Adana’da bir site yaptım. Gidin görün. Yüreğir denilen bölge kalkındı. Çıtayı yükselteceğiz. Ben hep yapıcı ve bu dünyaya eser bırakan insanlara şapka çıkartırım. Yıkıcıları sevmem. Kırıcı tenkitleri asla kabul etmiyorum. Yapıcı tenkitler olursa ki mesela ben bir kamu araştırması yapacağım. Ayvalık halkına, Cunda halkına soracağım. Diyeceğim ki, ne görmek istesiniz adada? Dün aklıma geldi. Çadırlar olacak tam bir eski, 450 sene önceki Agora, Yunan çarşısı. Halıcı koyalım derken konsepti biz koyacağız. Mesela berber koyalım. Eskiden berberler vardı. Açık havada tıraş yapardı , ne kadar zevkliydi. İskeleye çıktınız anda başka dünyaya girdiniz. ‘Ya biz adaya çıkalım şöyle iki tane rakı içelim’. Hayır. Başka bir dünyaya gireceksin orada. Rakını içeceksin ama dünya bambaşka. Geçen gün Bodrum’a yemek yiyorum. İnanamazsın bu restoranda müzik çalıyor. Yan restoranda başka bir müzik. Hayır, bizde müzik yok. Adada müzik çalmayacak. Sadece uzaktan gelen keman sesi ve Akordiyon sesi var. Eller havaya yok, git başka yere.
“Tabiat Parkı içinde Doğal koruma statüsündeki alanda ağır iş makineleri ile çalışmanız ve betonla deniz dolgusu yapmanız eleştirildi. Ne gibi izinler alındı? Siz Tabiat Parkı içinde böylesi hassas alanda çalışırken mutlaka bir endişe duymuş olmalısınız?”
Hiç. Hayır.
Duymadınız mı? Neden?
Bir gün birisi dedi ki ‘bu önde yaptığınız dolgu nedir?’ Dedi. Biz kültür Varlıkları Komisyonuna girdiğimizde, dediler ki ‘önde rıhtım var’ dediler. Biz dedik ki ‘Ne rıhtımı’. ‘Gidin orada kalıntılar var’. bize rıhtımı onlar gösterdi. Çok ciddi konuşuyorum. Bizim mimarımız geldi inceledi. ‘Evet dedi orada rıhtım var.’ dedi. Biz o rıhtımın aynısını yapıyoruz çünkü kurul istedi. O eski rıhtımı yapıyoruz. Ne diyorlar? İş makineleri. Biz Mısırlı mıyız? Sırtımızda mı taşıyacaktık kayaları? Bakın yıkıcı tenkitlerle asla muhatap olmam. Beynime yazık. Birisi geçen gün ne dedi; ‘ Ya, oraya taş blok yapacaktınız’ ‘Oğlum’ dedim. ‘Ben firavun değilim. Burası da Mısır değil.’ Kaldı ki biz toprak kaymasın diye betonları koymaya mecburuz. E niye iş makineleri çalıştı? Peki ne yapacağız?
Ben o felsefeyi şöyle anlamıyorum. Bir insan yaşadığı dünya, yaşadığı ülke, yaşadığı mahalle neden güzelleşsin istemez, neden? Biz çıtayı yükseltmeye çalışıyoruz. Onlar indirmeye çalışıyor. Neden biliyor musunuz? Burada psikolojik bir problem var. Başka izahı yok. Ben de fakir doğdum. Benim de vizyonum yoktu ama o kadar eğittim ki kendimi. Hayatımda roman okumamışken her akşam bir kitap okuyorum. Ama hep daha ileriye gitmek için. Şimdi bizi tenkit edenler, bazı notlar aldım. Malplere kaç kere gittim. Malpler ada değil mi? Neden Malpleri geliştirmişler? İtalya’daki adaları cennet yapmışlar. E onlar akılsız mı? Onlar bilmiyorlar mı adalarının kıymetini? Hiç uzağa gitme Yunan adalarını konuşalım. Neden Yunan adaları popüler? Her sene 8 bin,10 bin tekne buradan çıkıyor, Yunan adasına gidiyor. Ne yiyorlar? İstakozlu makarna. Burada İstakoz yok mu? Makarna yok mu?. Neden bizim adalarımız açılmıyor. İmara da açılması lazım, turizme de açılması lazım. Yüzde 1 ‘i açsınlar, yüzde 2’sini açsınlar. Arki diye bir ada var Yunanistan’da. 5 kişi nüfusu. Son bir şey söyleyeceğim, inşallah sayın reisi cumhurumuz bunu yapar, şu adaları turizme açmak lazım. Tabiat, doğal güzellik, ya Allah’ınızı severseniz bakıyorum, bakıyorum ben mi şaşıyım. İşte ada orada, karşınızda. Neresi Tabiat güzelliği? Tabiat mı görmedik, güzellik mi görmedik? TOKİ evleri çıkalım demiyorum bu adalarda. Yüzde doksanına imar verelim demiyorum. Yüzde birine, yüzde beşine imar versin, ama sahiplenelim. Oturmadığın ev senin değildir. Kullanmadığın araba senin değildir. İsim veriyorum. Patnos’a giderken küçük bir ada Arki. Daha kaç ada sayayım, hepsine Yunan gelmiş. İki restoran, bir motel yapmış, bayrağı çekmiş. Biz bayrağı çekiyoruz, altında hiçbir şey yok. Ne o, tabiat varlığı. Allah’ını seversen yapmayın yani nesi tabiat varlığı.
‘Ayvalık daha önce benzer süreçleri yaşadı. Suzan Sabancı Ay Işığı Manastırını satın alıp restore etti. Rahmi Koç, Cunda Taksiyarhis Müzesini benzer şekilde onardı yalnız her iki yapı da özel müze statüsünde. Siz ise dini bir yapıyı turistik bir yapıya dönüştürüyorsunuz. Dini bir yapının turistik amaçla kullanılmasını nasıl yorumluyorsunuz?’
Adada arkeolojik müze dahi olmaz. Bu su, bu tuzlu hava ne koyarsan eritir. Resim koyamazsın. Saat koyamazsın. Ben de dünyanın en büyük saat koleksiyonu var. Getirip koyayım. Koyamazsın, bir hafta sonra atarsın saatleri. Binanın kendisi, konseptin kendi müze olacak. Biraz önce bir takım isimler saydınız. Ayvalık o kadar şanslı ki. 60 sene önce Saint Tropez’e gittim. Çocuğum, 13 yaşındayım o zaman. Baktım hiçbir şey yok. 55 sene kadar önce Bridgit Bardot oradan ev aldı. Şimdi gitsenize Saint Tropez’e Fransız Cote d’azur’un en pahalı, en lüks yeri oldu. Cunda’nın şansına bak. Halis Komili burada, benim okul arkadaşım. Cem Boyner burada. Sabancılar burada. Ya Hülya Avşar burada. Yanlış anlamayın. Bu insanlar kendi çaplarında marka. Bu markalar buraya gelmiş, bu insanlara bayramlarda çiçek göndermeniz lazım. Cunda çok şanslı. Cunda çok güzel bir yer. Hafif bir makyajla burası uçar. Bakın. Ben hayallerimi bu adada gerçekleştirirsem Ayvalıklılara bir mesajım olsun; otel yapın, otel açın. Otel sıkıntısı olacak. Büyük oteller açın. Bu adaya dünyanın her yerinden adam gelecek. Hayatım boyunca ne dediysem yaptım. Eğer devlet benim arkamda durursa, ki duruyor şu ana kadar Allah’ı var.
Dünya çapında bir kültür merkezi ve dünya çapında bir keyif adası olacak. Bak eğlence adası değil. Lunapark değil, lunapark yok. Keyif adası var. Bambaşka bir dünyaya gireceksin. Orada içtiğin kahveyle burada içtiğin kahve aynı lezzeti vermeyecek. Bir de beni üzen ne biliyor musunuz? Çok saçma tenkitler. Ne olur yapıcı konuşun. Bütün konsepti koyacağım. Ben çok yer gezdiğim için çok şey görüyorum Sonra Ayvalık halkına diyeceğim ki; başka ne görmek istiyorsunuz? Su sporlar denildi mesela olabilir. Yerini ayırdım. Su sporları yapalım.
Fransa Cannes’de motora binip karşıda bir adaya gidersiniz. La Guerite. Yazın gittiğimde Elton John ile yemek yedim. Rezervasyon yaptığında 2 ay sonraya gün veriyorlar. Adanın bir yerine bir restoran yapmışlar, görmen lazım.Şimdi keçi besleyerek bırak turizmi güzelliği de kazanamazsın. Şu anda adaya bakın. Halen bir şeye benzemiyor. 10-12 sene önce aldım bu adayı. 6 sene Bursa Koruma Kurulu ile uğraştım. 6 sene izin vermediler. En sonunda ben gittim, ‘ne istiyorsunuz?’ dedim. ‘Biz böyle bir kitle görmek istemiyoruz.’ dediler. E böyle bir
kitle eskiden vardı. Biz dinamitlemişiz. Yepyeni bir kitle yapmıyorum. Kendime ev yapmıyorum ki. Bridgit Bardot bir kişi bir Saint Tropez yarattı. Burada 5-6-7 kişi, popüler isim var. Siz bazı kişiler bunlara engel olmaya çalışıyor. Burada psikolojik bunalım var. Onlar çıtayı aşağı indirmeye çalışıyorlar. Hayır. Tutamazsınız. Bodrum’da da bu sıkıntı vardı, bakın Bodrum şahlandı. Siz biliyor musunuz? Bodrum’da bir villanın aylık kirasının 200 bin Euro’ya çıktığını. Böyle bir rakam olabilir mi? Miami’de yok böyle bir rakam. Bodrum’da var. Alaçatı’da yemek yemeye çıkarsan kaç para biliyor musun? İki kişi 4-5 bin lira. Çıta yükseliyor. Çıta yükseldiği zaman bu insanlar hayırcılar, bir de bakıyorlar ki halı altlarından çekilip alındı. Ne o, zenginler geldi, fiyatlar arttı. Hayır, bu zenginlerin gelmesiyle değil vizyonu geniş kişiler gelecek. Şuradaki manzaraya bakın bir tane yat var mı yok. 5 sene sonra seninle iddiaya giriyorum. Burası yat dolacak.
Halka rağmen hiç bir şey yapamazsınız.Bu yatırıma başlamadan önce Cunda da 100’ü aşkın kişiyle görüşme yaptık.Projemizi kabataslak anlattık.Başta esnaf büyük heyecan duydu.Bugün de adayı ziyaretimde aynı heyecanı gördüm.Herkes güzel bir şey yapacağımızı biliyor. Biz bütün devlet kurumlarından izinlerimizi almamıza rağmen belediye başkanınıza geldik. Son derece vizyoner bir insan. Belediye başkanı ve ekibi. Gittim dedim ki, başkanım benim hayalim bu. Ne diyorsun? Eğer döveceksen ben gidiyorum. Paraya pula ihtiyacım yok. Ha?. Ama eğer bırakırsan ben Ayvalık’ı uçururum. Ben değil bu proje uçurur. 5 sene sonra şu çektiğin teybi koy masaya. Sana diyeceğim ki, uçtuk mu Nilgün hanım?. Acilen otel yapmaları lazım.
Ayvalık’ta ve Cunda’da. Çünkü bize gelecek kişiler nerede yatacak? Belediye Başkanı vizyoner bir kişi özel sektörden geldiği için. Dinlediler. Tüm bu hayallerimi kendilerine verdim. ‘Var mısın?’ Dedim ‘varım’ dedi. Ben çok halkçı bir adamım. 2 bin 700 müzayede yapıp 146 bin kişiye mal satmış bir adamla konuşuyorsun. Ben halkın nabzını bilirim. Bizim çarşılarımızı yılda 5.5 milyon insan ziyaret ediyor. Bütün büyük AVM’ler dökülüyor. Bizim çarşılarımızda bir metre kare boş yer yok. Diyorsunuz ki esnaftan kira almadı. Ne olacak? Para gezer. İtibar gezmez. İtibar yapışır. Para bir gün ben de, bir gün onda. Geç parayı. Bir gün birisi dedi ki, ‘Rant adası’ seninki, Ben bu adayı bire aldım. Şu anda 20 oldu zaten. Kazanacağımı kazandım. Ben deli miyim? Ressamla, heykeltıraşla uğraşayım. Hayır. Bu bir hayal. Ben hayallerimi gerçekleştiririm kardeşim. Yasal çerçeve içinde. Ben bunu Ankara’ya da anlatırım. Anlattık ta. Kültür Bakanlığı son derece heyecanlı bu konuda. Uçar, uçar. Ne dedim size, Ayvalık’ın starı yok. Şu Despot oteli bile müthiş bir yatırımdır. Yıllar önce bu binayı bana verdiler. Ben cesaret edemedim. Burada bir yatırımcı arkadaş gelmiş yapmış. Bunu alkışlamak lazım. Bunun çevreyle ilgisi yok. Malp’deki atol derler o adalara. Bunlar şaheser şeyler. Bembeyaz. Neden otellere vermişler? Türkiye’nin ihtiyacının 3 misli fazla ormanı var. Çevreci tabir ettiğimiz kişiler kıyamet koparıyorlar. Ya biz maymun değiliz. Biz ağaçlara tırmanmıyoruz. Bize yol lazım. Bağırıyor, çağırıyorlar sonrada bu yolları kendileri kullanıyorlar. Didim’den buraya geldim. Üç gidiş, üç geliş. Siz bilir misiniz, biz 50 sene önce bırak Didim’i, İstanbul’dan Didim’e arabayla gidemiyorduk. İzmir’den Çeşme’ye giderken 100 metrede bir trafik kazası vardı. Biz o günlerden geldik bugünlere. Yani Türkiye’de çok şeyler yapıldı. Bunlar güzel şeyler, benim gibi deliler gelmiş buraya yatırım yapmış. Ben kendime ev yapmayı bırak oda yapmıyorum oda. Beni de bırak müdürüme oda yok. Burayı müdürler gelecek ben yönetmeyeceğim. Senede bir kere ya gelirim ya gelmem. Olay o değil. Siz de dedim oda yapmayacaksınız. Sizin yönetim odanız, Cunda’da bir ev bulun, gidin oradan yönetin. Adada yönetim odanız olmasın. Üç gün sonra birisi çıkıp, orada kendilerine oda yaptılar derler. Vizyoner ve ileriyi düşünemeyen, göremeyen belediye başkanı olmasaydı yemin ediyorum bu yatırıma girmezdim. Bu ekonomik krizde ben deli miyim? 200-300 milyon lira para harcayacağız buraya. Dönüşü de Allah bilir hiç, ben görmem dönüşünü de artık benim torunlarım görür mü bilmiyorum. Diyeceğim ekonomik bir yatırım değil. Ekonomik yatırım ne zaman olurdu? Ben bu adayı satarım bir Katarlı’ya, güzel villalar yapar işte o zaman ekonomik olur. Yok benim öyle bir niyetim. Ben güzel bir hayal kurmuşum. Şu ana kadar belediyeden yeterince destek gördük, halktan gördük. Cunda halkı, esnafı son derece heyecanlı bu konuda. Bir kişi sokakta beni çevirip, ‘Hop usta sen orada ne yapıyorsun?’ demedi. Belediyeden geliyorum. Belediye koridorlarında insanlar ‘hadi abi ne zaman biter?’ orası diyorlar. Halka rağmen hiçbir şey yapılmaz. Halkın da temsilcisi belediyelerdir. Halkın temsilcisi hayırcılar değildir. Türkiye’de fikir bedava. Ben de gelip Ayvalık halkına soracağım. Burada ne görmek istiyorsunuz?. Bekleyin. Bir sene, bir buçuk sene sonra. Kafamdaki konsepti koyayım.
Devlet kurumlarından onayları bitsin. Ondan sonra tabi ki yapacağım. Manastırın izinlerini aldık. Şimdi günü birliğin izinlerini istiyoruz. Yasanın bize verdiği bir takım haklar var. Bunun için de otopark bile var. Ben oraya otopark mı yapayım Allah’ını seversen.
“Bitiş tarihi için plan nedir?”
2023’te ön kısmı ve plaj kısmını açıp, şapelin ve Ayazma’nın inşaatını bitirmeyi planlıyoruz. Ön rıhtımı dahil. Tüm Manastırın bitmesi 2-3 sene sürer gibi geliyor ama o da çok hoş. Işıklandıracağım kenarlardan. Şu anda da gidip görseniz adayı çok keyifli. Çünkü kazılar yapıldı. Tüm odalar ortaya çıktı. Muhteşem bir manastır, müthiş bir tarihi var. 450 yıllık. Kavala’da Kavalalı Mehmet Ali Paşa’nın okulunu bir bayan aldı. Tanıştım. Gittim iki kere ziyaret ettim. İmaret diye bir otel yaptı. Gidin görün. Buradaki çevreciyim diyen kişiler ki ben onlara çevreci demiyorum. Hayırcı diyorum. Her şeye hayır. Gitsinler o oteli görsünler. Yani biz de burada mevcut bir şeyi ayağa kaldırmaya çalışıyoruz.