Tehlike geliyorum diyor! İstanbul'da bir tek E-5 kalacak!
Deprem, İzmir’deki sarsıntıdan sonra Meclis Araştırma Komisyonu’nun da gündemindeydi. Milletvekilleri özeleştiri yaptı, tehlikeyi vurguladı: “İstanbul’da korkulan deprem olursa binalara ulaşamazsınız. Ağır hasarlı binalarda oturuluyor, yıkım iradesi gösteremiyoruz.”
TBMM Deprem Araştırma Komisyonu, çalışmalarına milletvekillerinin öz eleştirileriyle başladı. Komisyon üyeleri etkin önlemlerin acil gereksinim olduğuna dikkat çekti. Hürriyet'ten Bülent Sarıoğlu'nun haberine göre; araştırma komisyonunun ilk toplantısından değerlendirmeler şu şekilde oldu:
BİR TEK E-5 KALACAK
AK Parti İstanbul Milletvekili Hulusi Şentürk:
"Ben İstanbulluyum, bugün İstanbul’da korkulan deprem olursa ağabey, beni görmeye gelemezsiniz. E-5 dışında tek bir ana arteri kullanın, gelin ayağınızı öpeyim. Sahil yolu çökecek, minibüs yolu binalarla kapanacak, bir tek E-5 kalacak. Dolayısıyla gerçekçi olalım. İstanbul’da ana arterlerin bile kullanılamadığı yerde siz binalara bile ulaşamazsınız. Dolayısıyla sağlıksız yapı stokuyla ilgili gerçekle, halının altına silkelemeden yüzleşelim. Bürokrat bununla yüzleşmiyor. Kimse sorumluluk almak istemiyor. Çözemezsek insanımız bu işin altında kalacak."
CHP İstanbul Milletvekili Gökan Zeybek:
"Belediye başkanlarına rica minnet, göz yumdurularak güçlendirme yapılıyor; kimse proje onaylatmıyor. “Tamam, ben görmedim, siz yapın” noktasında. Başka komisyonlar gibi bir raporla sürecini tamamlayacak mıyız, yoksa üzerimizdeki büyük vebalden, ahiretten korkarak çözüme gidecek miyiz? Bürokrasi riskli binada oturan yurttaşın ölümünü göze alır, işlem yapmayı göze almaz. Belediyeler de böyledir. Neredeyse demirin tamamı korozyonla yıkılmış binalar var. İstanbul tepelerden oluşur, bodrumlarda toprağa dayanan perdelerin tamamında yalıtım yoktur, kolonların tamamı çürümüştür. Basınç dayanımlı yapıya bürünmüşlerdir. Bunların hepsini herkes biliyor."
KADERİNE TERK EDİLİYOR
Komisyon Başkanı Recep Uncuoğlu:
"1999 depreminde orta hasarlı olduğu halde geçen 21 yıl zarfında güçlendirilmeyip ağır hasara dönüştüğü, hakkında yıkım kararı verildiği, bu yıkım kararının uygulanması için elektrik, su, doğalgaz gibi kamu hizmetlerinden men edilmesine rağmen hâlâ iskân edildiği, içinde dar gelirli vatandaşlarımızın maalesef oturduğu bir tablo var. O binayı yıkıp ortadan kaldırma duyarlılığını ve niyetini bir türlü ortaya koyamıyoruz. Bir otomobil dahi 2 yılda bir muayene olup trafiğe öyle çıkarken, yapılar kaderine terk ediliyor."
YIKILANLARIN YARISI RUHSATLI
AK Parti Kocaeli Milletvekili İlyas Şeker:
"Genelde hemen suçlu olarak kaçak yapıları gösteririz ama yıkılan binaların belki yüzde 50’si ruhsatlı binalardı. Yani sadece kaçak yapı değil ruhsatlı binalar da yıkılıyor. O zaman bunun nedenleri konusunda araştırma yapılması lazım."
AK Parti İzmir Milletvekili Necip Nasır: İzmir’dekilerin hepsi ruhsatlı binalardı.
ASLINDA TÜM YAPILARIN DURUMU BELLİ
AK Parti İstanbul Milletvekili Mustafa Demir:
"İstanbul’da mikro bölgelemeyle sondajlar yapıldı ve jeolojik haritası var. Yani aşağı yukarı hangi bölgede yapıların deprem sırasında karşılaşabileceği durumlar bile sabit. “Riskli yapılar” diyoruz ya, aşağı yukarı bütün belediyelerde bütün teknik detaylar mevcut. Problem ne? Problem, karar verme sıkıntısı var. Birincisi siyasetin karar vermesinde bir sıkıntı var. İkincisi kentsel dönüşüm vesaire adı altında çok farklı uygulamalar yaşadık. Bu konuda biz risk almazsak siyasi partiler olarak, insanlarımızın ölümüne göz yumacağız ve hepimizin orada büyük bir vebali olacak. Bürokrasinin de biz bizzat kendimiz engel koymuşuz önüne. Neyle koymuşuz? Koruma amaçlı imar planlarıyla koymuşuz.
MERKEZDE GÖÇMEN YOĞUNLUĞU OLUŞTU
İşin daha kötüsü, İstanbul’un merkez ilçeleri; Beşiktaş, Fatih, Zeytinburnu, bu bölgelerde aslında şehire katma değer sağlayacak, şehrin kimliğine ve kişiliğine katkıda bulunacak insanlar buralardan çekiliyorlar. Niye? Çünkü ölmek istemiyor adam, imkânları da var, kendi evi bile olsa bırakıyor, kiracılar gelip oturuyor. Şimdi göçmenler geliyor, sağdan soldan. Dünyanın bütün çok affedersiniz, hani sıkıntılı insanlarının gelip oturduğu merkez ilçelerimiz oluştu. Bu, şehir kültürünü devam ettirebilmek açısından da sıkıntılı. Bir şey daha var: Eğer bütün binaları riskli ilan ederseniz şehri de boşaltırsınız, böyle sıkıntılar da var. Fatih’te boş tarihi binalar tinercilerin yuvası haline geliyor.”
İzmir’de 30 Ekim’de yaşanan depremin ardından hazırlanan 550 konteynerlik geçici barınma merkezine 400 konteyner yerleştirildi.
İstanbul depreminden en çok bu ilçeler etkilenecek!
Küçükçekmece ve Avcılar'a dikkat!