15 / 10 / 2024

Tekfen açık denizde inşaata başladı!

Tekfen açık denizde inşaata başladı!

Açık deniz sondaj platformu yapımı da  Tekfen'in ana işleri arasına girdi. Hazar kıyısındaki tesiste 18 bin ton ağırlığındaki platformun üretimine başlanması yeri güçlendirmek için büyük paralar harcıyor...




Tekfen'in yolculuğu 1956 yılında Feyyaz Berker ve Ali Nihat Gökyigit adlı iki genç mühendisin, canlanan inşaat sektöründen pay almak için inşaat ve danışmanlık işi yapmaya karar vermeleriyle başlar. Kurdukları şirket adını teknoloji ve fen kelimelerinin ilk hecelerinden almıştır. 1959'da aralarına üçüncü bir ortak Necati Akçağlılar da katılır. 1970'ler ve 80'ler Tekfen'in önemli bir inşaat şirketi haline geldiği ve yurtdışına açılmaya başladığı dönemlerdir. Boru hatları ve otoyollar Tekfen'in portföyüne o dönemin sonlarına doğru girer. Büyüme, şirket ve sektör çeşitüligiyle 1990'larda da devam eder. Ancak grup 1998-2000 döneminde bir yol ayrımına gelir: Tekfen lider olduğu sektörlerde faaliyet gösterecektir. Bu kararın ardından yeniden yapılanmanın düğmesine basılır. Tekfen Holding CEO'su Erhan Öner, o günleri şöyle anlatıyor:

Yurtdışına yöneldi
'Lider olduğumuz sahalar vardı. Müteahhitlikte her zaman ilk üçe gireriz. Tarımsal sanayide ağırlıkla gübrede de liderdik. Bunlar lokomotifimiz olsun dedik. Bazı şirketleri de bunların altına koyup konsolide ettik. Bunların dışındaki Mis Süt gibi, Macro gibi şirketlerimizi de satıp çıktık. Ufak tefek tekstil işimiz vardı onu kapattık. çok yalın ve lider olduğu sahalarda faaliyet gösteren bir şirket haline geldik. Semeresini de aldık. 10 sene önce yurtdışında en fazla 2 memlekette çalışan Tekfen şu anda 10 mem ¬lekette çalışıyor. 500 milyon dolar gibi bakiye işi olan şirket bugün 2 milyar dolara ulaştı. Yüzde 80 işini Türkiye'de, yüzde 20 isini dışarıda yapan şirket, şimdi yüzde 98'ini dışarıda yüzde 2'sini içeride yapıyor. Yani uzman olduğumuz sahalarda yurtdışına yöneldik. 2010'u konsolide bazda 2 milyar 262 milyon lira satış geliri ve 178 milyon lira net krla kapattık.'

Oner'in anlattığına göre kuruluşundan itibaren hep profesyonellerce yönetilmiş. Patronlar işin başında yani işler küçük olduğunda bile yanlarına meslektaşlarını alarak, onlara yetki ve sorumluluk vererek şirketleri yönetmişler. Yani hiçbir zaman bir klasik patron anlayışıyla iş yapılmamış.

Tekfen'e 42 yıl önce girdiğini anlatan Erhan Öner 'O zaman da birçok şeyi bizler yapıyorduk. Ama tabii ki o zaman herşeyin kararını vermiyorduk. Belli bir yere kadar yapıp götürüp onlara sunuyorduk şöyle oldu, böyle oldu diye. Burada zamanla yeterli tecrübeyi kazandığınızı gördüğünde onun üzerine onu ilave ederek sizi eğite eğite yükün altına sokan bir sistem var' diyor.

Ortaklık yapısı düzeltildi
Tekfen Holding'in bugün yüzde 33.5'i halka açık. Geri kalan hisseler ise eşit olarak üç kurucu ailenin elinde bulunuyor. Holding banka dışındaki iştiraklerin tümünün yüzde 100 sahibi. Kurucular bu şirketlere de holding aracılığıyla sahipler. Yani Türkiye'deki birçok holdingde olduğu gibi iştiraklerde kurucuların hissesi yok. Tekfen'de yeniden yapılanma gerçekleştirilirken hem aktiviteler gruplaştırılıp yalınlaştırılmış hem de ortaklık yapısı 'düzeltilmiş'.

Öner 1998 öncesi yapıyı şöyle anlatıyor:
'Bizde bütün hissedarlar Tekfen Holding'dedir. Ara şirketlerin hiçbirinde şu anda hissedar yoktur. Ama 1998'den önce öyle değildi. şžirketler birbirine ortaktı. Birini diğeri kurmuş ya da sermaye arttırımında finansman sağlamıştı. Sonunda bankacıların tabiriyle örümcek ağı gibi bir ortaklık Tekfen, BP ye dev açık deniz petrol sondaj platformu da yapıyor.  Tek bilinen şey bütün bu grubun sahibi üç kişi. Ama giriyorsunuz şirketlerin ortaklık yapısına onun üç buçuk hissesi, öbürünün bilmem ne hissesi. Tekfen'in yurtdışına açılıp yabancı bankalarla çalışmaya başlamasıyla bu önümüze hep problem olarak geldi.

Anlatıyorsunuz ama, adamlar kredi komitesine gidiyor. Orada bir şema çıkıyor önlerine o ona ortak, diğeri buna ortak. O zaman dedik ki bunu rahat okunabilir, şeffaf hale getirelim. Yeniden yapılanmada hisseleri takas ederek bütün hissedarları Tekf en Holding'de topladık. Dolayısıyla bugün Tekf en Holding Toros Gübre'nin, Tekfen İnşaatta yüzde 100, bankanın yüzde 30 sahibi.
Tamamen açık, şeffaf, çok rahat.'
Tekfen Holding'de en üst organ yönetim kurulu. Kurulda altısı kurucu ailelerin temsilcisi, üçü de dışarıdan olmak üzere toplam dokuz üye var. Kuruculardan Feyyaz Berker ve Ali Nihat Gökyiğit yö ¬netim kurulunda yer alıyor. Geçen haftalarda vefat eden diğer kurucu ortak Necati Akçaglılar ise kurulda iki aile ferdi tarafından temsil ediliyor. Öner'e 'Nasıl insanlar sizin patronlar' diye soruyor ve şu cevabı alıyorum:
'Müthiş insanlar.


Tekfen'in burslu öğrencisi olduğum için de onları 47 yıldır tanıyorum. Üçü de değişik, birbirine benzemez bölgelerden gelmiş. Necati Bey rahmetli İzmirli, Feyyaz Bey Mersinli, Nihat Bey Artvinli. Birisi bir öneri getirmişse aynı fikirde olmayanlar bile o fikirle nasıl uzlaşabilirim diye pozitif yaklaşım içindeydi ve şahsen hayatta aldığım en büyük ders budur.'

Anahtar teslim çözüm
Tekfen'in hedefi lider olduğu müteahhitlik ve tarımsal sanayide daha ileriye gitmek. Bunun için de hem mühendisliği daha ağır hem de imalatı daha zor olan yani katma değeri daha yüksek alan-lara yönelinmiş. Bunlardan biri de açık deniz (off shore) petrol arama platformu üretimi. Bu amaçla da Azerbaycan'da bir tesisi satın almışlar ve üçüncü büyük off shore platformunu yapıyorlar. Eskiden Ceyhan'daki atölyede modülleri yapılıp Brezilya'nın petrol devi Petrobras'a satılan platform şimdi Azerbaycan'da bir bütün halinde yapılıyor. Bu platformların ağırlığı 15 ile 18 bin ton arasında değişiyor. Bir futbol sahasına yakın alanı kaplayan platform Azerbaycan'da Hazar Denizi kıyısında BP için inşa ediliyor. şžu anda yapılmakta olanın ağırlığı tam tamına 18 bin 500 ton.

Platform yapılırken zemin bu kadar büyük ağırlığı taşıyabilecek şekilde güçlendiriliyor. Bugün Azerbaycan'da üretim yapılan saha, kazık çakmanın da aralarında olduğu çeşitli yöntemlerle güçlendirildi. Bunun için yapılan harcama tutarı 45 milyon dolar. Platformun Tekfen tarafından yapılan kısmının maliyeti 280 milyon dolar.

Erhan Öner eskiden mühendislik hizmetini başkalarından aldıkları ve inşaatını yaptıkları projelerde durumun değiştiğini belirterek 'Artık projenin hem mühendisliğini hem satın almasını hem de inşaatını yapıp anahtar teslimi çözümler sunuyoruz. Tekf en'i 5-10 sene sonra mühendisliği daha ağır basan imalatı daha fazla teknoloji isteyen, montajı daha fazla teknoloji isteyen işlerin içinde göreceğiz' diyor.
 Radikal/Ruhi Sanyer


Geri Dön