TMB: Türkiye, yabancı sermaye açısından çekici bir ülke!
Müteahhitler Birliğine göre 2012de Türkiye ekonomisinin en güçlü yanını "denk bütçe"ye sahip olması ve kamu borcunun GSYHya oranının düşüklüğü oluşturuyor
Türkiye Müteahhitler Birliği, Türkiye ekonomisinin, "denk bütçe"ye sahip olması ve kamu borcunun GSYH’ya oranının bugün borç krizi ile başa çıkmaya çalışan pek çok Avrupa ülkesinin epeyce gerisinde olmasının en güçlü yanını oluşturduğunu vurgularken, bu durumun, dış kaynak girişi açısından Türkiye’nin çekiciliğini artırdığını bildirdi.
Türkiye Müteahhitler Birliği’nin "Protestolar Altında ve Kriz Kaygıları ile 2012’ye Girerken Dünya-Türkiye-İnşaat Sektörü" başlıklı Ocak ayı İnşaat Sektörü Analizinin, "Geleceğe Bakış" bölümünde, "2012’de Türkiye’yi neler bekliyor" sorusuna da yanıt arandı.
Türkiye ekonomisinin en güçlü yanının "denk bütçe"ye sahip ve kamu borcunun GSYH’ya oranının bugün borç krizi ile başa çıkmaya çalışan pek çok Avrupa ülkesinin epeyce gerisinde olması olduğu belirtilen analizde, bu durumun, dış kaynak girişi açısından Türkiye’nin çekiciliğini artırdığı vurgulandı.
Öte yandan, büyümenin dış kaynağa, sıcak para girişine, yabancı sermayeye ve dış borca olan bağımlılığının ve bu durumda yüksek faiz, düşük kur uygulamasına gidilmesinin ekonomiyi kırılgan hale getirdiğine de dikkat çekilen analizde, dış borç tutarının, büyük bölümü özel sektöre ait olmak üzere, 300 milyar doları aşmış ve söz konusu borcun önemli bir bölümünün kısa vadeli olmasının bir diğer önemli sorun kaynağı olduğu kaydedildi.
"En önemli sorunlardan biri ihracatın ithalatı karşılama oranı"
Ekonominin kırılganlığını artıran bir diğer önemli sorunun da, ihracatın ithalatın ancak yüzde 55’ini karşılayabilmesi olduğu belirtilen analizde, "Büyümenin ihracata değil ithalata dayalı olması sorunu ve cari açık artışı kol kola ilerlemektedir. Yıl sonunda 80 milyar dolara dayanacak olan ve milli gelire oranı yüzde 10’u geçmiş bir cari açık ekonominin geleceği açısından ciddi bir risk faktörü olmaya devam etmektedir. 2012 yılı için endişeler taşıyan ekonomi çevreleri, içinde bulunduğumuz küresel koşulların sıcak para girişini ve Türkiye’nin dışarıdan borç bulmasını kolaylaştırmadığı, tersine giderek zorlaştırdığı teşhisinde bulunmaktadırlar" denildi.
Analizde, aynı çevrelerin, ödemeler dengesi verilerine göre, Türkiye’ye aylık ortalama net sermaye girişinin yılın ilk çeyreğinde 7,6, ikinci çeyreğinde 8, üçüncü çeyreğinde ise 3,2 milyar dolar olduğuna dikkat çektikleri belirtilerek şöyle denildi:
"Bu azalmanın 2008 ve 2009 yılları ile karşılaştırılması gerektiğinin altını çizmekte, 2012’de finansman koşullarının nasıl olacağı sorusuna verilecek yanıtın ekonominin 2012 büyümesinin ne düzeyde olacağına da ışık tutacağını ifade etmektedirler. Bu durum, Avrupa’daki gelişmelerin Türkiye için önemini bir kez daha ortaya çıkarmaktadır. Dünyada ve Türkiye’de 2012 yılında ortaya çıkacak tabloyu büyük ölçüde Avrupa’da yaşanacakların belirleyeceği, mevcut tahminlerin ise Avrupa’da neredeyse sıfır büyümeye işaret ettiği dikkate alındığında, Türkiye’nin 2012 hedeflerinin büyüme (yüzde 4), döviz kuru (1 ABD doları= 1,7248 TL) ve enflasyon (yüzde 5,2) boyutlarıyla epeyce iddialı olduğu değerlendirilmektedir."
Türkiye’nin 2012 büyümesi için hükümetin yüzde 4, OECD’nin yüzde 3, IMF’nin yüzde 2, Morgan Stanley’in ise yüzde 2,7 büyüme öngörüsünde bulunduğu hatırlatılan analizde, "bunlar dikkate alındığında, olağan dışı gelişmeler yaşanmadığı takdirde Türkiye’nin yılı yüzde 1-3 arasında bir büyüme ile tamamlayacağı, bu tabloya Avrupa kaynaklı döviz çıkışı ile kur artışlarının da eklenmesi halinde 2012’de çift haneli enflasyona çıkılmasının ihtimal dahilinde olduğunu söylemenin gerçekçi bir yaklaşım olacağı" ifade edildi.
AA