TMMOB Şehir Plancıları Odası'ndan askeri araziler hakkında açıklama!
TMMOB Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi, askeri yasak bölgeler ile güvenlik bölgelerinin kent dışına çıkarılması konusunda açıklama yayınladı. İşte o açıklama:
15 Temmuz darbe girişimi sonrası alınacak önlemlerden birisi olarak; askeri yasak bölgeler ile güvenlik bölgelerinin kent dışına çıkarılması konusu merkezi ve yerel yönetimler tarafından kamuoyuna duyurulmuştur. Bu açıklama sonrasında kimi sermaye çevreleri büyük bir beklenti içerisine girerek bahsi geçen alanların rant aracına dönüştürülmesi hususunda ‘göreve hazır` olduklarını dillendirmişlerdir. Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki de 10.08.2016 tarihinde bu beklentilere çanak tutarcasına askeri alanların kentsel dönüşüm alanı olarak kullanılabileceğini kamuoyuna duyurmuştur. Askeri alanların taşınması ve boşalacak alanların yeniden işlevlendirilmesiyle doğabilecek telafisi mümkün olmayan zararların önüne geçmek için bu açıklamayı yapma zorunluluğu hasıl oluşmuştur.
Belirtmek isteriz ki, askeri alanların şehir merkezlerinden taşınması ve bu alanların yeniden işlevlendirilmesi fikri 15 Temmuz öncesinde de zaman zaman kamuoyunda yer eden bir husus olup, darbe girişimi gerekçesiyle ilk defa ortaya çıkan bir mesele değildir. Ancak siyasi iktidar 15 Temmuz`u böylesi bir kentsel müdahaleyi yeniden gündeme getirerek rant odaklı mekânsal uygulamalarına bir gerekçe oluşturmak üzere kullanmaktadır.
Bilindiği üzere, Türkiye`de askeri alanların birçoğu kentlerin önemli merkezi alanlarında ya da merkez çeperinde yer alan, kamuya ait gayrimenkullerdir. Başkent Ankara‘da da bugünkü kentsel yerleşik alan içerisinde çeşitli bölgelerde büyük askeri alanlar bulunmaktadır. Bu alanlara dair politikalar bu şekilde alelade bir biçimde hamasi siyasi söylemler üzerinden gerçekleştirilemez. Planlama disiplininin uzun erimli kamusal fayda sağlama ilkesi gereği bu tür müdahalelerin gerekliliği ve yer değişikliğinin gerçeklemesi halinde kullanılacak yöntem(ler)in ne olup/olamayacağı gerekli bilimsel ve teknik analizler yapıldıktan sonra ele alınması gereken konulardır .
Öncelikle tartışılması gereken konu: askeri alanların kent dışına taşınması ile yurttaşların güvenliğinin sağlanmasında herhangi bir fayda yaratılıp yaratmayacağıdır. Şüphesiz ki bu konu güvenlik uzmanlarınca yanıtlanması gereken bir konudur, ancak bu alanların şehir dışına taşınmasının bir çözüm olmadığı ortadadır. Bu alanların taşınması suretiyle herhangi bir darbe ihtimalinin ortadan kaldırılmış olması düşünülemez. Ayrıca, bu tartışmalar sırasında meskûn mahal ile hiçbir ilişkisi olmayan, darbe girişiminin yönetim merkezlerinden birisi olan Akıncı Üssü`nün de kapatılacağının beyan edilmesi açıkça bu yer değişikliği politikasının çelişkili olduğunu göstermektedir. 15 Temmuz darbe girişimi ile ilintili olabilecek tüm alanların sembolik dahi olsa ortadan kaldırılması kabul edilebilir değildir. Amacın bu kamu mülklerinin el değiştirmesi olduğu, AKP‘nin iktidar olduğu sürece kamu varlıklarına ve mülklerine dair gerçekleştirdiği talanın ve yağmanın yeni bir dalgası olarak askeri alanların hedefe konulduğu açıktır.
Her ne kadar bu politikanın gerekçesi ideolojik olsa da ve kamu yararını esas almasa da bahsedilen askeri alanların yer değişikliğinin birçok açıdan düşünülmesi gerekmektedir. Şöyle ki;
Askeri alanlar farklı nitelikte birer çalışma alanıdır. Bu nedenle, askeri alanlar yarattıkları istihdam ile önemli çekim merkezleridir ve her gün binlerce askeriye personeli işyerlerine geliş-gidiş yapmaktadırlar. Böylesine büyük istihdam alanlarının şehir dışına taşınmasının Ankara kentinin gelişimini 2023 Başkent Nazım İmar Planı ile belirlenen kentsel gelişme kurgusu çerçevesi dışında etkileyeceği ve ulaşım sistemlerinde ciddi sorunlar yaratacağı da göz önünde bulundurulmalıdır. "Kamu Kurum-Kuruluş Alanları Ana Planı" olmaksızın münferit şekilde birtakım değişikliklerin yapılamayacağını da ayrıca akılda tutulmalıdır.
Askeri alanlar, kentsel çevreye dair birtakım işlev ve değerlere sahiptir. Hızla beton yığını haline gelen Ankara için önemli bir açık yeşil alan arzı oluşturmaktadır. Bu alanların taşınması sonrasında boşalan alanların yapılaşma tehdidiyle karşı karşıya getirecek tartışmalar Ankara`ya geri dönülemeyecek zararlar verecek ve Ankara`yı yaşanamaz bir şehir haline getirecektir. Böyle bir tehditle karşı karşıya kalınması durumunda Şehir Plancıları Odası Ankara Şubesi olarak gerekli tüm direnişi sergileyeceğimizi peşinen belirtmek isteriz.
Ankara için diğer bir önemli husus, mevcut askeri alanların büyük bir kısmının Atatürk Orman Çiftliği arazileriyken askeriyeye tahsis edilmiş olmasıdır. Bugün Etimesgut Zırhlı Birlikler, Etimesgut Havaalanı, Gazi Ordu Evi ve çevresi gibi birçok alan Atatürk Orman Çiftliği mülkiyetinde olan alanlardır ve herhangi bir taşınma söz konusu olduğunda tahsislerin kaldırılarak alanların tekrardan Atatürk Orman Çiftliği`ne devri ve Atatürk Orman Çiftliği`nin kuruluş amaçları doğrultusunda kullanılmaları elzemdir.
Taşınması konusu speküle edilen alanlardan bazılarının, Ankara Büyükşehir Belediyesi`ne tahsis edileceğine dair söylemler de hayli tedirgin edicidir. Bu alanların mülkiyetinin Maliye Bakanlığı‘nda kalması gereklidir. Çünkü Melih Gökçek idaresindeki Büyükşehir Belediyesi, Ankara`nın birçok kamu mülkünün yok edildiği, gasp edildiği gerçeği ile yönetimine devam etmektedir. Bu nedenledir ki daha fazla kamu arazisinin pazarlanmasına ve el değiştirmesine izin verilmemelidir. Bugün askeri alanlar içerisinde çok sayıda cumhuriyet mirası niteliğinde tescilli yapı bulunmaktadır. Askeri alanların taşınması durumunda bu yapılar, özgünlüklerine uygun, niteliğine saygılı bir şekilde ele alınmalı ve bu yapılara kamusal işlevsellikler verilmelidir.
Askeri alanların dönüşümü bağlamında, Ankara özelindeki bu hassas noktalar dikkate alınarak, bütüncül bir planlama anlayışıyla konunun ele alınması ve çıkar çevrelerinin bu tartışmalardan uzak tutulması gerekliliğini bir kez daha hatırlatır ve kamuoyunun bilgisine sunarız.