28 / 12 / 2024

TMSF borcunun taşınmaz ile kapatılması kurumlar vergisi istisnası!

TMSF borcunun taşınmaz ile kapatılması kurumlar vergisi istisnası!

Ülkemiz şirketlerinin borç ağırlıklı bilançoları olduğu hepimizin malumu. Hatta son günlerde özel sektör borcunun ne kadar yüksek olduğu her kesimde konuşuluyor. Peki, TMSF borcunun taşınmaz ile kapatılması nasıl oluyor?



Dünya Gazetesi yazarlarından Mali Müşavir Hakan Şirin bugünkü köşesinde ''TMSF borcunun taşınmaz ile kapatılması kurumlar vergisi istisnası'' başlıklı yazısını yayınladı. İşte, o yazı... 

Ülkemiz şirketlerinin borç ağırlıklı bilançoları olduğu hepimizin malumu. Hatta son günlerde özel sektör borcunun ne kadar yüksek olduğu her kesimde konuşulur hale geldi. Tabi ekonomik göstergelerin borçlu şirketler aleyhine ilerlemiş olması bu konuyu daha çok gündeme getiriyor.

Özel sektörün yüksek borç stoku elbette ki kendi tercihleri. Hiçbir otorite şirket yönetim kurullarına borçlanacaksın diye baskı yapmıyor. Yönetim kurullarının tercihi bu yönde.

Borçlanmanın optimal düzeyi nedir, ülkemiz şirketleri bu noktanın neresindedir sorularına cevap araya bence gerek yok. Fotoğraf çok net. Bu durumda muhtemel senaryolardan biri, banka borçları sebebiyle ödeme zorluğu çekebilecek firmalara bir nebze rahatlatacak kurumlar vergisi istisnasından bahsedeceğim.

Kurumlar Vergisi Kanunun 01.01.2018 tarihinde değişen ve istisnaların sayıldığı 5/f maddesine göre “Bankalara, finansal kiralama ya da finansman şirketlerine borçları nedeniyle kanunî takibe alınmış veya Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu'na (TMSF) borçlu durumda olan kurumlar ile bunların kefillerinin ve ipotek verenlerin sahip oldukları taşınmazlar, iştirak hisseleri, kurucu senetleri ve intifa senetleri ile rüçhan haklarının, bu borçlara karşılık bankalara, finansal kiralama ya da finansman şirketlerine veya bu fona devrinden sağlanan hasılatın bu borçların tasfiyesinde kullanılan kısmına isabet eden kazançların tamamı ile bankaların, finansal kiralama ya da finansman şirketlerinin bu şekilde elde söz konusu kıymetlerden taşınmazların (6361 sayılı Kanun kapsamında yapılan finansal kiralama işlemlerinde kiracının temerrüdü sebebiyle kanuni takipteki finansal kiralama alacakları karşılığında tarafların karşılıklı mutabakatıyla kiralayanın her türlü tasarruf hakkını devraldığı finansal kiralama konusu taşınmazlar dâhil) satışından doğan kazançların %50'lik, diğerlerinin satışından doğan kazançların %75'lik kısmı” hükmü getirilmiştir.

Bu hüküm ile bankalara, finansal kiralama ve finansman şirketlerine ile TMSF borcunun ödenmesinde kullanılacak taşınmazlar satış karı için yüzde elli; iştirak hisseleri, kurucu ve intifa senetleri ve rüçhan hakları satış karı için yüzde yetmişbeş kurumlar vergisi istisnası genişletilmiştir. Örnek ile izah edecek olursak A şirketinin yukarıda sayılan kurumlara borcu var ve bu borcu ödeyememektedir. İlgili kurumlara borcunu nakit ödeyemediği için şirket aktifinde bulunan taşınmazı (veya yukarda sayılan diğer varlıkları) ile ödemeyi düşünmektedir. Şirket daha önce 200 bin TL maliyet bedeli ile aldığı taşınmazını 300 bin TL’ye satmış ve faiz dahil 150 bin TL kredi borcunu ödemiştir. Dikkat edilmesi gereken konu, uygulanacak istisnanın ödenen borç tutarın ile sınırlı olmasıdır. Yani 200 bin TL'ye alınıp 300 bin TL'ye satılan taşınmazda 100 bin TL kâr edilmiş olması, 100 bin TL'ye kurumlar vergisi İstisnası uygulanacağını anlamına gelmiyor. Borcun kapatılması nispetindeki tutara uygulanacaktır. Satış tutarının yarısı ile borcu kapattığı için elde edilen karın yarısı, yani 50 bin TL için bu istisna uygulanacaktır. Borcun kapatılmasında kullanılan varlık taşınmaz olduğu için, 50 bin TL’nin yüzde 50'sine kurumlar vergisi istisnası uygulanacaktır. Eğer borcun kapatılmasında kullanılan varlık iştirak hissesi, kurucu ve intifa senetleri ile rüçhan hakları olsaydı 50 bin TL'ye uygulanacak istisna oranı yüze 75 olacaktı. Örnekte sadece taşınmaz sahibinin kendi borcunu ödemesinden bahsettim. Fakat ilgili kurumlara kefillikten dolayı borçlu olanlar için de, yukarıda sayılmış varlıklarını satarak ödeyecek olanlar da aynı istisnadan yararlanmaları mümkündür. Kurumlar Vergisi Kanunu 5/f maddesi uyarınca yürürlükte olan bu istisna, daha yaygın olarak bilinen 5/e maddesine göre daha hafifletilmiş uygulama şartlarına sahiptir. Örneğin 5/e kapsamında satılacak varlıkların 730 gün aktifte bulundurma zorunluluğu bulunurken 5/f maddesine göre satılacak varlıklarda herhangi bir gün şartı bulunmadığı gibi, 5/e maddesi uyarınca beş yıl süre ile fona alınması zorunlu olan istisna tutarının 5/f kapsamında böyle bir zorunluluğu bulunmamaktadır. Bahsettiğimiz 5/f kapsamı sadece bankalara olan borçları değil finansal kiralama-finansman şirketleri ve TMSF’ye olan borçları da kapsıyor. Gönül ister ki Allah kimseyi kurumlar vergisi 5/f maddesinden yararlanma zorunda bırakmasın. Ama olurda karşınıza gelirse, bu kolaylık aklınızda bulunsun.


Geri Dön