Turgut Özal'ın prensi Bülent Göktuna: 3. köprü için Hazine garantisi verilmeli!
Mineks International çok uluslu bir şirket. Orta Doğu, Afrika, Çin ve Kanadada ortaklık ve yatırımları olan bu şirketin Yönetim Kurulu Başkanı Bülent Göktuna. İstanbul Cerrahi Hastanesini satın alan Göktuna, Zambiya ve Kuzey Irakta da fırsat kovalıyor
Hafızalarımız bizi yanıltmıyorsa 1980’lerin ikinci yarısıydı. Dönemin Başbakanı Turgut Özal, dünyanın dört bir tarafındaki genç ve parlak Türk gençlerine bir çağrıda bulundu. Bir kısmına Türkiye’nin geleceğine yatırım yapmalarını önerdi. Bir kısmını ise bürokrasinin çeşitli noktalarında görev almaya davet etti... Bülent Göktuna da o dönem Özal’dan davet alan isimlerden biri. İngiltere’te dış ticaretle uğraşırken, Özal’dan telefon alan genç bir girişimci. Turgut Özal’ın daveti üzerine başbakanın dışişleri danışmanı olmuş. Özal ile dönemin İngiltere Başbakanı Teacher arasında köprü görevi üstlenmiş. Sonrasında ilginç bir hayat hikayesi... O yıllarda İngiltere’deki şirketini satan ve Türkiye'ye yerleşen Göktuna zaman içinde yeniden iş dünyasına dönmüş. Bugün Ortadoğu’dan Afrika’ya uzanan çok geniş bir coğrafyada önemli projelere imza atıyor. Sahibi olduğu Mineks International Dış Ticaret, Mineks Maden ve Cevher Sanayi, İstanbul Mikrocerrahi Sağlık Hizmetleri, National Golf Club firmaları aracılığıyla turizmden sağlığa, enerjiden madenciliğe birçok alanda faaliyetler yürütüyor. Tam anlamıyla çokuluslu bir şirketin patronu. Tabiri caizse işinin kralı.... Lübnan merkezli Solidere şirketi ile Galataport’a talip olan Göktuna kısa süre önce de İstanbul Beşiktaş’taki Cerrahi Hastanesi’ni satın aldı. Aynı zamanda Zambiya Fahri Konsolosu olan Göktuna, Zambiya’da altın madeni ve petrol, Kuzey Irak Erbil’de petrol arama sahalarına ortak. Göktuna ile dünyanın dört bir tarafındaki işlerini ve Arap sermayesinin dinamiklerini konuştuk. Üçüncü köprü ihalesiyle ilgili şartname alan 18 şirketten biri olarak öne çıktınız. Bu proje ile halen ilgileniyor musunuz Evet, 3. köprü ile ilgiliyiz. Modelde finansmanı sağlayabilecek şartlar oluşmadı. KDV’yi kaldırdılar ama Hazine garantisi verilmesi gerekiyor. Hazine garantisi verilmezse bankalar bu tip projeleri artık finanse etmiyor. Avrupa bankalarının mali yapısı çok zayıfladı. Likidite sorunları var. Zaten Türk bankalarının likiditesi bu işe yetmez. Galataport'un da yeniden ihaleye çıkması bekleniyor. Nasıl bir modelle çıkılacağını tam olarak bilmiyoruz. Sürenin uzun olması lazım. 49 yıllık model uygun. O zaman doğru düzgün yatırım yapılabilir. Burada oteller, sanat galerileri, çarşılar, kuruvaziyer limanları, çok iyi otoparkların yapılması lazım. Beyrut'u imar eden Lübnanlı şirket Solidere ile Galataport'a talip olacağınızı açıkladınız. Siz bu büyük projenin neresinde olmak istiyorsunuz Solidere ile ortak girişim grubu kuruyoruz. A’dan Z’ye projeyi birlikte yapacağız. Yatırımcı olarak projeye giriyoruz. Ondan sonra işletmeci olarak otel gruplarını davet edeceğiz. Epey zamandır Arap sermayesi üzerine yöneldik çünkü Arap sermayesi bir türlü Türkiye’ye gelmiyor. Türkiye’deki özelleştirme sistemi beğenmiyorlar. Araplar ihaleye girmeyi sevmiyor. "Ben işi direkt görüşerek yapmak isterim, ihaleyle uğraşmam” diyorlar. Türkiye’deki vergi sisteminin karmaşık olması, dolaylı vergilerin yüksek olmasını sorun olarak görüyorlar. Diğer bir sorun ise; ticari hukuk düzeni. Bugüne kadar gelmiş yabancıların çoğu Türkiye’deki hukuk düzeninden çok zarar gördü. Sağlıktaki yatırımlarınızı büyütecek misiniz Bildiğiniz gibi geçen yılın Aralık ayında İstanbul Cerrahi Hastanesi’nin tamamını satın alarak, ilk kez sağlık sektörüne girdik. Fulya’daki hastanemizi yeniden yapılandırdık. Yatırım tamamlandığında bize 60 milyon dolara mal olacak. Sağlıkta yurtdışında büyümeyi hedefliyoruz. Kuzey Irak’ta yepyeni bir hastaneyi devralmak üzereyiz. Büyük ihtimalle Cerrahi Erbil adıyla hizmet verecek. Ayrıca Abu Dabi’den bir teklif var; onlarla görüşüyoruz. Libya'da bir hastaneyi devralıp, işleteceğiz. Enerji sektörüne de ilgi duyuyor musunuz Çinlilerle kömür santralleri konusunda ortaklık yapmak üzere görüşmelerimiz sürüyor, iki hafta önce İstanbul’da yapılan World Enegry Summit’te Kanadalı Candu firmasıyla EÜAŞ arasında nükleer santral kurmaya yönelik bir iyi niyet anlaşması imzalandı. Buna göre her biri 750 megavatlık 4 santral kurulması için görüşmeler yapılacak. Bu anlaşmada taraf olan iki şirket daha var. Çin’deki nükleer santrallerin yüzde 95’ini yapan CN123 ile bizim Mineks Mühendislik şirketimiz. Biz bu işin mühendislik kısmında görev alacağız. Yatırım aşamasına gelindiğinde de ortak olabilir miyiz bakacağız. Sukuk (faizsiz bono) ile ilgili de çalışmalarınız olduğunu biliyoruz. Türkiye’ye sukuk finansmanını getirmek üzereyiz. Enerji sektöründen işe başlayacağız. Büyük enerji şirketleriyle görüşmeler halindeyiz. Onların mali yapısına ortak olarak girip, sukuk finansmanıyla bir müddet sonra çıkacağız. Hedefimizde Türkiye’ye 2 milyar dolara kadar bir fon getirmek var. Bugüne kadar dediğimiz model Türkiye’de yapılmadı. Arap ülkeleri, Malezya ve Endonezya gibi Uzakdoğu ülkelerinden kaynak getireceğiz. Biz bu konu üzerinde 6 aydır çalışıyoruz. Önümüzdeki 3 ay içinde de bitirmek istiyoruz. Yurtdışında ne tür yatırımlarınız var Zambiya’da iki yıl önce petrol çıkarma lisansı aldık. Teknik araştırmalarımız sürüyor. Ayrıca Zambiya’da ve Etiyopya’da altın arayan, Kanada Borsası’na kayıtlı Luirigold şirketinin de ortaklarındanız. Kuzey Irak Erbil’de, Ingiliz Newage şirketiyle birlikte petrol arıyoruz. Onun dışında Körfez bölgelerinde faaliyetlerimiz var. Libya ve Irak’ta toplu konut işine girmek üzere görüşmelerimiz sürüyor. Dünya metal ticaretinde söz sahibiydi Bülent Göktuna, 1949 Ankara doğumlu... Bulgaristan göçmeni bir aileye mensup olan Göktuna, liseyi Bursa'da bitirdikten sonra Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Kimya Yüksek Mühendisliği bölümüne girmiş. Bu okuldan mezun olduktan sonra Türkiye'de ilk defa açılan Fulbright Bursu'na başvurmuş. O yıl Türkiye'den Fulbright Bursu kazanan 5 öğrenciden biri olmayı başarmış. Bu bursla New York Syracuse Üniversitesinde MBA yapan Göktuna, 1975 yılında İngiltere'ye dış ticaret yapmak için yerleşmiş. Güney Afrika Cumhuriyeti'nin mallarını Ortadoğu'ya pazarlayan Göktuna'nın şirketi Mineks, kısa sürede dünya metal ticaretinde ilk 10 şirketten biri haline gelmiş. 1989'da Özal’ın daveti üzerine Türkiye'ye yerleşmeye karar veren Göktuna, 12 ülkede operasyonu olan bu şirketini satmış. Daha sonra Türkiye’de bir yatırım danışmanlığı şirketi olan Mineks International'ı kuran Göktuna özellikle Arap dünyası ile ilişkilerini geliştirmiş. Türkiye'nin ilk golf kulübü onun Türkiye’nin ilk golf kulübü olan Antalya’daki NGC'ı (National Golf Club) da Bülent Göktuna kurdu. Turgut Özal bir gün Göktuna'yı helikopterine alıp "Bu alanda golf sahası yapacaksın” deyince bu işe girmesi kaçınılmaz olmuş. Kendisi de iyi bir golf oyuncusu olan Göktuna, "Yeni turizm tahsislerini bekliyoruz. Alanya ve Side’deki arazilerle ilgileniyoruz. Golfte çok büyük potansiyel var. ispanya’da 700'ün üzerinde golf sahası var, Türkiye’de ise sadece 14" diyor. Bugünlerde Avrupa’nın en prestjjli turnuvalarından biri olan Avrupa Bayanlar Golf Turnuvası'nın (Ladies European Tour) Türkiye ayağının dördüncü kez NGC’ta yapılacak olmasının heyecanını yaşıyor. 30 ülkeden 126 profesyonel kadın golfçünün katılacağı turnuva 10-13 Mayıs tarihleri arasında yapılacak. Göktuna, dünyada çok ses getirecek bu turnuvaya sponsor bulmakta zorlandıklarını belirtiyor. Rahime Baş Uçar / PARA