22 / 12 / 2024

Türk çelik sektörü pazar çeşitliliğiyle yatırımcılara avantaj sağlıyor!

Türk çelik sektörü pazar çeşitliliğiyle yatırımcılara avantaj sağlıyor!

Türk çelik sektörü, gerek pazar çeşitliliği gerekse artan üretim talepleriyle yatırımcılarına avantajlar sağlıyor.



Türkiye'de kişi başına çelik tüketiminin, Avrupa Birliği (AB) ve ABD ortalamasının da üstüne çıkarak 400 kilogramı bulması, bu rakamın gelecek senelerde 500 kilograma yükselerek üretimin 40 milyon tonu aşmasının beklenmesi, yabancı yatırımcılar için oldukça cazip fırsatlar barındırıyor.

Türkiye Çelik Üreticileri Derneği (TÇÜD) Genel Sekreteri Veysel Yayan, Anadolu Ajansı muhabirine, çelik sektöründeki yatırım ortamına ilişkin değerlendirmeler yaptı.

Anadolu Ajansı'nda yer alan habere göre, yatırımcıları etkileyen en temel unsurun, yapılacak yatırımın geriye dönüş süresi ve karlılığı olduğunu dile getiren Yayan, "Türkiye, dinamik ekonomisi, yüksek tüketim kapasitesi ve pazarlara yakınlığı itibarıyla yatırımcılar için çok cazip bir ülke." şeklinde konuştu.

Türkiye'de yaklaşık olarak 340 organize sanayi bölgesi (OSB) yer aldığını ve buralarda 2 milyon civarında işçinin çalıştığını ifade eden Yayan, ülkenin sınai altyapısının da istikrarla geliştiğini dile getirdi.

Yayan, zaman içinde iniş çıkışlar yaşansa da Türkiye'nin talebi canlı bir ülke olduğuna değinerek, şunları söyledi:

"Hükümetler hiç müdahale etmeseler bile Türkiye'nin talebi büyümeye devam ediyor. Bürokratik engellerin kaldırılmasıyla bu talep büyümesi daha da hız kazanıyor. Türkiye'nin yatırımcılara sunduğu en büyük imkan talepteki hızlı artış oranı ve talebin büyüklüğü."

Türk çelik sektörü pazar çeşitliliğiyle yatırımcılara avantaj sağlıyor!

"Paslanmaz çelik üretimine ihtiyaç var"

Yayan, Türkiye'de özellikle paslanmaz çelik alanında yatırım ihtiyacı bulunduğunu, burada kapasitenin yeterli olmadığını dile getirdi.

Söz konusu ürünlerin ithalatına yaklaşık 1 milyar dolar ödendiğine değinen Yayan, "Paslanmaz çelik, Türkiye'de inşaatlarda kullanılıyor. Henüz çok yaygın değil ancak bir şeyin talebinin oluşması için öncelikle ona sahip olmak, pazara sunmak gerekir. Bu gerçekleştiğinde Türkiye'deki talebin uyarılacağını, paslanmaz çelik tüketiminin artacağını ve bunu kullanan diğer sanayi sektörlerine de olumlu katkı olacağını düşünüyoruz. Türkiye'de gerçek anlamda paslanmaz çeliği üretecek, ülkeye katma değer sağlayacak yatırımlara ihtiyaç var." dedi.

Paslanmaz çelik kullanımının bu yıl artmasını beklediklerini dile getiren Yayan, şöyle konuştu:

"Türkiye yatırımcılarına talep açısından ciddi bir imkan sunuyor. Türkiye'de kişi başı çelik tüketimi 400 kilogram seviyelerine çıktı. Bizim tüketim seviyelerimiz AB'den ve ABD'den daha yüksek. Bu da kısmen onların altyapı ihtiyaçlarını yüksek oranda karşılamasından ve bizim hala yatırım yapıyor olmamızdan da kaynaklanıyor. Kişi başına çelik tüketiminin önümüzdeki yıllarda 500 kilogram seviyesine yükseleceğini ve üretimin 40 milyon ton seviyesini aşacağını öngörüyoruz. Böyle bir ülkede çelik üretiyor olmak yabancı üreticiler için de avantaj. Çeliğin, ham çelikten başlanarak tüm değer zinciri Türkiye’de kalacak şekilde üretiliyor olması önemli."

Türk çelik sektörü pazar çeşitliliğiyle yatırımcılara avantaj sağlıyor!

"Türkiye kendisine hızlı pazar bulabilen bir ülke"

Yayan, Türkiye'nin coğrafi konumuyla çeşitli kıtalara ihracat yapılmasına imkan vermesinin de avantaj sağladığını dile getirdi.

Bazı ülkelerin Türk çelik sektörünü hedef alan uygulamalarını anımsatan Yayan, bu gibi olumsuzluklardan etkilenmemek adına sektörün dinamik yapısının ve ülkenin coğrafi konumunun da katkısıyla kendilerine hızla yeni pazarlar bulabildiklerini  belirtti.

Yayan, Türkiye'nin çok dinamik bir pazar olduğunu dile getirerek, şöyle konuştu:

"2020'de Singapur'a, Hong Kong'a ve Uzak Doğu ülkelerine çelik ihracatına yeniden başladık. Geçmiş yıllarda sürekli değişen pazar şartlarına göre pozisyon alabildik. Bir ara 2000'li yıllarda üretimimizin yüzde 72'sini Çin'e satıyorduk, daha sonra AB'ye yöneldik. Orada sıkıntı çıkınca Körfez ve Orta Doğu'ya ihracata başladık. Sonra orada bir kriz yaşandı, o zaman Kuzey Afrika'ya yöneldik. Orada sıkıntı çıkınca Latin Amerika, ABD ve tekrar AB'ye yöneldik. Şimdi AB'de sıkıntı yaşayınca bu defa doğrudan Afrika ülkelerine yöneliyoruz. Biz, dünyanın her ülkesindeki ihtiyaca cevap verecek ürünlerle ihracat yapabiliyoruz."

 

Çelik sektöründe yatırım iştahı arttı!


Geri Dön