Sektörel

Türkiye, 10 milyon yapının dönüşümünde yeşil binaya önem vermeli!

Capital E Kurucu Ortağı ve Direktörü Greg Kats, yeşil binaların emlak sektörüne değer kattığını söyledi

Yeşil konutlar dünyada gayrimenkul sektöründe gün geçtikçe daha fazla konuşulmaya, bir çok ülkede de somut projelere dönüşmeye başladı. Türkiye ise hızla gelişen bir ülke olarak yeşil dönüşümün bir parçası haline geliyor. İstanbul’da Swissotel’de bugün başlayacak ve iki gün sürecek Uluslararası Yeşil Binalar Zirvesi bunun en önemli göstergesi. Zirve öncesi konuştuğumuz Capital E Kurucu Ortağı ve Direktörü, ABD Enerji Bakanlığı Kaliteli Enerji Bölümü ve Enerji Verimliliği Finansmanı ve Yenilenebilir Enerji Bölümü Eski Direktörü Greg Kats ile ABD Enerji Bakanlığı Bina Teknolojileri Programı Direktörü Roland Risser da Türkiye’nin yeşil binalar konusunda avantajlı olduğu düşüncesinde.

TÜRKİYE İÇİN FIRSAT

Türkiye’nin sahip olduğu 19 milyonluk konut stokunun büyük bir bölümünün kentsel dönüşümle yenilenecek olmasının Türkiye için büyük bir fırsat olduğunu dile getiren Greg Kats, “Dönüşüm çerçevesinde yenilenecek 8-10 milyon yapının yeşil bina kategorisinde olmasına ne denli önem gösterirseniz sektörünüz de aynı oranda değerlenecektir. Ayrıca Türkiye’de her yıl konut arzı açığı sebebiyle 600 bin yeni bina inşa ediliyor olması da ayrı bir fırsat. Türkiye kentsel dönüşümde yeşil konusunu ön plana alırsa çağ atlar” dedi. Kats, karbondioksit salınımının ve enerji tüketiminin neredeyse yüzde 40-50’lik kısmının inşaat sektöründen kaynaklandığını ifade ederek, “Enerji tüketimi gelişmiş ve gelişmekte olan ülkeler için büyük bir tehdit. Enerji verimliliği aynı zamanda yeni istihdam alanları meydana getirmektedir. Yeşil ekonomiyi ülke ekonomileri acısından bir tehdit olarak değil de muazzam bir fırsat olarak görerek işe başlayabiliriz” diye konuştu.

YÖNETMELİK GEREKLİ

Türkiye’de binaların enerji tüketen yerine enerji tedarik eden bir hale dönüştürülmesi gerektiğini anlatan Kats, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bu dönüşüm sıkılaştırılmış enerji verimliliği yönetmeliğinin uygulanabilmesinden sonra mümkün olabilir. Yönetmeliği uyguladıktan sonra Türk sertifika sisteminini geliştirmek kolay. Bu sertifikayla dışarıya muhtaç olmaktan da kurtulursunuz. Zaten gördüğüm kadarıyla Türkiye’de yeşil bina, gelişmekte olan bir sektör. Gelişimin hızlanması için kamu, özel sektör, üniversiteler iş birliği gerekiyor.

Belediyelerin imardan sorumlu bölümlerinde şartnamelerin yeşil bina tasarımı ve yapımına uygun hazırlanması gerekiyor. Ayrıca, yeşil bina yaptırmak isteyenlere ilk yatırım maliyetini karşılamak üzere çeşitli teşvikler, fonlar verilebilir. Yeşil bina alanında yapılan pilot projelerin artması ve kapsamı genişletilmeli. Yeşil binalar iç hava kalitesi yüksek ve daha sağlıklı binalar olduğundan daha hızlı kiralanıyor ve satılıyor.” Türkiye’nin 2020 olimpiyatlarının en büyük adaylarından birisi olduğuna da değinen Kats, burada yapılacak alt yapı çalışmalarında yeşile önem veren bir Türkiye’nin dünyaya örnek olacağını söyledi.

SAĞLIKLI VE MUTLU YAŞAYIN

Capital E Kurucu Ortağı ve ABD Enerji Bakanlığı Kaliteli Enerji Bölümü Eski Direktörü Greg Kats ile ABD Enerji Bakanlığı Bina Teknolojileri Programı Direktörü Roland Risser, yeşil binalarda insanların daha sağlıklı bir ortamda mutlu şekilde yaşadığını söyledi.

5 yılda kazanca geçiyor

ABD Enerji Bakanlığı Bina Teknolojileri Programı Direktörü Roland Risser yeşil binaların enerji tasarrufu, çevreye duyarlı olması ve konforu ile 5 yıl içinde kazanca dönüştüğünü söyledi.

Yeşil binaların sanıldığı kadar maliyetli olmadığını aktaran ABD Enerji Bakanlığı Bina Teknolojileri Programı Direktörü Roland Risser bu binaların, 5 yıl içinde kazanca geçtiğini ve 50 yıl sonra tamamen masraflarını çıkardığını söyledi. Yeşil binaların yapı sektöründe daha değerli, doğaya saygılı, ekolojik, konforlu ve enerji tüketimini azaltma özellikleriyle yeni bir sektör ortaya çıkardığını anlatan Risser, “Yeşil bina uygulamaları ile enerji tasarrufu, havalandırma ve ışıklandırma tabiatı koruma ve konforlu bir hayat hedefleniyor. Bu binalar hayata değer katıyor, güneş enerjisinden yararlanıyor, enerji tasarrufu sağlıyor, binanın değeri artıyor. Bu binaların yapımında maliyetlerin artacağını düşünmemek lazım. Çünkü bu binalar, enerji tasarrufu, çevreye duyarlı olması ve konforu ile 5 yıl içinde kazanca geçerken 50 yıl sonra tamamen masrafını karşılıyor” diye konuştu. Risser, Türkiye gibi enerjisinin büyük bir çoğunluğunu ithal eden bir ülkede acilen yeşil binalar için bir destekleme politikası oluşturulması gerektiğin ifade etti. Amerika’da da bu tür teşviklerin sektöre önemli bir ivme kazandırdığını aktaran Risser, “Amerika’da yeni yapılan binaların yüzde 14’ü artık yeşil bina. Bunda devletin desteği en önemli unsur. Bunun yanı sıra kamu kuruluşları da yeşile dönüşerek bu konuda öncü olmalı” dedi.

YEŞİL DEĞERLİDİR/Türkiye