25 / 12 / 2024

Türkiye yenilenecek

Türkiye yenilenecek

Taşınmaz kültür varlıkları için restorasyon seferberliği başlatıldı. 2010'da Avrupa Kültür Başkenti olmaya hazırlanan İstanbul'da çalışmalar hızlandı. Bu yıl Türkiye'de restorasyona en az 1 milyar TL harcanacak.



Anadolu için en çok yapılan tanımlamalardan biri `medeniyetler beşiği'dir. Nice uygarlıklara ev sahipliği yapan Türkiye, bugüne kadar tarihi ve kültürel mirasına yeterince sahip çıkamadı. Bunun elbette birçok nedeni var ama zararın neresinden dönersek kar... Son 5 yılda Türkiye'nin genelinde adeta bir restorasyon seferberliği başlatıldı. Kültür ve Turizm Bakanlığı, Vakıflar Genel Müdürlüğü, il özel idareleri ve belediyeler, İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı, dört bir koldan eski eserleri yeniden diriltiyor. Özellikle İstanbul 2010 Ajansı, bu yıl 700 milyon TL'lik bir bütçeyi ağırlıklı restorasyon için kullanacak. Başbakanlık'a bağlı Vakıflar Genel Müdürlüğü ise Türkiye'deki taşınmaz kültür varlıklarının restorasyonu için 2009'da 300 milyon TL'lik kaynağı seferber etmiş durumda. İl özel idarelerinin ve belediyelerin kaynaklarını da dikkate alırsanız, bu yıl restorasyon pastasının 1 milyar TL'yi aşacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.

7 yılda 1,5 milyarlık yatırım

Vakıflar Genel Müdürlüğü son yıllarda atağa kalktı. 1998-2002 yıllarında 46 tarihi eser restorasyonu yapılmıştı. 2003-2007 yılları arasında ise Vakıflar Genel Müdürlüğü, 2 bin 650 eserin restorasyonunu yaptırdı. 2008 yılı içinde ise bine yakın eserin onarımı planlandı. 2002 yılından bugüne kadar yapılan çalışmalarla 82 adet gayrimenkul yap-işlet-devret modeli, 74 adet tarihi eser restore et-işlet-devret modeli ve 246 adet gayrimenkul kat karşılığı değerlendirilmek üzere ihale edilerek 1,5 milyar TL'lik yatırım gerçekleştirildi. Üzerinde toplu yapılaşma bulunan işgalli vakıf taşınmazların, hazine mülkiyetindeki taşınmazlarla trampa işlemleri devam ediyor. İstanbul'da 4 bin 557 adet, Antalya'da bin 570 adet vakıf taşınmazı hazineye devredilerek karşılığında taşınmazlar vakıflar adına devir alındı.
Genel Müdürlük tarafından 5 yılda 2 milyon adet belge taranıp dijital ortama aktarıldı. Bunların sergilenmesi için 12 yeni müze açıldı. Yaklaşık 20 bin adet tarihi eserin bakımı, onarımı ve yaşatılması için çalışılıyor.
2009 yılında bin adet eserin restorasyon çalışması planlanıyor. Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün bütçesi 443 milyon TL olarak öngörüldü. Bütçenin; 65 milyon TL'si personel, 8 milyon TL'si sosyal güvenlik, 152 milyon 18 bin TL'si mal ve hizmet alımı, 21 milyon TL'si sosyal hizmet, 195 milyon TL'si yatırım giderlerinden oluşuyor.

Osmanlı eserleri korunacak

Vakıflar Genel Müdürlüğü'nün önünde şimdi çok önemli iki proje duruyor. Bunlardan bir tanesi yurtdışındaki Osmanlı eserleriyle ilgili... Vakıflar Kanunu'nun çıkarılmasıyla birlikte Yurtdışı İlişkiler Daire Başkanlığı kuruldu. Müdürlük, kanunda yer alan `Yurtiçi ve yurtdışındaki eski vakıf eserlerini muhafaza ve ihya etme' maddesine dayanarak Osmanlı coğrafyasındaki tarihi yapıları restore edecek. 2009 yılının ikinci yarısından itibaren yurt dışındaki vakıf kültür varlıklarının onarılmasına başlanacak.
'Osmanlı Coğrafyasındaki Her Şehirde Bir Eser' projesi ile Balkanlar'dan Ortadoğu'ya Kırım'dan Afrika'ya birçok şehirdeki eser restore edilecek. Eser tespit çalışmalarının ardından bir iki aya kadar başlanması planlanan projede ilk sırayı 1455 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından Kosova'da kesme taştan inşa ettirilen ve günümüzde harap bir vaziyette bulunan Fatih Camii alacak. Restorasyon çalışmaları, Cezayir'den Libya'ya, Bulgaristan'dan Yunanistan'a, Macaristan'dan Suudi Arabistan'a, Irak'dan Suriye'ye kadar uzanacak, 1998'de Devlet Planlama Teşkilatı öncülüğünde bir çalışma başlatılmış; bu çerçevede Balkanlar, Ortadoğu, Afrika, Macaristan, Avusturya, Kırım ve Orta Asya'ya gönderilen uzmanlarca 5 bin eser tespit edilmişti.

Çeşme ve sebiller sırada

Ayrıca 2008 yılını Vakıf Medeniyeti Su Yılı ilan eden Genel Müdürlük, Anadolu mimarisinin yüzyıllardır en önemli eserlerinden olan çeşme, sebil gibi su yapılarını ele alıyor. Anadolu'nun çeşitli bölgelerinde koruma altına alınan çeşme ve sebiller tek tek restore edilerek, kültürel zenginlikler arasına katılacak. İstanbul'dan Edirne'ye, Konya'dan Erzincan'a tarihi çeşme, sebil, şadırvan gibi yüzlerce su mimarisi böylece gelecek nesillere aktarılacak. Bu restorasyon çalışmaları için de ihaleler yapılacak.

2003, milat oldu

Aslında Türkiye'de eski eserlerin restorasyonu açısından milat, 2003 yılı olarak kabul edilebilir. 2003'te çıkan 2863 Sayılı Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu'nun 12. maddesi gereğince, emlak vergilerinden yapılan kesintiler il özel idarelerindeki bir hesapta birikiyor. Bu fon, o ildeki il ve ilçe belediyelerince restorasyon projeleri için veriliyor. Atilla Koç'un kültür bakanlığı döneminde yapılan envanter çalışmasına göre Türkiye genelinde 75 bin taşınmaz kültür varlığı bulunuyor. Bunların 25 bini de İstanbul'da... Son 5 yılda İstanbul İl Özel İdaresi yalnızca ilçe belediyelerine aktardığı 120 milyon TL'lik kaynakla, binin üzerindeki eserin restorasyonuna aracılık etti. Bunun yanı sıra İl Özel İdaresi 120 milyon TL'yi kendisi kullandı. İl Özel İdaresi tarafından İstanbul'da son 5 yılda tam 48 eserin restorasyonuna başlandı, bunlardan 41'inin restorasyonu da tamamlandı. Halen geçmiş yıllardan 7 eserin daha restorasyonu devam ediyor. İstanbul İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sabri Kaya, 2009'da 13 eserin daha restorasyon kararı alındığını ve bunlar için bütçeden 35 milyon TL'lik bir kaynak ayrıldığını belirtiyor.

Özel idareler işbaşında...

İl özel idarelerinin kendi inisiyatifindeki restorasyon çalışmalarını nasıl gerçekleştirdiklerine gelince... Öncelikle Kültür ve Turizm Bakanlığı nerenin restorasyonunu yapacağını belirliyor. İl Kültür Müdürlüğü kanalıyla, il özel idarelerine bunu iletiyor. Bu talepleri, İl Özel İdaresi'nin karar organı olan il genel meclisi değerlendiriyor ve yatırım programına alıyor. Bütçesi de hazırlandıktan sonra işin uygulanmasına geçiliyor.
Kültür varlığının daha önce yapılan bir restorasyon projesi yoksa, projesi hazırlanıyor. Hazırlanan projeler koruma kurullarından onay alındıktan sonra restorasyon uygulama işlerine başlanıyor. İstanbul İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sabri Kaya, "Bizde çok titiz bir denetim vardır. Bizimle iş yapan.ara evrakı tamamsa, hak edişi günlük ödenir" diye konuşuyor.

2010'a hazırlık

İstanbul 2010'da Avrupa kültür başkenti olmaya hazırlanıyor. Bu yüzden tepeden tırnağa İstanbul'un yenilenmesi söz konusu. İstanbul'un 10 milyon turiste hazırlanırken, en büyük sorumluluk da İstanbul 2010 Avrupa Kültür Başkenti Ajansı'na ait. Ajans Genel Sekreter Yardımcısı Mehmet Gürkan bu yıl ajansın 805 milyon TL'lik bütçesinin, 700 milyon TL'sinin restorasyon işlerine harcanacağını söylüyor. Ajansın, restorasyon işlerindeki fonksiyonunu `kolaylaştırıcı' olarak açıklayan Gürkan, "Bir yapının onarılmasıyla iş bitmiyor. Onun hayatını nasıl devam ettireceği de önemli. Biz yapılara maddi olarak katkı sağlarken, yapının hayatiyetiyle ilgili sorunları çözecek tarafları bir araya getiriyoruz." diyor.
İstanbul 2010 Ajansı'na genellikle belediyeler, Kültür ve Turizm Bakanlığı gibi birimler kendi kaynaklarıyla yaptıramadıkları işler için başvuruyorlar. Ajans da bunların ihalesini yaparak, kaynağını sağlıyor ve restorasyonu yaptırıyor. İstanbul'daki Büyükşehir belediyesi ve ilçe belediyeleri de restorasyon konusunda son yıllarda oldukça aktif. İstanbul İl Özel İdaresi, 2008 yılında 17 belediyenin 714 projesine restorasyon için 50 milyon 862 bin TL aktardı. Fatih, Eyüp, Beyoğlu, Üsküdar ilçelerinin restorasyon pastasından önemli bir pay alırken, İstanbul Büyükşehir Belediyesi de kendi kaynaklarıyla birçok esere yeniden hayat verdi. Büyükşehir son 5 yılda 81 eseri restore etmek için programına aldı. Bunlardan halen 20'ye yakınının restorasyon proje ve uygulama işleri devam ediyor. Bu işlere belediyenin 150 milyon TL harcadığı açıklandı.

Tecrübe ve yeterlilik şart

İstanbul'da restorasyon çalışmalarına ağırlık veren belediyelerden biri de Fatih Belediyesi. Anıt eser sınıfındaki 22 yapının rölöve, restitüsyon, restorasyon raporunu hazırlayan belediye, metruk durumdaki 42 sivil mimarinin de rölövelerini yaptırdı. Bunlardan onayı alınan Sümbül Sinan Tekkesi, Emir Buhari Tekkesi ve Zeyrek'de bulunan 3 adet sivil mimari örneği yapının restorasyonları tamamlandı. Fil Damı Sarnıcı'nın restorasyonunun ise 2009 yılı sonunda bitirilmesi planlanıyor. Fatih Belediye Başkanı Mustafa Demir, "Eski eser yapı için proje üretmek ve restorasyon yapmak uzmanlık gerektiren işler. Bu yüzden de isteklerin eski eser konusunda tecrübeli olması şartını ve yeterlilik belgesini arıyoruz" diyor. Projeleri tamamlanan yapıların restorasyonları için 5 milyon 869 bin TL harcandığını belirten Demir, bunun 4 milyon 695 binin İl Özel İdaresi'nden, kalan 1 milyon 173 binin ise belediye bütçesinden karşılandığını vurguluyor.

"Benzer işler yapanlarla çalışıyoruz"

İstanbul İl Özel İdaresi 2003-2008 yılları arasında tam 41 eserin restorasyonunu tamamladı. Bunlar için de 120 milyon TL'lik kaynak harcadı. Özellikle Topkapı Sarayı'nın içinde Bağdat Köşkü, Adalet Kulesi, Matbayı Amire, Kutsal Emanetler, gibi 30 civarında proje uygulandı. Bunların bir kısmı proje, bir kısmı da restorasyon uygulamasıydı. İl Özel İdaresi Topkapı Sarayı'nda sadece Has Odalar'ın restorasyonuna 5,5 milyon TL harcadı. İstanbul İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Sabri Kaya, 2009 yılında restorasyon yatırımlarının planlandığını belirterek, "Bizim her işimiz ilan edilir. İlan edildikten sonra da ihaleye çıkarırız" diyor. 2009'da restorasyonu yapılacak eserlerin bir kısmının restorasyon projelerinin daha önceki yıllarda hazırlandığını söyleyen Kaya, "Şimdi uygulama için ihale yapacağız" diye konuşuyor. Kaya, ihalelere katılacak girişimcilerde ne tür özellikler aradıklarını da şöyle anlatıyor:
"Biz il özel idaresi olarak kültür varlıklarını çok önemsiyoruz. İstanbul kültürel olarak çok zengin bir şehir. 75 bin eserin, 25 bini İstanbul'da... Restorasyon ihalelerine katılacaklar da, daha önce benzer tarihi eser restorasyon işini yapmak şartını arıyoruz. İstanbul İl Özel İdaresi'nde ödeme ile ilgili de hiçbir sorun olmaz. Girişimciler, bizim web sayfamızda ilan ediliyor. Girişimciler ihalelerimize ilgi gösteriyor, en az her ihalemize 10-20 firma katılıyor ama daha fazla katılım olması mutlu eder."

"İş yapana takdir önceliği verilmeli"

Alay İnşaat, restorasyon konusunda önemli projelere imza attı. Geçmişi 1977 yılına uzanan şirketin ortaklarından Mustafa Alay, "Biz çekirdekten yetiştik, alaylıyız" diyor. Kısa süre önce Kağıthane Zabit Mektepleri'nin restorasyonunu bitiren şirket halen Üsküdar'da bir sivil mimari örneğini bir de Nuriosmaniye Camii avlusunda Hatice Sultan Türbesi'ni restore ediyor. Mustafa Alay, restorasyon işi yapacak bir şirkette restorasyonda uzman mimar, restoratör (iki yıllık okuldan mezun uzman), inşaat teknikeri, en az iki mimar, inşaat mühendisi, makine mühendisinden oluşan çekirdek bir kadronun olması gerektiğini söylüyor. Alay, restorasyon işlerindeki prensibini şöyle anlatıyor: "Asla yüksek tenzilatlı eski eser restorasyonu yapmam. Restorasyonda eksik malzeme kullanamazsın, elemanlarının kalifiye olması gerekir. Restorasyonun hakkını vermek zorundasın. İstanbul'da ciddi ve güzel işler var. Biz de bunları yakından takip ediyoruz. İhale Komisyonları, daha önceki yaptığımız işleri dikkate alarak takdir yetkilerini kullanamıyorlar. Kullansalar, Sayıştay hemen bir denetçisini gönderiyor. `Bu işi 2 milyona yapacak varmış, nasıl 3 milyona verirsin?' deniliyor. Her işin bir hakkı vardır. İş ehline verilmeli, güzel iş yapanların takdir önceliği sağlanmalı."

"Restorasyon manevi yönü güçlü bir iş"

Pergel İnşaat, özellikle ikinci derece tarihi eser niteliğindeki birçok yapının restorasyonunu yapmış bir şirket. Sinan Evman ve Poli Group'un patronu İrfan Keskin'in 10 yıl önce kurduğu şirketi, yılda 10 milyon dolar ciro yapıyor. Robert Koleji, Notre Dame de Sion, Saint Josepf Eğitim Vakfı Anaokulu'nun ile İstanbul Lütfi Kırdar Uluslar arası Kongre ve Sergi Sarayı'nın renovasyonu sadece bunlardan biri. Ayasofya Müzesi ve Aya İrini'nin içindeki mermer işlerinin restorasyonunu da gerçekleştirdiklerini söyleyen Pergel İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Sinan Evman, restorasyon işlerinin maddi değerinden çok manevi değerinin yüksek olduğunu söylüyor. Evman'ın değerlendirmeleri şöyle: "Restorasyon uzmanlık ister. Binanın ruhuna girip orijinal el yazımlara kadar ulaşıp, ne olduğunu anlayıp uygulamayı gerektirir. Maddi yönünden çok manevi yönü kuvvetli işlerdir. İstanbul'da çok fazla tarihi eser var. Biz her zaman restorasyon ve renovasyon işleriyle ilgileniyoruz."

Para Dergisi

Geri Dön