Türkiye'de 13 milyon konutun 3.5 milyonu deprem sigortalı
Türkiye'de yaklaşık 13 milyon konutun ancak 3.5 milyonu için zorunlu deprem sigortası yaptırıldı
Yüksek deprem riskine sahip olan Türkiye'de, büyük yıkıma neden olan Marmara depreminin ardından çıkarılan zorunlu deprem sigortasına konut sahipleri ilgisiz kaldı. AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, illere göre konut sayılarına bakıldığında İstanbul'da 2 milyon 714 bin 462 konuta karşın, deprem poliçesi sayısı 930 bin 968, İzmir'de 912 bin 585 konuta karşın, poliçe sayısı 271 bin 787, 902 bin 900 konutun bulunduğu Ankara'da poliçe sayısı 515 bin 854, 375 bin 915 konutun bulunduğu Konya'da poliçe sayısı 60 bin 555, 281 bin 664 konutun bulunduğu İzmit'te poliçe sayısı 90 bin 261, 512 bin 163 konutun bulunduğu Bursa'da poliçe sayısı 118 bin 551, 272 bin 600 konutun bulunduğu Balıkesir'de ise poliçe sayısı 75 bin 12 olarak tespit edildi.
Bölgelere göre toplam konut ve zorunlu deprem poliçe üretimine bakıldığında, Marmara Bölgesi 1 milyon 432 bin 621 poliçe ile (yüzde 42) ilk sırada yer alırken, onu, 766 bin 353 poliçe ile (yüzde 22) İç Anadolu Bölgesi,
546 bin 19 poliçe ile (yüzde 16) Ege Bölgesi, 307 bin 179 poliçe ile (yüzde 9) Akdeniz Bölgesi, 225 bin 114 poliçe ile (yüzde 7) Karadeniz Bölgesi, 84 bin 351 poliçe ile (yüzde 2) Güneydoğu Anadolu Bölgesi, 80 bin 141 poliçe ile de (yüzde 2) Doğu Anadolu Bölgesi izliyor.
İllere göre sigortalanma oranına bakıldığında, deprem riskinin en yüksek olduğu İstanbul'da zorunlu deprem sigortası yaptırma oranı yüzde 34 iken, Ankara'da bu oran yüzde 57, İzmir'de yüzde 30, Muğla'da yüzde 46, Kocaeli'nde yüzde 32, Bursa'da yüzde 23, Balıkesir'de yüzde 28, Düzce'de yüzde 41, Bolu'da yüzde 52, Konya'da yüzde 16 ve en düşük oran olarak da Şırnak'ta yüzde 3 düzeyinde bulunuyor.
Bölgelere göre konut sigorta oranına bakıldığında da yüzde 34 ile İç Anadolu birinci sırada yer alırken, yüzde 32 ile Marmara Bölgesi, yüzde 27 ile Ege, yüzde 18 ile Karadeniz ve Akdeniz, yüzde 13 ile Doğu Anadolu, yüzde 11 ile Güneydoğu Anadolu Bölgesi geliyor.
Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) Yönetim Kurulu Başkanı İdris Serdar, AA muhabirine yaptığı değerlendirmede, Türkiye'nin, yüksek deprem riskine sahip bir ülke olduğunu vurguladı. Serdar, DASK'ın yürürlüğe girdiği tarihten bu yana depremden yıkılan konut sayısının 495 bin (yüzde 76), heyelandan 63 bin (Yüzde 10), su baskınından 61 bin (yüzde 9), kaya düşmesinden 26 bin 500 (yüzde 4) ve çığdan 5 bin 154 (yüzde 1) olmak üzere doğal afetlerden yıkılan toplam konut sayısının 650 bin 654 olduğunu söyledi.
En büyük yıkıma depremin yol açması nedeniyle 1999 yılında meydana gelen Marmara depreminin ardından 27 Eylül 2000 tarihinde oluşturulan Doğal Afet Sigortaları Kurumunun zorunlu deprem sigortası sunduğunu anlatan Serdar, 2000 yılı öncesinde konut poliçe sayısı 500 bin iken, bugün gelinen noktada konut
poliçe sayısının 2.5 milyona, zorunlu deprem sigortası sayısının da 3.5 milyona ulaştığını belirtti.
-ZORUNLU DEPREM SİGORTASINDA 7 KAT ARTIŞ-
Serdar, "Zorunlu deprem sigortası, 7 kat artmış durumda. Bu, Türkiye genelinde yüzde 26'lık bir orana denk geliyor. Tabii hem poliçe sayısını hem de yüzde 26 oranını yeterli görmüyoruz. Bu rakamları daha yükseklere çıkarmamız gerekiyor" dedi.
DASK'ın hizmete girmesinin ardından meydana gelen ve yıkıma neden olmayan 249 küçük ve orta ölçekli depremlerde ev onarımı ve tamir masraflarını içeren toplam 10 bin 501 dosya ile ilgili yapılan ödeme miktarının 19 milyon 819 bin 283 TL olduğunu belirten Serdar, zorunlu deprem sigortası bedelinin 5 deprem risk ölgesine ve 3 farklı yapı tarzına göre belirlenen 15 ayrı tarife üzerinden oluşturulduğunu ve ortalama konut teminatının 58 bin TL, ortalama prim bedelinin de 94 TL olduğunu kaydetti.
İdris Serdar, Türkiye'nin hangi yerinde deprem olursa onu izleyen tarihlerde zorunlu deprem sigorta poliçe sayısının arttığını, bunun da o dönem artan hassasiyetten kaynaklandığını, ancak arzularının bu bilincin oluşması
olduğunu söyledi. Yapılan kamuoyu araştırmalarında halkın yüzde 50'sinin DASK'ı duymadığını söylediğini dile getiren Serdar, "Bu nedenle tanıtıma ağırlık verdik. Önce bizi duymayanlara sesimizi duyuralım istedik. Tüm reklam ve tanıtım filmleri buna odaklandı. Herkesi bu konuda duyarlı olmaya ve poliçesini yaptırmaya
çağırıyoruz" dedi.
AA