Türkiye'de çimento sektörü hızla büyüyor!
Türkiye'de çimento sektörü özellikle 2005 yılından başlayarak hızlı bir büyüme sürecine girdi ve üretim kapasitesi iki katına çıktı.
Türkiye'de yıllık 80 milyon ton klinker üretim ve 100 milyon ton çimento öğütme kapasitesi bulunuyor.
Bu kapasitenin yaklaşık yarısı son 10 yılda devreye girdi. Böylece Avrupa'daki eski teknolojiye sahip fabrikalara oranla Türkiye çimento sektörünün kapasitesinin tamamına yakınını yeni teknolojilerle inşa ettiğini söyleyebilirim.
Sektörde halen hızlı bir yatırım süreci devam ediyor. Normal koşullarda bir başarı olarak görülebilecek bu yatırım heyecanı, ülkedeki üretim kapasite fazlası nedeniyle sektörü olumsuz etkiliyor. Önceki yıllarda iç talebin ve ihracat pazarlarının canlı olması, kapasitedeki bu fazlalığı dengeledi ve sektörün kapasite kullanımı yüzde 90'ları buldu. Ancak son iki yılda görülen durgunluk, sektör oyuncularını endişelendiriyor. Yeni yatırımlar ile ara mamul olan klinkerin üretim kapasitesinin 2018 sonuna kadar 90 milyon tona, çimento öğütme kapasitesinin ise 110 milyon tona ulaşması öngörülüyor. Bu noktada yeni çimento üretim tesisleri için teşvik verilirken daha seçici olunması, bölgenin ihtiyacının gözönüne alınması gerektiğini düşünüyoruz.
Çimento üretimi ilk dört ayda yüzde 22'lik artış gösterdi
Türkiye çimento sektörü, 2015 yılında elde ettiği 3.2 milyar dolar ciro ve 550 milyon dolarlık ihracat ile Türkiye'nin büyümesinde ve kalkınmasında kayda değer bir yer bulunuyor. 17 bin kişiyi istihdam eden sektörde 2015 sonu itibarıyla 52 entegre tesis ve 19 öğütme tesisi faaliyet gösteriyor. 2015 yılında çimento üretimi yüzde 0.3 artarak, 72.8 milyon tonu buldu. Üretilen çimentonun yaklaşık yüzde 10.7'si ihraç edildi. 2015'te sektörün iç pazar satışı, yüzde 1.3 artarak, 65 milyon ton seviyesine geldi. Bu yılın ilk dört ayında ise çimento üretimi, 2015'in aynı dönemine oranla yüzde 22 arttı. Anılan dönemde üretilen çimentonun yaklaşık yüzde 12'si ihraç edildi. Sektörün 2016 yılında iç satışlarda yaklaşık yüzde büyümesini tahmin ediyoruz.
Kentsel dönüşüm projelerinde istenen rakamlara ulaşılamadı
İnşaat sektörünün büyümesinde etkisi olacak kentsel dönüşüm projeleri, mega projeler, devam eden konut ve altyapı projeleri ve yabancıların konut sektörüne devam eden ilgisi, aynı zamanda çimento sektörü için de gelecekte fırsat olarak görülüyor. 2035 yılına kadar kentsel dönüşüm kapsamında yaklaşık 140 milyon ton çimento tüketilmesi tahmin ediliyor. Ancak sektör, kentsel dönüşüm projesinden henüz beklediğimizi bulamadı. Projenin dar bir alanda devam etmesi ve yurt geneline yayılamaması nedeniyle istenen tüketim rakamları yakalanamadı. 2015 sonunda Türkiye'nin çimento ve klinker ihracatı yüzde 2.7 azalarak, 10.7 milyon tonu buldu. Yalnız çimento ihracatı ise yüzde 3.5 azaldı ve 7.7 milyon ton oldu. 2015 yıl Ekonomi Bakanlığı verilerine göre çimento ve klinker ihrcatı, değer bakımından yüzde 14 azalmayla 550 milyon dolar olarak gerçekleşti. Söz konusu düşüşte, miktardaki azalmanın yanı sıra döviz kurları da etkili oldu. 2015 yılında çimento ihracatının yüzde 47'si Asya ülkelerine, yüzde 36'sı Afrika ülkelerine, yüzde 10'u Amerika ülkelerine ve yüzde 7'si Avrupa ülkelerine yapılıyor. Son yıllarda Türkiye, Çin ve İran'dan sonra global pazarda üçüncü büyük çimento ihracatçısı konumunda bulunuyor. Türkiye, ihracatta başarılı bir tablo çizse de başlıca pazarlardan Ortadoğu ve Akdeniz havzasındaki politik istikrarsızlık, bazı bölgelerde savaş durumunun devam etmesi, Çin'de büyümenin azalması, ambargonun kalkması sonucunda İran'ın yüksek kapasite ve düşük enerji maliyeti ile Türkiye'nin dış pazarlarına girme olasılığının artması, sektörü yurtdışında zorlayacak faktörler olarak gösteriliyor.
Suudi Arabistan ve İran ihracat pazarlarını zorlayacak
Bununla birlikte Reuters'in 12 Nisan 2016 tarihli haberine göre, Suudi Arabistan, çimento sektörüne 2008 yılından bu yana getirilen ihracat yasağını kaldırdı. Klinker üretim kapasitesi 61 milyon ton olan Suudi Arabistan'ın önümüzdeki 5 yıl içinde kapasitesini 78 milyon tona çıkaracağı öngörülüyor. Türkiye çimento sektörünün ihracatının yaklaşık yüzde 40'mı Ortadoğu ve Körfez ülkelerine yaptığı düşünülürse bu bölgelerde Suudi Arabistan ile rekabet yaşanması kaçınılmaz olacak. İran'a yaptırımların kalkması ve ülkedeki atıl kapasitenin ihracata yönelmesi ve Suudi Arabistan'daki bu gelişme sonrası her • iki ülkenin pazara girmesiyle Türkiye'nin maliyet dezavantajını da dikkate alarak, rekabet gücünün kayda değer ölçüde etkileneceğini tahmin ediyoruz. Bu anlamda 2016 yılında, yeni çimento pazarları bulmak, rekabet gücünü artıracı aksiyonlar almak önem arz ediyor. Global ekonomide beklenen toparlanma ve büyümenin gerçekleşmemesi, Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesindeki politik ve ekonomik karı Şık ve istikrarsızlık, Avrupa'da beklenen büyümenin yakalanamaması, euro'nun zayıflaması, Rusya'daki son ekonomik sıkıntılar, İran'ın dış dünyaya açılması, Irak'ın çimento ithalatını sınırlama kararı alması, Türkiye çimento sektörü için dezavantaj yaratıyor. Bütün bunlara rağmen Türkiye, global çimento ihracat pazarındaki yerini koruması bekleniyor. Sektörün sahip olduğu yaklaşık 30 milyon ton fazla kapasite gözönüne alındığında, ihracat Türkiye için kaçınılmaz bir yol oluyor.
Dünya Sektörel Ek