Kentsel Dönüşüm

Türkiye'de kentsel dönüşüm söylemleri el üstünde tutuluyor!

Bursa Gazetesi köşe yazarı olan Makbule Karabulut bugünkü yazısında kentsel dönüşüm ve Türkiye'deki sürecini anlattı. Karabulut, Türkiye'de kentsel dönüşüm söylemleri el üstünde tutulduğunu belirtti.

Ülkemizin son 20 yıllık gündemine baktığımızda kentsel dönüşüm söylemleri hep el üstünde tutuluyor. 

Bu konuda 1999 Körfez Depremi milat oldu. 2011 Van Depremi ise Kentsel Dönüşüm çalışmaları için düğmeye basılmasına yol açtı. 

Peki bu süreçte kimler ne yaptı? 

6 bin 306 sayılı Afet Yasası çıkarıldı 2011 depremi sonrasında. 1999 Depremi sonrasında ise Yapı Denetim Yasası çıkarılıp uygulanmaya başlandı. 

Ülkemizdeki imar uygulamaları işte bu iki yasa üzerinde dön dürek gibi döndürülmeye başlandı. 3 bin 194 sayılı Yasaya göre imar planı yapma ve uygulama yetkisini elinde bulundurulan Belediyeler, bir biri ardına Kentsel Dönüşüm Projeleri açıklamaya başladı. Bir nevi kentsel dönüşüm proje mezarlığı ile karşı karşıya kaldık. Çünkü, belediyeler tarafından açıklanan bazı kentsel dönüşüm projeleri, seneler sonrasında uygulama imkanı bulamadı. Bazıları ise günü kurtarma bahanesiyle açıklanan ve akıllara karışıklık veren projeler oldu. 

Bu konuyla ilgili Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Kentsel Dönüşüm ve Aile Yaşamı başlığı altında bir takım çalışmalar başlatacak. Yapılan ön incelemelere baktığımızda ise; Kentsel Dönüşüm Yasası'nın bazı belediyeler tarafından yanlış yorumlandığını ve hazırlanan planların kentsel dönüşüm ve yapı güvenliğinin sağlanmasına yönelik olarak değil, yeni imar alanları açılmasına ve rantsal dönüşüme yönelik olduğuna dair,iddialar dikkat çekiyor Belediyeler kentsel dönüşüm ve kentsel yenilenme adına yeni imar alanlarını planlayıp, yeni rezerv alanları ile tarım alanlarını imara açabilmenin yollarını arıyor. 

Böylelikle de ova korumasının ve tarım alanları korumasına yönelik verilen sözlerin imar rantına kurban edildiği ileri sürülüyor. 

Uzmanlar her konuda olduğu gibi bu konularda da işlerine geldiği gibi açıklamalar yapıyorlar. "6 bin 306 sayılı Kentsel Dönüşüm Yasası, güçlendirilmesi gerekli veya yıkılıp tekrar yapılması gerekli olan binaların korunması, can ve mal emniyetinin sağlanması için çıkarılmıştır. Bizler, yasalara o kadar sulandırmaya alıştık ki içine birde birer gazı sıkarak uygulamaya çalışıyoruz." Demokratik ortamlarda bu tür uygulamalar halkın da meslek odalarının da tepkisini çekiyor. Fakat, eş dost ve ideolojik kayırmalar nedeniyle yasalara aykırı, bu tür uygulamalar medyada yer almıyor. 

Basında pek fazla konu edilip tartışılmıyor. Bireysel bazı çarpıklıklar, medyaya konu olduğunda toplumdaki kamuoyu baskısıyla belki düzeltiliyor. 

Şimdi kentsel dönüşümle ilgili birde sosyal yön incelemesi yapılacak. Halkın ne gibi etkilendiği gözlemlenecek. 

Bakanlık, hükümet, yürütme ve kanunlar, kentsel dönüşüm ve yenilenmeyi eski binaların yıkılıp yerlerine yenilerinin yapılması ve kent merkezlerindeki deprem riski bulunan binaların yıkılıp yenilenmesi olarak görüyor. Müteahhitler ise, kentsel yenilemeyi yeni imar alanları açılması olarak yorumluyor. 

Siyaset bahane, rant şahane. 

Kim ne derse desin, bu formül işliyor. 




Makbule KARABULUT/Gazete Bursa