Kent Haberleri

Türkiye'de mevcut yapı stoku ve yeni yapılar sağlamlaştırılmalı!

Türkiye deprem kuşağı üzerinde yer alıyor. Mevcut yapı stoku ve yeni yapılar sağlamlaştırılmalı. Peki bu nasıl olacak? Türkiye'de bir daha enkaz olmaması için ne yapılmalı?

Yeni binaları şu anda yapı denetim firmaları denetliyor. Ancak denetlenen binada sorun olursa yaptırımı yok. Bu firmalar sorumluluk sigortasına zorunlu kılınırsa denetimlerini harfiyle yerine getirmek zorunda kalır. Böylece denetimin kalitesi artar. Mevcut binaların ise satılması veya kiraya verilmesi için taranıp HES kodu benzeri bir sertifika alması şartı getirilmeli.Türkiye'de bir daha enkaz olmaması için mevcut yapı stoku ve yeni yapılar sağlamlaştırılmalı.

Habertürk Gazetesi köşe yazarı Rahim Ak, bugünkü köşesinde sağlam binalar için gerekli önlemleri kaleme aldı.

İşte Rahim Ak'ın 'Enkazın çaresi bina HES kodu ve sorumluluk sigortası' başlıklı yazısı...

Deprem bir kez daha Türkiye'yi kalbinden vurdu. İzmir'de canımız bir kez daha yandı. Yitip giden canlar ve enkaz yığınları ise artık yeter dedirtti. Artık Türkiye'ye enkaz yığınları hiç yakışmıyor. Bu yüzden hem mevcut yapı stoğunun hem de yeni yapılacak olan binaların sağlam olması için birşeyler yapılması gerekiyor. Bunun için tabii ki ilk sorumlu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı. Ancak bana göre sigortacılar burada önemli bir rol üstlenebilir. Peki neden sigortacılar? Sigortanın dünyanın her yerinde denetleyici ve düzenleyici bir yönü de vardır. Örneğin maden sigortaları eğer yeterli güvenlik sağlanmadıysa yapılmaz bu yüzden maden şirketleri tüm önlemleri almak zorunda kalırlar. Maden kazaları tüm dünyada bu yüzden sıfıra inmiş durumda. Fabrikalarda da yangın çıkması ve kaza olmasını önleyecek önlemler alınmadan sigortalar ya yapılmıyor veya çok pahalı oluyor. Bu yüzden iş kazaları ve işyeri yangınları da oldukça düşmüş durumda. İşte sigortanın bu düzenleyici ve denetleyici yönünü Türkiye'nin en büyük sorunu olan yapı kalitesi ve deprem açısından değerlendirebiliriz. Belki de bu canımızı yakan sorundan böyle kurtulabiliriz.

HANGİ SİGORTA NEYİ KARŞILIYOR?

Öncelikle sigorta ile ev ve binalar arasındaki ilişkiyi anlatalım. Türkiye'de 9.8 milyon konutun DASK yani zorunlu deprem sigortası var. Bu konut stoğunun yüzde 55'ine denk geliyor. Elektrik ve su aboneliği gibi bir çok şey yapılırken DASK zorunlu olduğu için sigortalı ev sayısı gayet iyi. Diğer yandan özellikle çok fazla deprem yaşanan illerde insanlar korkudan deprem sigortası yapmayı yeğliyor. Ancak deprem sigortası sadece duvarlar, tavan, taban, koridor, merpen, asansör ile çatı ve bacalar gibi kaba inşaatı kapsıyor. DASK 1 ev için en çok 240 bin lira tazminat ödüyor. Ödenen prime göre ortalama 150 bin liralık tazminat ödendiği yapıldığı hesaplanıyor. Bir de konut sigortası var. Sigorta şirketleri konut sigortasını DASK'ın üstünü tamamlama şeklinde yapıyor. Yukarıda saydığımız DASK'ın karşıladığı maddeler dışında ev eşyaları, mutfak, banyo, kapı pencere ve akla gelebilecek diğer şeyleri konut sigortası karşılıyor.

YAPI DENETİM FİRMALARINA SİGORTA AYARI

Son depremin yaşandığı İzmir'de ise tam 634 bin ev deprem sigortalı. Bu İzmir'deki evlerin yüzde 56'sına denk geliyor. Dün akşam itibariyle de tam 7 bin kişi evinde hasar olduğunu belirterek DASK'a başvurdu. Bu kişilere ödemeler de yavaş yavaş başladı. Gündem bu olunca sigortacılarla bir daha enkaz görüntülerinin olmamasını sağlamak için sigorta açısından yapılabileceklerle ilgili görüş alışverişinde bulunduk. Tabii ki bir çoğu uzman olan sigortacıların çeşitli görüşleri var. Ancak özellikle yeni yapılan binaların artık güvenlik açısından hiç bir riski olmaması için şu sıralar bir çok sigorta şirketine danışmanlık yapan sigorta danışmanı Özer Şimşek'ın öneriler ilgimi çekti. Şimşek'in dikkat çektiği nokta şu anda yapılan ve yapılacak olan binaların denetimini yapan yapı denetim firmalarının görevlerini tam anlamıyla yerine getirmelerini sağlamak. Burada bir sıkıntı var. Çünkü yapı denetim firmalarının ücretini yine denetlenen binanın sahibi veriyor. İşte bu çıkar birleşmesini önlemek için eğer yapı denetim şirketlerine aynı doktorlarda olduğu gibi sorumluluk sigortası zorunluluğu getirilirse denetim firması denetimlere harfiyen yapmak zorunda kalacak. Eğer bunu yapmaz ve denetlediği binada sıkıntı olursa örneğin depremde hasar görürse sigorta şirketleri o firmanın sigortasını yapmayacak veya çok pahalı yapacak. Bu riske girmek istemeyen denetim firması da işi savsaklamayı bırakın dört elle sarılacak.

DASK'A BAĞLI HES ÇÖZÜM OLABİLİR

Bu öneri çok güzel ancak bu kural eğer olursa yeni yapılacak binaları kapsayacak. Peki mevcut konut stoğu için ne yapılmalı? Burada düşünceler değişmiyor. Mevcut yapı stoğu taranıp durum rapor edilmeli. Bana göre bununla da kalınmamalı. Aynı bugün nasıl HES kodu olmadan bir çok yere giremiyor ve yolculuk yapamıyorsak binaların da HES kodu olmalı. Bu kod olmadan ev satılamamalı veya kiraya verilmemeli. Sorun ancak böyle çözülür. Peki kim yapacak? Mevcut sorumlu Çevre ve Şehircilik Bakanlığı bu görevi yapabilir. Ancak bence DASK yönetimi, yapı denetim şirketleri ile arada bir çıkar çatışması da yaratarak bunu yapabilir. Belki bu kod DASK'a bağlı bile olabilir. Yine denetimin iyi yapılmamış olması durumunda yapı denetim şirketleri sorumlu tutulabilir.

SİGORTALI BOŞUNA YAPTIRMADI

İzmir depremi konusunda diğer önemli husus Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 'yıkılan evlerin yenisini devletin yapacağı' mesajı. Bunu duyanlar eğer devlet tüm evleri yapacaksa DASK veya konut sigortası yaptıranların bunu boşuna mı yaptırdığını soruyor. Hemen cevaplayalım. Hayır. Çünkü bundan önceki örneklerine bakıldığında devlet yıkılan evlerin yerine yenisini yapıyor ancak bedava yapmıyor. Mutlaka uzun vadeli bir ödeme planı ile geri ödemesi gerçekleştiriliyor. DASK ve konut sigortası ise evi yıkılan veya hasar gören vatandaşa direkt nakdi ödeme yapıyor. Kişi bu tutarı isterse devlet evini yapıp ona teslim ettiğinde çıkarılan borç için kullanır isterse başka harcamalarında.

Prof. Dr. Naci Görür: Devlet her binaya bir kimlik kartı şartı getirebilir!

Tüm binalara kimlik verilmeli!