Türkiye'de 'yap-işlet-devret' yatırımları hızlandı!
IC Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çeçen, Uludağ Ekonomi Zirvesi'ndeki "Yatırım 2023: Altyapı ve Sağlık" başlıklı oturumda "Son yıllarda ülkemizde özellikle yap-işlet-devret ve kamu-özel sektör iş birliğiyle yapılan yatırımlar çok hız kazandı." diye konuştu.
IC Holding Yönetim Kurulu Başkanı İbrahim Çeçen, "Son yıllarda ülkemizde özellikle yap-işlet-devret ve kamu-özel sektör iş birliğiyle yapılan yatırımlar çok hız kazandı. Bu yatırımların en büyük avantajı da geri dönüş kapasitesinin yüksek olmasıdır. Bu anlamda bu yatırımların mutlaka kalkınmamızın temel unsuru olarak süreklilik kazanmasında büyük fayda görüyorum." dedi.
Çeçen, Uludağ Ekonomi Zirvesinde moderatörlüğünü Kibar Holding Üst Yöneticisi Tamer Saka'nın yaptığı "Yatırım 2023: Altyapı ve Sağlık" başlıklı oturumda yaptığı konuşmada, ekonomi açısından altyapı hizmetlerinin büyük önem taşıdığını söyledi.
Altyapının ekonomiye katkısına işaret eden Çeçen, "Altyapı stokundaki yüzde 1'lik artış, gayri safi yurtiçi hasılanın binde 8'i oranında artıyor. Yine bu etki ülke ve bölgeye göre değişiklik göstermesine rağmen, örneğin Ortadoğu ve Kuzey Afrika bölgesinde bu artışın 0,17-0,22 aralığında olduğu görülüyor. Altyapı yatırımlarıyla istihdam arasında da bir bağlantı vardır. Doğrudan istihdama katkısı, altyapı stokunda yüzde 1'lik artış, binde 1 ve binde 7 artış sağlıyor. Gelişmekte olan ülkelerde bu etki daha da büyümektedir." diye konuştu.
Çeçen, rakamlara bakıldığında altyapı yatırımlarının süreklilik kazanmasının ekonomiye büyük istikrar getirdiğini belirterek, şöyle devam etti:
"Ülkemizde de son yıllarda özellikle dünyanın da imrenerek takip ettiği mega projeler yapılmaktadır. Bu projeler ekonomiye her yönden katkı sağlamaktadır. İstihdam yönünden, insanların refahını ve yaşamını kolaylaştırmaya yönelik katkı sağlamaktadır. Dolayısıyla bu yatırımların sürekli hale gelmesi, toplumumuzun da ülkemizin de moralini en üst seviyede tutacaktır. Onun için bu yatırımlara süreklilik kazandırmamız lazım."
Bu yatırımların süreklilik kazanması için yeni finansman kaynakları ve modelleri bulunması gerektiğini anlatan Çeçen, şunları kaydetti:
"Son yıllarda ülkemizde özellikle yap-işlet-devret ve kamu-özel sektör iş birliğiyle yapılan yatırımlar çok hız kazandı. Bu yatırımların en büyük avantajı da geri dönüş kapasitesinin yüksek olmasıdır. Yani yatırımlar kendi kendilerini amorti edebilecek, kendi sermaye ve güçlerini ekonomiye tekrar kazandırabilecek nitelikte yatırımlardır. Dolayısıyla bu yatırımların yapılması ülkenin bazı sorunlarını çözebildiği gibi ekonomiye geri dönüş hızlarının yüksek olması sebebiyle de yeni yatırımlara kapı açmaktadır. Bu anlamda bu yatırımların mutlaka kalkınmamızın temel unsuru olarak süreklilik kazanmasında büyük fayda görüyorum."
- "2025'lerden sonra gelecek dönem dünyanın en güzel dönemi olacak"
Global Yatırım Holding Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Kutman da Türkiye'de altyapı yatırımlarının, uzun bir müddet yapılmadığını anımsattı.
Bunun neticesinde de birikmiş bir talebin söz konusu olduğunu anlatan Kutman, "Rakamlara da baktığımız zaman Avrupa Birliğinde 2000-2015'te toplam 270 milyar avroluk altyapı yatırımı oldu. Aynı yıllar içerisinde Türkiye'de toplam 198 yatırımla yaklaşık 110 milyar avroluk bir yatırım söz konusu. Dolayısıyla biz Türkiye olarak çok geriden geldiğimiz için bu yatırımları acilen yapmamız lazım." dedi.
Genel olarak zor bir dönemden geçildiğini ifade eden Kutman, şunları dile getirdi:
"Ama dünya da zor bir dönemden geçiyor. Türkiye diğer ülkelere nazaran zor bir yerde değil. Bir tarafta Trump'a bakıyorsunuz, Hollanda'da ne olduğu belli, Avusturya'da ne olduğu belli. Almanya'da riskler mevcut, bütün dünya genel olarak baktığınız zaman 2008 kriziyle gelir dağılımındaki bozukluk çoğaldı. Bunun çoğalması neticesinde de bir popülizm doğdu. Bu popülizmin etkilerini yaşıyoruz. Bu belki 4 ya da 8 sene daha devam edecek, Amerika başta olmak üzere ama ondan sonra gelecek dönem, 2025'lerden sonra gelecek dönem herhalde dünyanın en güzel dönemi olacaktır."
- "Türkiye'de ciddi bir yatak ihtiyacı var"
Sağlık Bakanlığı Sağlık Yatırımları Genel Müdürlüğü Daire Başkanı Mehmet Özer de kamu-özel sektör iş birliği modelinin Türkiye'de ilk defa 2000'li yılların başlarında uygulanmaya başladığını hatırlattı.
Bu kapsamda ilk ihalelerini 2009 yılında yaptıklarını anlatan Özer, "Bugüne kadar 21 projemizin sözleşmesi imzalanmış durumda. Toplamda bizim kamu-özel sektör iş birliği modelinde şu anda 31 projemiz var. Bunun toplam yatak sayısı 43 bin 500 yatağa denk geliyor, 31 bin 400 yatağın sözleşmesini imzalamış durumdayız. Hatta şu anda 3 tane projemizi de işletmeye açmış durumdayız. Bunlar Yozgat Şehir Hastanesi, Mersin Şehir Hastanesi ve Isparta Şehir Hastanesi olmak üzere toplam 2 bin 500 yatağı en kısa sürede vatandaşa açarak hizmet veriyorlar."
Özer, hayata geçirecekleri 2 projenin ihalesinin devam ettiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Bu projelerden 8 tanesi de planlama aşamasında. Türkiye'de ciddi bir yatak ihtiyacı var. Çünkü Avrupa ülkeleriyle karşılaştırıldığında Türkiye'de 10 bin kişiye şu anda 26,5 yatak düşmekte. Halbuki bu OECD ülkelerinde ortalama 50 yatağa denk düşmekte. Hatta Almanya'da 80 yatak denk düşmekte. Bildiğiniz gibi nüfusumuz da sürekli artıyor. Aynı şekilde mevcut hastane binalarımız da yaşlanmakta. Dolayısıyla hem nüfus artışı hem ihtiyaçlardan dolayı altyapı ihtiyacı her zaman bulunmakta. Şu anda hükümetimizin 2023 hedefi olarak bunu 26,5 yataktan 31 yatağa çıkarmayı hedefliyoruz."
AA