Sektörel

Türkiye'deki binalar 19 yıllık deprem haritasına göre yapılıyor!

‘Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası’nın 19 yıldır revize edilmediğine dikkat çeken uzmanlar, yeni yapılan binaların da bu haritadaki veriler ışığında hazırlanan yönetmeliğe göre yapıldığını ve haritanın mutlaka ve acilen yenilenmesi gerektiğini vurguluyor.

‘Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası’nın 19 yıldır revize edilmediğine dikkat çeken uzmanlar, yeni yapılan binaların da bu haritadaki veriler ışığında hazırlanan yönetmeliğe göre yapıldığını ve haritanın mutlaka ve acilen yenilenmesi gerektiğini vurguluyor.


17 Ağustos deprem felaketinin üzerinden 16 geçmesine karşın, depreme hazırlık konusundaki tartışmalar devam ediyor. Bu tartışmalardan birini de 1996 yılında, “Bayındırlık ve İskan Bakanlığı Afet İşleri Genel Müdürlüğü” tarafından hazırlanan ve aradan geçen 19 yıllık sürede henüz revize edilmeyen “Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası” oluşturuyor.


Türkiye genelindeki yerleşim birimlerinin hangi deprem kuşağında olduğunu 5 derecelendirme ile ortaya koyan harita, aynı zamanda deprem yönetmeliğinin de temelini oluşturuyor. Yeni yapılan binaların statik hesaplamaları, taşıyıcı sistemleri, beton ve demir oranları yeni deprem yönetmeliğine göre hesaplanırken, yönetmeliğin haritadaki veriler ışığında hazırlandığı belirtiliyor. Uzmanlar ise 1996 yılında hazırlanan ve aradan geçen 19 yıllık sürede henüz revize edilmeyen “Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası”nın ivedilikle yenilenmesi gerektiğini dile getiriyorlar.


‘Bu büyük bir hata’

 Hüseyin Alan (Jeoloji Mühendisleri Odası Başkanı):



“Söz konusu haritanın bugüne kadar revize edilmemesi büyük bir hata. Aradan 19 yıl geçmesine bu süre içerisinde birçok büyük deprem felaketi yaşanması karşın ‘Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası’ halen revize edilmedi. MTA 2012 de Türkiye Diri Fay Haritası’nı güncelledi ancak bu harita sadece karasal alanlar için hazırlandı. Oysaki Ege, Akdeniz ve Karadeniz için yeterli araştırmalar yapılmadı. Akdeniz ve Ege açıklarında neredeyse hergün deprem oluyor. Biz henüz nerede,  hangi mekanizmaların deprem ürettiğini bilmiyoruz. 1996’da hazırlanan ‘Deprem Bölgeleri Haritası’nda nükleer santral yapılması düşünülen Doğu Akdeniz kıyıları 3.derece deprem kuşağı olarak yeralıyor. Oysa ki, geçtiğimiz günlerde bu bölgelerde 4 ve 5 büyüklüğünde depremler meydana geldi.

Deprem haritasının hazırlanması sırasında jeolojik çöküntüler ile kayalar incelenmedi. Paleosismolojik çalışmalar yapılmıyor. afad ve MTA’nın bu konuda çalışmalar yürütmesi gerekir. Deprem çalışmaları öteleniyor. Türkiye’deki inşaat projeleri ‘Deprem Yönetmeliği’ne göre yapılıyor. Yönetmeliğin temelini 1996’da hazırlanan Deprem Bölgeleri Haritası oluşturuyor. 19 yıllık sürede 4 veya 5. derece deprem kuşağı olarak bilinen birçok bölgenin 1’inci veya 2’inci derece deprem kuşağında olduğu anlaşıldı. binaların taşıyıcı sistemleri, demir, kolon ve beton oranlarının nasıl olması gerektiği aslında 19 yıl öncesinin haritasına göre şekillendi.

Örneğin haritaya göre İstanbul’un Marmara kıyıları 1. derece deprem kuşağı olarak kabul ediliyor. Ancak bugün itibarıyla İstanbul tümü 1. derece deprem riski altında. 1996’da hazırlanan mevcut harita AB standartlarına da uygun değil.”


‘Yönetmelik değişmeli’

-   Prof. Dr. Haluk Eyidoğan (Jeofizik Mühendisi-Deprem bilimci):



“Haritanın yenilenmesi gecikti. Bunu yapabilecek uzmanlar ve gerekli altyapımız var. 1996-2011 arasında çok sayıda büyük deprem meydana geldi.  Bu depremlerin yerleri ve özellikleri belli. Dolayısıyla elimizde yeni veriler de mevcut. AFAD’dan bir uzman ile konuştuğumda söz konusu haritanın yıl sonuna kadar revize edileceğini dile getirdi. Yeni haritanın hazırlanmasından sonra deprem yönetmeliğinin de değişmesi gerekir. Mevcut deprem yönetmeliği ile yeni harita uyuşmaz. Deprem yönetmeliği 2007’de revize edildi. Ancak yenilenmiş hali bile 1996 yılındaki harita baz alınarak hazırlandı.

2004 yılında yapılan deprem şurasında haritanın yenilenmesi için karar alınmıştı. Aradan 11 yıl geçmesine karşın bir arpa boyu bile yol alınamadı. Hazırlanacak yeni harita ile birlikte her bölge için yatay yer ivme kat sayıları yeniden hesaplanmalı, inşaatlar buna göre yapılmalıdır. 1996’da hazırlanan Türkiye Deprem Bölgeleri Haritası’nda yanlışlıklar var. Harita tüm Türkiye’nin zemini kaya farzedilerek hazırlandı. Ayrıca yapılan son jeolojik çalışmalarda Türkiye’deki aktif fay sayısının daha fazla olduğu ortaya çıktı.

Örneğin Van depreminden sonra bu bölgede  2. derece deprem kuşağında görülen yerlerin 1.derece deprem kuşağında olduğu anlaşıldı. 17 Ağustos depreminden sonra Marmara Bölgesi’nin baştan aşşağı gözden geçirilmesi gerekiyor. İBB tarafından megakent için 2009’da yaptırılan ‘Sismik Mikro Bölgeleme Raporu’ maalesef Ankara tarafından dikkate alınmadı. Oysa ki kent genelinde 8 bin sondaj yapılarak hazırlanan rapor dikkate alınmış olsa İstanbul için hayati öneme sahip olur.”


‘Revize edilmeliydi’

-  Yrd. Doç. Dr. Oğuz Gündoğdu (Deprem Uzmanı):




“Söz konusu harita 1996’dan bu yana revize edilmedi. İnşaatlarda kullanılan malzemeler, deprem risk alanlarına göre belirleniyor. Deprem yönetmeliğinin temelini ise Deprem Bölgeleri Haritası oluşturuyor. Aradan geçen 19 yıllık sürede haritanın mutlaka yenilenmesi gerekirdi. Binalar, bu haritanın verilerine göre inşa ediliyor. Özellikle İstanbul genelinde yeni bir çalışma ortaya konulmalı.”


Milliyet