'Türkiye'nin kentleşme başarısı karartılıyor'
Türkiye'deki görev süresi sona ermekte olan Dünya Bankası Ülke Direktörü Martin Raiser "İnşaatı Dert Etmeyin, Türkiye'nin Büyüyen Kentleri Kalkınma İçin Olumlu" başlıklı bir makale yazdı.
Türkiye'deki görev süresi sona ermekte olan Dünya Bankası Ülke Direktörü Martin Raiser "İnşaatı Dert Etmeyin, Türkiye'nin Büyüyen Kentleri Kalkınma İçin Olumlu" başlıklı bir makale yazdı.
Dünya Bankası bloğunda yayınlanan makalesinde Raiser, "Türkiye'de büyüleyici ve doyurucu üç buçuk yılım sona ererken bir konu öne çıkıyor: Türkiye'nin son otuz yıldaki olağanüstü kentleşmesi ve bunun ekonomi için ancak daha da genel olarak sosyal kalkınma için anlamı" dedi.
Kentsel gelişimin bugün Türkiye'de önemli tartışma konusu olduğunu belirten Raiser, "Yeni kentsel altyapüar için kurdele kesme törenleri ve geleneksel yerleşim alanlarının geliştirümesine karşı ya da tarım arazilerinin inşaata açılmasına yönelik protestolar gündemde eşit yer alıyor. Bu Türkiye'de kent nüfusunun geçen 30 yılda iki katından fazla artarak bugün 50 milyonu aştığı gözönünde bulundurulduğunda belki sürpriz değil. Güney Kore hariç hiçbir ülke 1960'lardan bu yana daha hızlı kentleşmedi" diye konuştu.
Raiser, "Sıklıkla ısınan iç siyaset tartışmaları, uluslararası karşüaştırmada, Türkiye'nin kentleşmesinin olağanüstü bir başarı olduğu gerçeğini karartıyor. Brookings'in son yayınlanan raporu dört Türk kentini (İstanbul, İzmir, Bursa ve Ankara) gelişen piyasa ve artan istihdam fırsatları açısından dünyanın en dinamik 10 kenti arasında gösterdi" ifadelerini kullandı.
Bu gelişmelerin sorunların bulunduğu gerçeğini inkâr etme anlamına gelmediğini kaydeden Raiser, sözlerine şöyle devam etti: "Ancak Türkiye hızlı kentleşme ile yaşam standartlarında yükselişi kaynaştırabildi. Sadece birkaç ülke 1980'lerden bu yana kentleşmede yüzde 10 büyümeyi döviz satın alma gücü paritesi ile 5 bin dolardan fazla kişi başına gelir artışıyla bir araya getirdi. Türkiye; Şili, Malezya, Çin, Güney Kore, Botsvana ve bir avuç OECD ülkesi ile birlikte bu ülkeler arasında. Diğer ülkelerde kentleşme ya bodur kaldı ya da kamu desteği ve plan olmadan, kent varoşlarıylagenişleyen şehirlerde bir araya gelip yoğunlaşmanın ortadan kalkmasına yol açarak üerledi."
Kente göç, mülkiyet hakları yarattı Dünya Bankası'nm son Türkiye Kentleşme Değerlendirmesi başlıklı raporunun Türkiye'nin kentleşmesindeki başarının sebeplerini anlamaya yardımcı olacağını anlatan Raiser, şöyle devam etti: "Bu köyden göçenlerin kentlerde; önce hoşgörüyle karşılanan, sonra intifa hakkı ve sonra da göç edenleri mülklerine yatırım yapmaya teşvik eden, belediyelerin de kamu hizmetleri götürmelerini sağlayan yasal tapu verilen kamu arazilerine yerleştikleri anlamına geliyor.
Böylece Türkiye kentsel varoşların oluşumundan kaçınırken aynı zamanda ekonomik fırsatlarla uyumlu bir şekilde kentlere göçü cesaretlendiren mülkiyet hakları yarattı. Bu göçmen yerleşimleri, 1980'lerin sonundan itibaren ve son 10 yüda hızlanarak çağdaş konut geliştirme alanların dönüştü.
Devletin konut kurumu TOKİ'ye kamu arazileri üzerinde geliştirme hakkı verildi. Artan kentsel yoğunlaşma, bu kendi kendine finansman modelini yaşayabilir kıldı. Böylece Türkiye'de kentleşme sadece iyileşen ekonomik fırsatlarla değil aynı zamanda halkın temel hizmetlere erişimi, dolayısıyla bir araya gelip yoğunlaşmanın ekonomik yararlarından sağlanan takviyeyle de ilişkilendi."
Dünya