Uğur Dumankaya inşaat sektörü hakkında uyarıda bulundu!

İşte Dumankaya’nın tespit ve uyarıları:

-İnşaat sektöründe plansız, kontrolsüz kendine bırakma durumu var. Dünyanın hiçbir yerinde böyle bir yapılaşma mantığı yok.

-Son yıllarda satın almandan çok konut üretildi. İki milyona yakın satılmayı bekleyen konut var. Kentsel dönüşümde yapılan hatalar yüzünden toplumda inşaat firmalarına karşı iyi niyet kayboldu ve sonuçta günah keçisi ilan edildik. Devlet inşaatta herkesi özgür bırakıyor. Kentlerin mimari yapısı bozuluyor. Gelecek nesiller bugünleri hiç iyi konuşmayacak.

-Seçimden sonraki atmosferden bir sonuç çıkarmaya çalışanlar var. Konut fiyatları düşmeyecek ama korkulduğu gibi de artmayacak. Daha sakin, fiyat açısından da tüketicinin lehine durumlar oluşacak. Firmalar arasındaki rekabet daha çetrefilli olacak.

-Önümüzdeki günlerde ekonominin kırılganlığından dolayı olumsuz sorunlar doğabilir. Çünkü inşaat sektörü önemli ölçüde kredi kullanıyor. Bu yüzden bazı firmalar sıkıntıya girebilir. Deniz çok dalgalı ama bir yandan da Türkiye'nin müthiş bir potansiyeli var.

-Türkiye son 3-4 yıldır satın almandan çok daha fazla üretiyor. Yılda bir milyona yakın konut satılıyor. 450 bini sıfır, 550 bini ise ikinci el, 900 bine yakın da ruhsat alınıyor. Şu anda 2 milyona yakın satılmayı bekleyen konut var. Dört sene boyunca Türkiye hiç konut üretmezse bile yeter. Bu balon gibi anlaşılmasın öyle bir durum yok. Satışların yüzde 35'i yabancıya olmaya başladı. İstanbul gayrimenkul açısından ciddi anlamda ilgi çekiyor.

-İstanbul'da artık arsa yok. Altyapı sorunları var, yeşil alanlar çok az, mimarisi kayboluyor. İstanbul'da 2,5 metrekare yeşillik düşüyor kişi başı. Paris'te 10 metrekare. Bunların hepsinin düzenlenmesi gerekiyor müthiş bir çalışma ve koordinasyon gerektiriyor. Bu yüzden kentsel dönüşüm çok önemli. -Kentsel dönüşümle ilgili çok büyük tartışmalar var. Kentin mimarisini yok ettiğinden bahsediliyor. Devlet kentsel dönüşümde gerçekten iyi niyetli ve olması gereken de bir durum. Çünkü Türkiye deprem sorunu olan bir ülke. Hızlı bir şekilde yapılanma oluyor ama yeterli değil. Şu ana kadar kentsel dönüşümde başarılı olmuş bir model yok. Çünkü plansız, kontrolsüz, kendi hâline bırakma durumu var. Bir mahalle blok blok yıkılıyor her bloğu müteahhit kendi kafasına göre yapıyor. Çünkü herkes müteahhit oldu Evet. Bakın Türkiye'de 200 bine yakın inşaat firması var, bu anormal bir durum. Almanya ekonomisi Türkiye'nin birkaç katı büyüklükte. Orada iki bine yakın firma var. Türkiye'de bu sektöre girmek için herhangi bir kısıtlama ya da yaptırım yok. Kimse senin yetkinliğin nedir?" diye sormuyor.

Kendi sektörünü beğenmeyen herkes bu sektöre gelebiliyor. Mesela Dubai'ye gittiğinizde istediğiniz gibi konut yapamazsınız. Yetkinliğinizi, daha önce neler yaptığınızı araştırırlar sonra onay verirler. Türkiye'de böyle bir şey yok. Her ayrımı tüketicinin yapması bekleniyor ama böyle olmamalı. Devletin bu konuda devreye girip firmaları belirli noktada ayrımlara gitmesi gerekiyor. Yani iyi ve kötünün, küçükle büyüğün ayrıştığı, herkesin kendi bütçesine, yetkinliğine uygun projeler yaptığı durumlar oluşması gerekiyor. Kanun koyucular kural lan tesis etmeli, hatları ve sınırlan çizmeli; hatta sivil toplum kuruluşlarıyla ortaklaşa çalışılmalı. Kural koymayıp işi inşaat firmalarına bırakırsanız, herkes istediğini yapar. İnsanlarla firmaları karşı karşıya getirmemek lazım. Şu anda inşaat firmaları günah keçisi gibi insanlar artık iyi niyetli bakmıyor. Gelecek nesil bu günleri pek hayırla yâd etmeyecek.

Hedef 674 milyonluk ciro

-İstanbul'un kültür mirasına ve kent dokusuna paralel yaşam alanları inşa etmek öncelikli hedefimiz. Bireylerin günlük yaşamlarına dâhil olabilecek; sosyal, kültürel tercihleri ile uyum sağlayacak, dinamizmini hiç kaybetmeyen yaşayan alanlar ortaya koymak istiyoruz. Teknolojiye yatırımlarımız devam ediyor. Mevcut ciromuz 207 milyon lira. Bu yıl 674 milyon lira hedefliyoruz.

Yeni Akit