Vahit Güneş'in Özbekistanda 60 milyon dolarlık 3 AVMsine el kondu!
Özbekistan'da tanınmış bir işadamı olan ve yaptığı yatırımlarla 60 milyon dolar serveti bulunan Vahit Güneş'in (46) yaşamı, bir anda altüst oldu
Karadenizli işadamı Güneş, 9 yıl önce Güneş Tekstil adı altında Özbekistan'da ticari faaliyetlere başladı. 60 bin metrekarelik alana kurulu Özbekistan'ın ilk AVM'si Turkuaz'ı 2004 yılında Taşkent'te hizmete açtı. 2006'da da ikinci alışveriş merkezi Maksim Gorki bölgesinde, üçüncüsü ise Semerkant'ta hizmete girdi. O dönem 1500 kişiyi istihdam eden Güneş, 2 Mart 2011 günü kendisini 9.5 ay sürecek bir kâbusun içinde buldu, işadamının alışveriş merkezi, o gün iddiaya göre 500'den fazla maskeli ve silahlı devlet görevlisi tarafından baskına uğradı. Baskın sırasında hem kendisi, hem kardeşi, hem de çalışanlar darp edildi. Güneş 8 gün boyunca kendi ofisinde hapsedilirken, alışveriş merkezi de o süreçte yağmalandı. Vergi kaçırdığı, hatta irticai faaliyetlerde bulunduğu iddiasıyla Özbekistan Milli İstihbarat Hapishanesi'ne konulan Güneş, ne avukatı, ne de ailesiyle görüştürüldü.
İşadamına 80 milyon dolar ceza kesildi. Sorgulanan AVM personeline de Turkuaz yöneticileri aleyhine ifadeler imzalatıldı. Ülkesinden 40 milyon dolar getirmesi istenen işadamı, bu kadar parası olmadığını söyleyince, 700 bin dolara anlaşıldı. Güneş'in Türkiye'deki ağabeyi 700 bin dolar gönderince, Güneş ve kardeşi önce mahkemeye çıkarıldı, ardından beş parasız sınırdışı edildi.
'SİLAHLI ADAMLAR BASTI’
Güneş, tüm suçlamaları reddederek, "Bir sabah ofiste otururken, tıpkı filmlerdeki gibi, silahlı ve maskeli adamlar AVM'yi bastı. Hiçbir yetki belgesi göstermeden bana vurmaya başladılar, önce bu adamları terörist sandım, sonra 'Esembe' denilen Özbekistan Milli İstihbarat Teşkilatı'na mensup olduklarını anladım. Sinir krizi geçirdim, ambulans çağırdılar. O gün 9.5 ay sürecek işkence başladı" diyerek söze başladı.
Tüm suçlamaların asılsız olduğunu savunan Güneş, "Bana iftira attılar. Turkuaz grubuna ait 20 şirkette yapılan incelemelerde suç unsuruna rastlanmadı. Sadece gümrük antreposunda ve depolarda 60 bin dolar değerindeki malın evraksız olduğunu iddia edip, beni, kardeşim Fikret Güneş'i ve 16 şirket yetkilisini hapse attılar. O andrepoyu sadece biz değil, alışveriş merkezindeki tüm firmalar kullanıyordu. Ayrıca 500'den fazla çalışanımız sorgulanarak, aleyhimizde ifade vermeye zorlandı. 80 milyon dolar ceza kesildi. Bu süreçte Türklere karşı karalama kampanyası başlattılar. Taşkent'teki Mustafa Kemal Atatürk Caddesi'nin ismini değiştirdiler" dedi.
'FİZİKİ VE PSİKOLOJİK İŞKENCE'
Özbekistan'daki hapishanede aylarca fiziki ve psikolojik işkenceye maruz kaldığını iddia eden Güneş, "Darp sonucu üç ay boyunca işitme duyumu kaybettim. Beni koydukları hücredeki diğer mahkûmlar tarafından da şiddete uğradım. Kardeşimi o kadar dövmüşler ki kalbi durma noktasına gelmiş. Yaşadıklarım sonucu az kalsın aklımı yitiriyordum. Yetkililerle resmen pazarlık yaptık, 700 bin dolara anlaştık. Türkiye'den ağabeyim parayı gönderince 7 ay sonra mahkemeye çıkarıldık. Şirket çalışanları, önceden verdikleri ifadeleri reddedince, 2.5 ay süren dava sonunda önce beraat, sonra sınırdışı edildik'' dedi.
Hem tüberküloz hem de psikolojik tedavi görüyor
Geçtiğimiz 22 Aralık günü cezaevinden çıkarılarak sınırdışı edilen Güneş, sözlerini şöyle sürdürdü: "Hayatımı mahvettiler. Özbekistan'daki mal varlığımın tek kuruşunu Türkiye'ye getiremedim. Her şeyim uçup gitti. Şu an evim bile ipotekli, 1.5 milyon dolarlık borcum var. Ama yine de yaşadığıma şükrediyorum. Hapishane koşulları yüzünden ciğerlerim iflas etti. Hem tüberküloz tedavisi, hem de psikolojik tedavi görüyorum. Ayrıca şirketimize ilişkin tüm belgelere de el konuldu. Özbekistan'da son bir yılda 100'e yakın Türk firması mal varlıklarına el konularak kapatıldı. Yöneticilerin bir kısmı hapiste, bir kısmı da malını mülkünü bırakarak kaçtı. Bu süreçte ne büyükelçi, ne de Türk yetkililer hiçbir şey yapamadı. Elbette dava açacağım."
Özlem Yılmaz/Habertürk