Varlık Barışı'nda süre 31 Ekim 2013 tarihine uzatıldı!
31 Temmuz 2013 tarihinde 28724 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan karara göre 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununun Geçici 85 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen bildirim ve beyan süresinin uzatıldı...
Varlık Barışı nedir?
Varlık Barışı, 22 Kasım 2008 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Bazı Varlıkların Milli Ekonomiye Kazandırılması Hakkında Kanun” için kullanılan terim olarak karşımıza çıkıyor.
Varlık Barışı kapsamı
Varlık Barışı; Para, Döviz, Altın, Menkul Kıymet, Sermaye Piyasası araçları (tahvil, hisse senedi gibi), varlığı kanaat verici bir belgeyle ispat edilen taşınmazlar (arazi, arsa, tapu kütüğüne kaydedilen bağımsız ve sürekli haklar ve kat mülkiyet kütüğüne kayıtlı bağımsız bölümler), şirketin ortaklarına olan borçlarını kapsıyor.
Varlık Barışı vergi oranı
Varlık Barışı dahilinde yapılacak beyan neticesinde yurtiçinden ekonomiye kazandırılan varlık matrahı üzerinden yüzde 5 oranında, yurtdışından ekonomiye kazandırılan varlık matrahı üzerinden ise yüzde 2 oranında Varlık Barışı vergisi alınacak.
Varlık Barışı'nda sürenin uzatılmasına dair karar
Karar Sayısı : 2013/5174
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun geçici 85 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen bildirim ve beyan süresinin uzatılması hakkındaki ekli Kararın yürürlüğe konulması; Maliye Bakanlığının 26/7/2013 tarihli ve 71791 sayılı yazısı üzerine, adı geçen Kanunun mezkur maddesine göre, Bakanlar Kurulu’nca 26/7/2013 tarihinde kararlaştırılmıştır.
26/7/2013 TARİHLİ VE 2013/5174 SAYILI KARARNAMENİN EKİ
KARAR
Süre uzatımı
MADDE 1 – (1) 193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun geçici 85 inci maddesinin birinci fıkrasında belirtilen bildirim ve beyan süresi, 31/10/2013 tarihine kadar (bu tarih dahil) uzatılmıştır.
Yürürlük
MADDE 2 – (1) Bu Karar yayımı tarihinde yürürlüğe girer.
Yürütme
MADDE 3 – (1) Bu Karar hükümlerini Maliye Bakanı yürütür.
Söz konusu 193 Sayılı Gelir Vergisi Kanununda yer alan Geçici Madde 85'de yer alan hükümler;
Geçici Madde 85 – (Ek: 21/5/2013-6486/13 md.)
Gerçek veya tüzel kişilerce, 15/4/2013 tarihi itibarıyla sahip olunan ve yurt dışında bulunan; para, altın, döviz, menkul kıymet ve diğer sermaye piyasası araçları ile varlığı kanaat verici bir belgeyle ispat edilen taşınmazlar, 31/7/2013 tarihine kadar Türk Lirası cinsinden rayiç bedelle, 19/10/2005 tarihli ve 5411 sayılı Bankacılık Kanunu uyarınca faaliyette bulunan bankalara veya 6/12/2012 tarihli ve 6362 sayılı Sermaye Piyasası Kanunu uyarınca faaliyette bulunan aracı kurumlara bildirilir ya da vergi dairelerine beyan edilir.
Birinci fıkrada sayılan kıymetler, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca defter tutan mükellefler tarafından beyan tarihini takip eden ay sonuna kadar kanuni defterlere kaydedilir. Bilanço esasına göre defter tutan mükellefler, bu madde hükümleri uyarınca kanuni defterlerine kaydettikleri kıymetler için pasifte özel fon hesabı açarlar. Bu fon hesabı, sermayenin cüz’ü addolunur, sermayeye ilave dışında başka bir amaçla kullanılamaz, işletmenin tasfiye edilmesi hâlinde ise vergilendirilmez. Serbest meslek kazanç defteri ile işletme hesabı esasına göre defter tutan mükellefler, söz konusu kıymetleri defterlerinde ayrıca gösterirler. Bu varlıklar dönem kazancının tespitinde dikkate alınmaz. Vergi dairelerine beyan edilen varlıkların değeri üzerinden %2 oranında vergi tarh edilir ve bu vergi, tarhiyatın yapıldığı ayı izleyen ayın sonuna kadar ödenir.
Banka ve aracı kurumlar, kendilerine bildirilen varlıklara ilişkin olarak %2 oranında hesapladıkları vergiyi, bildirimi izleyen ayın on beşinci günü akşamına kadar vergi sorumlusu sıfatıyla bir beyanname ile bağlı bulunduğu vergi dairesine beyan eder ve aynı sürede öderler. Bu fıkra ile üçüncü fıkraya göre ödenen vergi,hiçbir suretle gider yazılamaz ve başka bir vergiden mahsup edilemez.
Bildirilen veya beyan edilen varlıklar nedeniyle hiçbir suretle vergi incelemesi ve vergi tarhiyatı yapılmaz. Ancak, diğer nedenlerle bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten sonra başlayan 1/1/2013 tarihinden önceki dönemlere ilişkin vergi incelemeleri ile takdir komisyonu kararları uyarınca gelir, kurumlar ve katma değer vergisi yönünden tespit edilen matrah farkından, bu madde kapsamında beyan edilen tutarlar, bu tutarlara ilişkin tarh edilen verginin vadesinde ödenmesi koşuluyla mahsup edilerek tarhiyat yapılır. İndirimi reddedilen katma değer vergisine ilişkin mahsup edilecek matrah tutarı, indirimi reddedilen vergiye esas teşkil eden bedeldir. Şu kadar ki, indirimi reddedilen vergiye ilişkin bedelin tespit edilememesi hâlinde mahsup edilecek matrah tutarı, %18 katma değer vergisi oranı dikkate alınarak hesaplanır.
Tahakkuk eden verginin vadesinde ödenmemesi veya bu maddede yer alan diğer şartların yerine getirilememesi nedeniyle mahsup imkânından yararlanılamaması, vergi aslının gecikme zammı ile birlikte 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun uyarınca takip ve tahsiline engel teşkil etmez. Tahsil edilmiş olan vergiler red ve iade edilmez.