25 / 12 / 2024

Vefa Grup, müteahhitlik firmalarının şantiyelerini kuruyor

Vefa Grup, müteahhitlik firmalarının şantiyelerini kuruyor

Vefa Grup, 30 ülkede Türk ve yabancı müteahhitlerin şantiye binalarını kuruyor, cironun yüzde 70'ini yurt dışından getiriyor



Kartal Meslek Lisesi Mezunu Turan Koçyiğit ile üniversiteden arkadaşı Orhan Güner, 1990'da prefabrik yapı üretmeye başladı. Pendik ve Tuzla'da iki fabrikada 30 milyon dolar ciroya ulaşan Vefa Grup, 30 ülkede Türk ve yabancı müteahhitlerin şantiye binalarını kuruyor, cironun yüzde 70'ini yurt dışından getiriyor.

1980'lerde gelişmeye başlayan prefabrik yapı sektöründe sanayici olma kararı alan Turan Koçyiğit'in ortağı Orhan Güner ile kurduğu Vefa Grup, 30 ülkede Türk ve yabancı müteahhitlik firmalarının dev şantiyelerini kurarak 30 milyon dolar ciroya ulaştı. Pendik ve Tuzla'daki fabrikalarında prefabrik yapı malzemeleri üreten Vefa Grup'ta 438 kişinin çalıştığını söyleyen Turan Koçyiğit, şöyle başlıyor anlatmaya:

"Dedelerimiz Erzincanlı. Sonra Tokat'a yerleşmişler. Sonra da çocuklar okusun diye 1960'larda İstanbul'a geliyorlar. Kartal'a taşınmışız. Babam Hüseyin Koçyiğit, fabrikalarda döküm işçisi olarak çalıştı ve emekli oldu. Kartal Meslek Lisesi'ni bitirdim. Bölümüm metal işleriydi, tam şimdi yaptığımız iş. Meslek lisesine girmeyi çok istedim. Hatta bir yıl kazanamadım ikinci yıl tekrar sınava girdim de öyle okudum. Okulda öğretmenlerimizin sahibi olduğu bir atölye vardı ve yazları, akşamları çalıştım. Sonra, Ankara'da 2 yıllık sanat eğitim yüksek okulunu okudum. Sonra da Maslak'ta Teknik Eğitim Fakültesine geçiş yaptım. Üniversite bitene kadar hep çalıştım. 1986'da cuma günü mezun oldum, pazartesi fabrikada iş başı yaptım."

4 yıl fabrikada çalıştım
Turan Koçyiğit, 1986'da mezun olur olmaz çalışmaya başladığı fabrikada 4 yıl çalıştığını belirtiyor ve şöyle konuşuyor: "Fabrika prefabrik yapı üretiyordu. İmalat müdürlğü, fabrika müdürlüğü, askerlikten sonra genel müdürlük de yaptım. 1990'da Orhan Güner ile ortak olarak işimizi kurduk. Orhan Bey üniversiteden tanıştığım arkadaşımdı. Pratik ve mesleki noktada aynı şeyleri yaşadık. İş kurma fikriyle birlikte çalıştığım fabrikanın patronuna gittik ve durumu anlattık. Patron bize `burada sen üret, ortağın montajı yapsın' dedi, işçiliği komple bize verdi. Böyle 1 yıl çalıştık. Sonra tamamen ayrıldık ve ortağımın var olan Vefa Makine şirketiyle yola devam ettik. 1992'de de inşaat firmamızı kurduk."

Prefabrik sektöründe firmaların çoğunun  Ankara  merkezli kurulduğunu anlatan Turan Koçyiğit, "Çünkü devlet ihaleleri de büyük müteahhitler de Ankara'daydı ve hem onlara hem devlete hizmet veriliyordu. 1992'de Erzincan'da deprem yaşandı. 6 ay Erzincan'da kaldım. Devlet hasarlı binalara bedel ödüyordu. Biz de Bayındırlıkla anlaştık ve prefabrik sistemler yaptık. 6-8 milyar liralık binalardı. 70-80 konut yaptık. 1992 kışında Erzincan'dan döndük ve ticareti pek bilmediğimiz ortaya çıktı. Maliyeti iyi hesaplayamamıştık. Malzemeciler zengin oldu. O günlerde Çatalca'da bir müşterimiz çok iyi bir sipariş verdi de öyle durumu toparladık" diyor.

25 Türk müteahhide yurtdışında iş yapıyor

TURAN Koçyiğit, geçen yıl 30 milyon dolar ciro yaptıklarını belirtiyor ve bunun da yarısından fazlasının yurt dışından geldiğini anlatıyor. Koçyiğit şunları söylüyor: "İşimizin yüzde 80'i prefabrik yapılar, kamplar, şantiyelerden. STFA, Enka, Doğuş, Rönesans gibi bizim dev uluslararası şirketlerimizle yurt dışına açıldık. 25 büyük Türk müteahhitlik firmasıyla yurt dışında çalışıyoruz. Onlar nerede iş alıyorsa oraya gidiyoruz. Bu yıl ilk 5 ayında da ciromuzun yüzde 70'i yurt dışından geli. Son dönemde yabancı uluslararası müteahhitlik firmalarıyla da çalışıyoruz. Mesela Astaldi'nin 30 bin metrekarelik bir şantiyesini yeni kurduk. 2 fabrikamızdan birinde 250 çeşit prefabrik profil, duvar panelleri üretiyoruz. Son 5 yılda üretim hacmimizi 5 kat artırdık. Aylık 25 bin metrekare üretiyoruz. Fabrkikalamızın birinde de ofis, yaşam konteynerleri üretiyoruz."

İkinci eve özel üretim depreme karşı çelik villa

VEFA Grup Eş Başkanı Turan Koçyiğit, 1995'ten itibaren vatandaştan ikinci ev talepleri gelmeye başladığını söylüyor. Turan Koçyiğit, "Biz de Köşk Çelik yapı şirketini kurduk ve Nestavilla markasıyla ikincil konut üretimlerine başladık. 20-50 bin lira arası maliyetli konutlar üretmeye başladık. 1999'da yine deprem daha yaşandı ve devlet 50 bin deprem konutu yapacağız diye yola çıktı. 50 firma ihaleye girdi sadece 2 tanesi prefabrik firmasıydı, 48'i müteahhit firmaydı. Müteahhit firmalar uyduruk prefabrikler ürettiler ve ne yazık ki prefabrikin adı çok kötü oldu. Çadırdan beter binalar yapıldı. Biz o dönemde sadece firmaların bağış binalarını yaptık. 20 firma için 500'den fazla konut ve sosyal alan yaptık. Dersaneler, sağlık ocakları acil hastaneler kurduk. 2000 yılında Almanya'yı inceledik ve galvanizli çelik yapı sistemini geliştirdik. Lüks konut niteliğinde, ısı ve ses izalasyonu mükemmel yapılar için çelik iskeleti üretmeye başladık. 100'ün üzerinde binayı anahtar teslimi yaptık. Bu tür yapıları daha çok genç nesil tercih etti" diyor.

Adıyaman'dan ABD ve Avrupa'ya 21 bin `Besi Bebek' sattı

ADIYAMANLI iş kadını Zahide Turmaz'ın, ninesinin benzeri olarak tasarladığı ve onun adını verdiği "Besi Bebek", dünyaca tanınan oyuncak bebekler Cindy ve Barbie'ye rakip oldu. Tamamı el yapımı olan Besi Bebeği, 13 yıldır sürdürdüğü uğraşla iç ve dış piyasada ilgi gören bir ürün haline getirdiğini anlatan Turmaz, "Geçen yıl ABD ve Avrupa ülkelerine 21 bin adet Besi Bebek sattık. Yurt içinde satışa sunduğumuz Besi bebeklerin de 7 bini alıcı buldu. Bebeklerimiz için en çok İstanbul ile Ege ve Akdeniz bölgelerindeki illerden talep aldık" diye konuştu.

Hayat Su, kazasız 1000'inci günü kutladı

HAYAT Su, Bolu Akmina Fabrikası'nda iş kazasız geçen 1000'inci iş günü kutlandı. Düzenlenen törende fabrika çalışanlarını iş sağlığı ve güvenliğine gösterdikleri duyarlılık nedeniyle tebrik eden Genel Müdür Yeşim Güra, "Bolu Akmina Fabrikamız, iş sağlığı ve güvenliği programımızın tek ve en önemli hedefi olan `sıfır kaza' hedefine 29 Mayıs 2010 tarihi itibariyle, 1000 gün gibi uzun bir süreyi geride bırakarak ulaşmış ve bu hedefin ulaşılabilir olduğunu hepimize kanıtladı" dedi. Güra, "Bu başarının arkasındaki en büyük güç, fabrika yönetiminin kararlılığı, programı sahiplenmesi ve tüm çalışanların bu hedefe olan inancıdır" derken, "İş kazasız 1000'inci gün, her bir çalışanımızın `önce can güvenliği' dediği kültürün ürünüdür" dedi. 2010 `un ilk 5 ayında hızla büyüyen Hayat Su Akmina Bolu Fabrikası Yönetimi, iş kazasız gün sayısını yeni bir rekora ulaştırmak üzere yollarına kararlı devam edeceklerini belirtti.
Hürriyet/Sadi Özdemir


Geri Dön