Veysel Eroğlu: Göcek koylarına çivi bile çaktırmam!

-GÖCEK'teki koylar yapılaşmaya mı açılıyor?

-Dünya denizlerinin yat turizmine uygun sayılı koyları, cennet köşeleri betonlaşacak

mı?

-Orman ve Su İşleri Bakanlığı ihaleyle bu kıyıların sonunu mu getiriyor?

Sevgili deniz dostları... Çevre yoldaşları... Sizlerden gelen sorular, endişeler böyleydi. Dün Orman ve Su İşleri Bakanı Veysel Bey'le birlikte, Göcek'teki bir koyu işgal eden "denizkondu"yu nasıl oradan attığımızı yazıp, kendisinin çevreye olan saygısını özetlemiştim.

Ve eklemiştim: 

"Çevreye bu kadar önem veren Veysel Eroğlu elbet bir açıklama yapacaktır."

Bakan Bey aradı. Uzun uzun konuştuk. Ben şimdi kendi ağzından gerçekleri yazacağım. Değerlendirmesi sizden. Aynen şöyle diyor: "Herkes bilsin ki, Göcek'teki o koyları bırakın yapılaşmaya açmayı, çivi bile ÇAKTIRMAM."

-Peki nereden çıkıyor bu ihale ve yapılaşma iddiaları?

Cevabı şöyle:

-Bir kere şunun altını çizelim. Orada koyları ihaleye açtık. Bu da 4 koydur. O dört koyda zaten işletmeler vardır. Taşyaka, Akbük, Göbün, Küçük Sarsala koyları... Kiralayanlar da yapılaşmaya gidecek diye bir şey kesinlikle yok. Fatih Bey siz de biliyorsunuz, Bunun takipçisi önce ben olurum. Ben çıkarım karşılarına. Oradaki ormana, koylara en ufak bir yapılaşma yapan karşısında beni bulur. Devleti bulur. En AĞIR cezayı alır. İhaleye gelince... Göcek'teki 4 koyda zaten işletmeler vardı. Lokantalar ve bağlama alanları vardı. Biz yeni bir şey yapmıyoruz ki. Oraların statüsü değişti. Çok da ucuza kiralanmıştı. Ve bakımsızdı. Şimdi oralarda zaten mevcut olan o işletmelerin daha iyi ve daha temiz bir işletme olması için ihaleye çıkarttık. Yoksa yeni bir şey, yeni bir yapı SÖZ KONUSU değil. Burada devletin kazancı da var.

Peki ihaleyi alanların oralarda yapılaşmaya gidecekleri iddiaları nedir?

-Kesinlikle buna imkân yok. Kanunlar... Göcek'in sit alanı durumu zaten bellidir.

Oralar yat turizmine açıktır. İşletmeler oraya fazladan bir yapı yapamayacaklar. Otel, pansiyon ya da benzeri bir şey söz konusu bile değildir. Çevreci vatandaşlarımız müsterih olsunlar. O koylara çivi bile çaktırmayız. Kiralayanlar, işleticiler sürekli denetlenecekler. Aykırı bir durum görüldüğü an iptal gelir...

HAVADAN KONTROL

Dün yazmıştım; bu ihalelerin bir açıklaması olmalı diye... Hiç çekinmeden yazıyorum: Veysel Eroğlu dürüst bir insandır. Şeffaftır. Yasadışı yollarla, haramla işi olmaz. Ağzından çıkan sözün sonuna kadar arkasındadır. Ve eğer "O koylara çivi bile ÇAKTIRMAM" dediyse bu söz önemlidir...

ORMAN KOMANDOLARI

Aslında Veysel Eroğlu o koylardaki bazı yapılaşmaları da kendisi durdurmuştu. Mesela bir gece bir ihbar ulaşıyor.

Deniyor ki:

"Göcek'te bir koya birileri denizden malzeme taşıyor. Ve ağaçların arasında inşaat

yapıyorlar..." Eroğlu hemen Orman Genel Müdürlüğü'ne ve jandarmaya talimat veriyor... Bir hafta boyunca karadan arıyorlar ama bir türlü bulamıyorlar. Bu defa "Helikopterle taransın" talimatı veriyor. Ertesi gün kaçak yapı bulunuyor. Havadan indirme yapılıp inşaat durduruluyor. Ve yapanlar da suçüstü yakalanıyor. Orman koruculuğu bu açıdan jandarmayla birlikte önemli bir statü olabilir.

ÖNEMLİ SORULAR

İhaleye ve koylara dönersek...

Tamam, oralara çivi çaktırılmayacak... Ama yine de benim için bazı sorular var:

-Mesela bu ihaleleri alan ve o koylardaki işletmeleri çalıştıracak olanlar yat turizmini

ve hizmetini ne kadar biliyorlar? Ehiller mi?

-Avrupa'nın bütün koylarında işletmelerde temizlik ve atık, çöp meselesi çok

önemlidir. Tuvaletlerin temizliği, bakımı, hijyeni açısından bir standart getirildi mi?

-O yöreye uygun bir estetik ya da mimari standart var mı? 

-Bir koyda demirleyecek ya da bağlanacak tekne boyutları, tonajı ve sayısı belirlendi mi? 

Yoksa bir koya haddinden fazla tekne bağlanırsa yine kirlenme başlar demektir...

ÇEVRE PLATFORMU

Sevgili çevre yoldaşları... Biliyorsunuz, Çevre Bakanı İdris Güllüce ve Muğla Valisi Amir Çiçek'in desteğiyle sivil bir platform oluştu... Bir danışma kurulu gibi... Burada, Sadun Boro, Can Pulak gibi denizci büyüklerimiz de öneriler getirdi. Göcek ve benzeri koyların yapılaşmaya açılmaması için bir dizi çalışma da var. Elimizden geldiğince bu cennet koyları, ormanları, doğal yapıyı korumaya çalışıyoruz. Bu konularla ilgili görüşlerinizi bana iletirseniz, elimden geldiğince sesimizi

yükselteceğim. Kavgasız, öfkesiz, denize ve doğaya yakışan bir olgunlukla sorunları aşmaya

çalışacağız...Bir ağacı, bir kıyıyı kurtarmak, bir deniz kaplumbağasını yaşatmak, bir arı peteğini sevmek, en büyük vatanseverliktir... Baharınız güzel başlasın.

Fatih Çekirge-Hürriyet