02 / 10 / 2024

Yağmalanan vakıf arazileri Kıbrıs Adası büyüklüğündeydi!

Yağmalanan vakıf arazileri Kıbrıs Adası büyüklüğündeydi!

Yusuf Beyazıt 'Vakıfların nerede ne kadar malı var, bunun sağlıklı bir şekilde araştırılması için ciddi bir çalışma yaptık. Yani 41.720 vakfın tüm mal varlığının dökümünü yapacak bir çalışma gerçekleştirdik' dedi




Her vakfın bir duası, bir bedduası vardır. Allah hepimizi bu bedduadan muhafaza etsin (amin). Her vakfın vakfiyesinde şu beddua vardır; Her kim ki vakıflarımı tebdil ve tağyir ederse Allah'ın laneti üzerine olsun. Bize verilen göreve gece gündüz demeden sahip çıktık

- Y.B. Gecenin karanlığında burada size güvenli bir yer temin ettim diye, fahiş bir fiyat alınmadığı gibi, bir de maliyetinin altında hizmet sunuluyor. O çağlarda gelen insanların dinine bakmıyor, diline bakmıyor, ırkına bakmıyor, cinsiyetine bakmıyor, bu insanların tamamını misafir olarak algılıyor ve benim ülkemin ticaretinde emin yol güzergahı olarak görüyor, bu güvenliği sağlamak için bunu yapıyor. Burada vakıf dediğimiz zaman bizim söyleyebileceğimiz çok önemli şeyler olmalı. İşte, biz de bu düşünceyle 2003 yılında göreve başladığımız zaman bizi bu göreve getiren büyüklerimizin bize verdiği emanete liyakatle, sadakatle gece gündüz demeden sahip çıktık, canla başla hizmet ettik. Bu hizmeti de bütün ekibimizle aynı ruh ve heyecan içinde yaptık.

Devletten 5 kuruş para almadık

2003 Ocak'ında başladığım zaman gördüğüm manzarayı sizlerle paylaşmak isterim. O da şu; 32 trilyon bütçesi olan, nerde ne kadar gayrimenkulü olduğu bilinmeyen, gelirleri sadece personel giderlerini karşılayan, bir eser bile onaramayan gerçekle karşı karşıyaydık. Ben bazen yılda 10-12 eser onarıyoruz derken bununla o eserlerin tamamının onarıldığını kastetmiyordum. Bazı kısımları onarılıyordu. 2003'ten bu yana biz devletten 5 kuruş para almadık, bütün giderlerimiz dahil, memur maaşlarını da kendi bütçemizden karşılamak şartıyla bütçemizi her yıl arttırdık. şžu anda diyebilirim ki cari olarak bütçemiz 20 kat arttmıştır. Bununla yetinmedik, başka başka yatırımlar yaparak gelirlerimizi artırdık. Akarlarımızı verimli şekilde işlettik. Bunun da yolu belliydi. Önce nerede ne kadar malımız var, bunların tespit edilmesi gerekiyordu.

41.720 vakfın mal varlıklarının çıkardık

F.U. - Bir televizyon kanalında yaptığınız söyleşide, 81 ilin tapu dairelerinde yaptığınız bir çalışma ile vakıfların unutulan binlerce gayrimenkulünü nasıl ortaya çıkardığınızı anlattığınızda kulaklarıma inanamadım. Bunun dünyada bir benzerinin olduğunu da sanmıyorum, o konuyu açıklar mısınız

- Y.B. - Vakıfların nerede ne kadar malı var, bunun sağlıklı bir şekilde araştırılması için ciddi bir çalışma yaptık. Yani 41.720 vakfın tüm mal varlığının dökümünü yapacak bir çalışma gerçekleştirdik.

Osmanlı vakıflarının tamamı   200.000'i geçiyor

F.U. - Sayın Beyazıt, bu 41.720 vakıf tüm Osmanlı coğrafyasındaki vakıflar mı yoksa Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde kalan vakıflar mı

- Y.B. - Bu sayı sadece Türkiye içinde kalan Osmanlı vakıflarını ifade ediyor. Tüm Osmanlı vakıflarının 200.000'i geçtiğini söylemeliyim. Bu sayı 600 yıl içinde kurulan vakıfların tümünü açıklıyor. Ne kadar malımızın olduğunu anlamak için tabii olarak kayıtlarımıza bakacaktık ama kayıtlarımızda gerekli açıklamayı bulamadık. O zaman dedik ki; œTürkiye'deki 81 ilin tapu dairelerinin tamamını tarayacağız. Bunu da yaptık; hizmet satın almak suretiyle Türkiye'deki tüm tapu daire kayıtlarını bilgisayar ortamına aktardık. Bir program yaptırdık ve bu programda şerhler hanesinde, beyanlar hanesinde, mülkiyet hanesinde, vakıflar hanesinde ne ilişik varsa bunların hepsini bizim programımıza aktardık. Ahmed'in Mehmed'in de yani herkesin tapularını inceleyerek bunun sonucunda 27.403 adet varlığından haberdar olmadığımız, hiç gelirini almadığımız gayrimenkulümüz çıktı. Bu malların alanı Kıbrıs adasından bile büyüktü. Eskişehir'de, İstanbul'da yalılar çıktı, binalar çıktı; adamlar yıllarca buralarda oturmuş, yıllarca buraları ekip biçmiş, yıllarca buraları kullanmış hiçbir kuruş para ödememiş. İşte, 27.403 adet gayrimenkul böylece ortaya çıkarıldı.kayıtlarımızın tamamını bilgisayar ortamına aktardık

- F.U.- Sayın Beyazıt, İnanılmaz bir şey bu, gerçekten dünyada benzerinin olduğunu sanmıyorum.

Y.B.- Evet aynen öyle. Ve bunları değerlendirdik. Bunlar kayıtlarımızda olmayan tespitlerdi. Bir de kayıtlarımızda olup da hakkında sağlıklı bilgimiz olmayan mallarımız vardı. Mesela Adana'da bir bahçemiz var. şžırnak'ta bir arsamız var. Bunlar kaç m2'dir. Üzerinde ne kadar ağaç var, suyu var mı Bu yaptığımız programla, ki biz buna coğrafi bilgi sistemi diyoruz, gayrimenkulümüzün bugünkü durumunu, ağacını, suyunu, sayaç numarasını hali hazır durumunu, imar durumunu, ne olarak kullanıldığını, kayıtların tamamını bilgisayar ortamına aktardık. Ve şu anda bilgisayara dokunduğumuz zaman nerede neyimiz var, m2 bazında görebiliyoruz ve onları layıkıyla değerlendirebiliyoruz.
her vakfın bir duası, bir bedduası vardır

F.U.- Peki, bu mülklerinizi geçmiş yıllarda kullananlardan herhangi bir talebiniz olabiliyor mu

- Y.B.- O konuyla ilgili yeni bir kanun çıkarıldı ve dedi ki, 2003 yılından sonra ey işgalciler, vakıfların yerini kullanan insanlar, bu vakıflar buraları vakfederken kutsal bir gayeye hizmet etmek için bu emvali bıraktılar. Biz bu malları en iyi şekilde işletecek ve onların istediği gayeye harcayacaktık. Belki bir öksüze, belki bir yetime, belki bir çaresize çare olacaktık. Bunu hanımına, çocuklarına, kendi canına harcamayıp kendisine göre önemli gördüğü bir gayeye hizmet için bırakan bu insanların malını, sen keyfine göre yıllardır (zehir zıkkım olsun) yiyorsun, sen bunun bedelini alıyorsun ki her vakfın bir duası, bir bedduası vardır. Allah hepimizi bu bedduadan muhafaza etsin. (amin) Her vakfın vakfiyesinde şu beddua vardır: Her kim ki vakıflarımı tebdil ve tağyir ederse Allah'ın laneti üzerine olsun. Bu beddua sizin çoluğunuzdan çocuğunuzdan çıkar, dedik. Ve dedik ki, gelin ey işgalciler bizimle anlaşma yapın, sözleşme yapın, bizim kiracımız olun, geriye dönük olarak da bize 5 yıl ecri misil ödeyin ki kanun öyleydi. Ama onlar dediler ki, devlet arada bir böyle çıkar, öyle bir şey yapar, sonra arkası gelmez. Devlet malıyla vakıf malını karıştırarak böyle düşünüyorlardı. Bizse onları hüsrana uğratarak kararlılıkla işin üzerine gittik ve bunların tamamını tespit edip boşaltılmalarını sağladık. Hepsini işgallerden arındırıyoruz, bunlardan da gelir elde etmeye başladık. O kanunla bizimle kira sözleşmesi yapan insanlarla ilişkimiz artık sağlıklı bir zeminde devam ediyor.

Seferberlik ilan ettik

Sayın Uğurlu, biliyorsunuz tarihi eserlerimizin pek çoğu harap bir halde idi. Biz çok iyi bir ekip çalışmasıyla bu eserlerimizin süratle ve hızlı şekilde onarılabilmeleri için yoğun bir çalışma dönemine girdik, doğrusu tam bir seferberlik ilan ettik. Eski eserleri onarmak kolay bir iş değildir. Öncelikle bunun resdüsyonunu bulmanız gerekir, sonra projelerini yapmanız gerekir. Sonra bunların ihalelerini yapıp tamire başlamanız lazım. Bu da uzun bir süreç içinde mümkün olur. Bugün iftiharla söyleyebilirim ki, 2003'ten bu yana 7.5 sene içerisinde, 3484 tane vakıf eseri onarılmıştır. Bunların tamamını listesini size arz edeceğim.Avrupa'da bile bu kadar büyük tarihi eserleri onarmak cesaret ister ¥ F.U.- şžu anda hangi sokağa girseniz bir vakıf eserinin onarıldığını ya da vakıflara ait boş arsalara inşaatlar yapılarak oraların değerlendirildiğini görüyorsunuz. Bu durum insana müthiş bir keyif veriyor.

- Y.B.- şžu anda sadece 140 tarihi vakıf eseri onarılıyor ve bu hizmeti devletten 5 kuruş almadan yapıyoruz. Buna memur maaşlarımız da dahil. Bu 140 eseri bizden önceki dönemlerde tüm Türkiye'de yapamamışlar. Biz sadece İstanbul'da bunu gerçekleştirebiliyoruz. Memurlar aynı memurlar, çalışanlar aynı çalışanlar. Peki, ne değişti de vakıflarda çağ atlayabildik Ana ruhta bir değişiklik oldu, adeta bir seferberlik ilan edildi. İstanbul'da Camii Kebir Kasımpaşa'da, Piyalepaşa Camii'nin onarımı tamamlanmıştır. Burada insanlar artık sıcak suyla abdest alıyor. şžimdi, Beşiktaş'taki Yıldız Sarayı'nın hemen altındaki, II. Abdülhamid'in Cuma Selamlığı olarak kullandığı, Ertuğrul Tekke Camiİ de onarım yapılarak ibadete açılmıştır. Yavuz Sultan Selim Camii, önce belediyeye verilmişti. Belediye onarımını yapmadı. şžimdi tarafımızdan onarımı yapılarak ibadete açılmıştır. Bu, sultan cami. Bakın Edirnekapı Mihrimah Sultan Camii, hemen beriye geliyorsunuz Yavuz Sultan Selim Camii, daha aşağıda Fatih Camii, Süleymaniye Camii, daha aşağıda Valide Camii, Kapalıçarşı'ya gidiyorsunuz Nuru Osmaniye Camii ve bakın bunların hepsi birer şaheserdir. Avrupa'da bile bu kadar büyük tarihi eserleri onarmak cesaret ister. Zaman zaman bu eserlerin onarılmasında gecikmeler olabiliyor.

Beyazıt: 27.400 adet kayıp mülkümüz ortaya çıkarıldı

Ne kadar malımızın olduğunu anlamak için kayıtlarımıza bakacaktık ama kayıtlarımızda gerekli açıklamayı bulamadık. O zaman dedik ki; œTürkiye'deki 81 ilin tapu dairelerinin tamamını tarayacağız. Bunu da yaptık; hizmet satın almak suretiyle Türkiye'deki tüm tapu daire kayıtlarını bilgisayar ortamına aktardık. Bir program yaptırdık ve bu programda şerhler hanesinde, beyanlar hanesinde, mülkiyet hanesinde, vakıflar hanesinde ne ilişik varsa bunların hepsini bizim programımıza aktardık. Ahmed'in Mehmed'in de yani herkesin tapularını inceleyerek bunun sonucunda 27.403 adet varlığından haberdar olmadığımız, hiç gelirini almadığımız gayrimenkulümüz çıktı. Bu malların alanı Kıbrıs adasından bile büyüktü. Eskişehir'de, İstanbul'da yalılar çıktı, binalar çıktı; adamlar yıllarca buralarda oturmuş, yıllarca buraları ekip biçmiş, yıllarca buraları kullanmış hiçbir kuruş para ödememiş. İşte, 27.403 adet gayrimenkul böylece ortaya çıkarıldı.
Akit/Fatih UĞURLU


Geri Dön