Yalıtım sektörünün 2 yılda yüzde 35 büyümesi bekleniyor!
Yeni binalarda ısı yalıtımını zorunlu hale getiren sektörün büyüme oranını iki yıl içinde yüzde 35'e yükseltmesi beklenen uygulamalar, enerji verimliliği açısından da önemli katkı sağlıyor
Global krizin etkisiyle daralma yaşayan konut ve inşaat sektörünün aksine, kendine has dinamikleriyle dikkat çeken ısı yalıtımı pazarı, 2009 yılını olumsuz tabloyla kapatmayan ender sektörlerden biri oldu. 2009, ısı yalıtımı pazarında önemli gelişmelerin yaşandığı, uzun zamandır beklenen yasa ve yönetmeliklerin hayata geçirildiği bir yıldı aynı zamanda. TS 825 Binalarda Isı Yalıtımı Yönetmeliği'nin 5 Aralık 2009'da yürürlüğe giren "Binalarda Isı Yalıtımı Yönetmeliği ve Enerji Kimlik Belgesi" maddeleri gereğince, yeni binalarda ısı yalıtımı zorunlu hale geldi. Bu kararlardan etkilenen sektör oyuncuları ise ciddi bir rekabet içine girdi. Çünkü pazar potansiyel olarak 50 milyar dolarlık bir pastayı işaret ediyor. Aslında bu büyük pastadan pay almak isteyenler için Türkiye ideal şartlar sunuyor. Bakıldığında Avrupa pazarı yüzde 80 penetrasyonla doymuş durumda. Türkiye ise, yüzde 9luk penetrasyon oranıyla, dışarıdan ve içeriden büyük bir ilgiye mazhar.
Sektörde kimi firmalar, Avrupa Birliği kararlarına uyumlu projeler geliştirirken, kimisi aradaki yarışı kalite standartlarını yukarıya çekerek tamamlamaya çalışıyor. Pazarda öne çıkan belli başlı iki ana faaliyet kolu var: Isı yalıtımı levha üretimi ve son yıllarda mantolama olarak da bilinen dış cephe ısı yalıtımı. Binaların dış cephelerinin plastik köpüklerle ısıya karşı yalıtılması demek olan mantolama alanında 2010'da çok sayıda bayilik alındı. Son dönemde iş hacimleri yan yarıya artan mantolama firmaları, yeni yatırımlara start veriyor. Artan iş hacmi ise özellikle uygulamada yeni eleman ihtiyacı doğuruyor. Sektördeki hemen her firma kendi bünyesinde verdiği kısa süreli eğitimlerle mantolama ustası yetiştiriyor.
Isı Yalıtımı Sanayicileri Derneği Başkanı Durmuş Topçu, 2009 yılında ısı yalıtımı sektörünün yüzde 15-20 oranında büyüdüğüne, dış cephe ısı yalıtımı pazarının ise son beş yıldır ortalama yüzde 35 büyüme gösterdiğine dikkat çekiyor. Sektör oyuncuları, bugüne kadar yapmadıkları ArGe yatırımlarını yaparak öne geçmeye hazırlanıyor.
Türkiye'de 1960lı yıllardan beri faaliyet gösteren gaz beton üreticisi Ytong, ısı yalıtımı konusunda Ar-Ge'ye sürekli yatırım yapan markalardan biri. Avrupa'daki Gazbeton Üreticileri Derneği Birliği'nin (EAACA) de üyesi olan Türk Ytong, beş fabrikası ve 2 milyon metreküplük üretimle dikkat çekiyor. Türk Ytong Yönetim Kurulu Murahhas Üyesi F. Fethi Hinginar, halen pazarda vaizde 15lik bir pazar paylarının olduğunu söylüyor. Hinginar, ileride Avrupa'da olduğu gibi çok daha sıkı yalıtım kurallarının gündeme geleceğini söylüyor. "Sıfir enerji evleri", "pasif evler" gibi isimler altında enerji tüketimini minimumda tutan yapılar zorunlu hale gelecek. Ytong olarak, gerek donatılı ve blok yapı malzemelerimiz gerekse Ytong-Multipor ile binalann ısı yalıtımı ve enerji korunumu konusunda en sert yalıtım kurallarına karşı çözümler sunuyoruz. Özellikle ArGe departmanlarının ısı yalıtım pazarına yönelik geliştirdiği YtongMultipor ürünü, mineral esaslı, A1 sınıfı yanmaz ısı yalıtım malzememiz sektörde dikkat çekti. Pazarda cephelerde 'yanmaz ısı yalıtımı' dönemini başlattık" diyor.
GEÇEN YIL 40 MİLYAR DOLARLIK enerji ithalatı yapan Türkiye'de sadece konutları ısıtmak için 2009'da 15 milyar dolar harcandı. Isı yalıtımı ile bu rakamın 7,5 milyar dolara inmesi hedefleniyor. Türkiye yalıtım uygulamaları açısından bakıldığında Avrupa ortalamasının gerisinde. Avrupa'da ısı yalıtım malzemesi tüketimi Türkiye'nin 13 katı. Ve Türkiye ısınmak için daha soğuk olan Almanya'dan 10 kat daha fazla enerji tüketiyor. İşte tam da bu noktada enerji performansının ülke ekonomisine getireceği katkılar devreye giriyor. Isı yalıtımı alanında faaliyet gösteren şirketlerin bir araya geldiği XPS Isı Yalıtımı Sanayicileri Derneği de tüketiciyi bu alanda bilinçlendiriyor.
Derneğin yönetim kurulu başkanı Kubilay Ulu, Türkiye'de her yıl ortalama 100 bin yeni binanın inşa edildiğini ve halen 15 milyon konutun yalıtmışız olduğuna dikkat çekiyor. Ulu, Türkiye'deki mevcut binaların 2017 yılma kadar sisteme uyumlu hale gelerek, ısı yalıtımlı olması gerektiğinin altını çiziyor. "Isı yalıtım pazarında XPS ısı yalıtım levhaları, hacim olarak yüzde 20, ciro olarak yüzde 25 pazar payına sahip. Türkiye'de toplam ısı yalıtımı pazarı yaklaşık 7 milyon metreküp. Isı yalıtımı ile ısıtma ve soğutma harcamaları yüzde 50 azalıyor. Bu da ülke ekonomisine 7,5 milyar dolar katkı sağlarken, sera gazı salimim da azaltıyor" diyor.
Yeni yönetmelikle birlikte binalar, enerji tüketimlerine göre sınıflandırılıyor. Her bina enerji kimlik belgesi almak zorunda. Bu belgenin zorunluluğu ise binalarda ısı başta olmak üzere pek çok alanda yalıtımı zorunlu hale getiriyor. Enerji kimlik belgesi, asgari olarak binanın enerji ihtiyacı ve enerji tüketim sınıflandırması, yalıtım özellikleri ve ısıtma-soğutma sistemlerinin verimiyle ilgili bilgileri içeriyor. Enerji kimlik belgesi gereğince, konutların yıllık enerji ihtiyacı hesabı yapılıyor. Ko¬nutlar aynen beyaz eşyalarda olduğu gibi A'dan G'ye kadar sınıflandırılıyor. A sınıfı; tasarruflu, sera gazları emisyo¬nu göstergesi (SEG) olanlar emisyonu düşük çevreci konutları, G sınıfı ise enerji israf eden konutları işaret ediyor. Enerji tasarrufunda en büyük pay ısı yalıtımına ait.
Yönetmeliği milat olarak değerlendiren ancak bazı boşlukların da olduğunu söyleyen İzocam Genel Müdürü Arif Nuri Bulut ise, 2012'ye kadar aldıkları yatırım kararlarını şöyle özetliyor: 'Yalıtım pazarında yüzde 30 paya sahibiz. 2010'un sonuna kadar yüzde 7-8 büyüme hedefliyoruz. Ücretsiz eğitimler veriyoruz. 120 kişilik bir istihdam projemiz var. Gebze'de mevcut taşyünü tesisimizi modernize ederek kapasitesini yıllık 50 bin tondan 75 bin tona çıkaracağız."
Isı yalıtımı, inşaat sektörünün alt sek¬törleri içinde yer almasına rağmen kendi dinamiklerinin yanı sıra standart ve yönetmeliklerde yapılan düzenlemelerle inşaat sektöründen bağımsız olarak büyüyor. Bu büyümede kuşkusuz doğalgaz kullanımının yaygınlaşması ile ısınmada, klima kullanımının yaygınlaşması ile de soğutmada kullanılan enerji maliyetlerinin artması önemli bir faktör. Küresel ısınma ve enerji fiyatlarındaki artış nedeniyle ısı yalıtım pazarının büyüyeceğine dikkat çeken ODE Yalıtım Yönetim Kurulu Başkanı Orhan Turan da sektörün şu anda küçük olduğunu, ısı yalıtım pa¬zarının toplam 7 milyon metreküp olduğunu söylüyor. "Bu rakam 2010'da 10 milyon metreküpü bulur, 2015'e kadar da 20 milyon metreküp olacağını tahmin ediyoruz" diyen Turan, ODE'nin 2010'un sonuna kadar 100 milyon dolar ciro yapmasını hedeflediklerini söylüyor.
Türkiye'de yaklaşık 50 yıllık bir geçmişi olan yalıtım sektöründe, hem yabancı sermayeli şirketler ve lisanslı yerli üreticiler, hem de KOBİ niteliğindeki küçük işletmeler yer alıyor. Başlangıçta daha büyük oranda dışa bağımlı olan sektör, büyük tesisler kuruldukça daha yüksek katma değer üretmeye başladı. Ancak hammadde girdileri ele alındığında özellikle plastik esaslı ürünler üreten tesislerde hâlâ yüzde 70lere varan ithal hammadde kullanımı söz konusu. 200u aşan üretici firma ile pazarda rekabet sürüyor ve kurulu kapasitenin yüzde 60i kullanılıyor.
Küresel ısınma, çevreye, duyarlı olmak enerji verimliliği ve tasarrufu gibi faktörlerle son 20 yıldır bütün dünyada atılım içerisine giren yalıtım sektörünün, yeni yönetmelikle birlikte daha da hızlı büyüyeceği ve son beş yılda ortalama yüzde 20 olan büyüme hızının 2012'de yüzde 35'e çıkacağı öngörülüyor.
Fortune/Şule LALELİ