Yapı Denetim Kuruluşları Derneği yeni tasarı istiyor
Yapı Denetim Kuruluşları Birliği Derneğinden yapılan açıklamada, tüm kamu yapılarını da kapsam içine alacak, yeni Yapı Denetim Kanunu Tasarısının hazırlanarak, bir an önce yürürlüğe girmesi gerektiği belirtildi
Dernekten Marmara Depreminin 10. yılı nedeniyle yapılan yazılı açıklamada, 17 Ağustos 1999'da fen ve sanat kurallarına göre inşa edilmemiş, mühendislik hizmeti görmemiş binaların değil, Türkiye'deki köhneleşmiş, eskimiş ve artık işlemez hale gelmiş yapı üretim zihniyetinin çöktüğü belirtilerek, "Bu depremle kötü kalitede yapı üretimi gerçeği yüzümüze tokat gibi çarpılmıştır" denildi.
Deprem sonrası hükümetin yürürlüğe koyduğu Yapı Denetimi Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile yapı üretim sürecinin denetim kısmının yeni bir anlayışla düzenlendiği ve adeta "devrim" yapıldığı ifade edilen açıklamada, ancak kararnamenin Anayasa Mahkemesinin mülkiyet hakkı ile ilgili düzenlemelerin KHK ile yapılamayacağı gerekçesiyle iptal edildiği anımsatıldı.
Bunun yerine Yapı Denetim Hakkında Kanunun 29 Haziran 2001'de TBMM'de kabul edilerek kanunlaştığı hatırlatılan açıklamada, şunlar kaydedildi: "Bu yasal düzenleme sonrası halen 19 ilde faaliyet gösteren 927 yapı denetim kuruluşu, 153 yapı malzeme laboratuvarı ile birlikte 156 bin 569 adet 231.198.373,00 metrekare alana sahip yapının fiilen denetimi devam etmekte olup, geçtiğimiz 8 yıllık süreçte bu miktarın 2 katından fazlasının da denetimi tamamlanmıştır.
Eksikleri olan bir yasal mevzuata rağmen geçtiğimiz 8 yıllık süreçte yapı denetim sisteminin kurulmasıyla kanunun yürürlükte olduğu 19 pilot ilde geçmişle kıyaslanamayacak bir gelişme sağlanmış olup bazı istisnalar dışında fiilen denetim hizmeti verilmiştir.
Bu dönemde yani 2001'den sonra yapı denetim kuruluşlarınca denetim hizmeti verilerek inşa edilmiş olan tüm yapılar depreme karşı güvenli birer eser olarak vatandaşlarımızın kullanımındadır." Bugün orta büyüklükteki depremde bile ağır hasar gören kamu yapılarının durumunun, denetimin gelinen noktada kamu tarafından yapılamacağını açıkça ortaya koyduğu savunulan açıklamada, "Üzücü olan odur ki geldiğimiz noktada kaliteli ve güvenli yeni yapı stoğunun yapı denetim kuruluşlarının büyük emekleriyle oluşturulmuş olduğu unutulmakta veya gizlenmek istenmektedir" denildi.
"YAPI DENETİM SİSTEMİ ÜLKE SATHINDA YERLEŞİK HALE GETİRİLMELİ"
Açıklamada, bugün yapı denetim kuruluşları tarafından denetlenen yapıların deprem karşısında göstereceği başarılı performansın göz ardı edilerek, yapı denetim kuruluşlarına emlakçılara ödenen komisyondan daha az miktarda ancak gönülsüzce ödenen hizmet bedellerinin sistem zayıflatılarak nasıl ortadan kaldırılacağının tartışıldığı belirtildi.
Yeni Yapı Denetim Kanununun bir an önce tüm tarafların katılımıyla hazırlanarak, halen yürürlükteki mevzuatın eksiklikleri ve yanlışlarından doğan kusurların ortadan kaldırılması gerektiği ifade edilen açıklamada, aksi halde yapı denetim sisteminin varlığından rahatsızlık duyan tarafların çabalarıyla yapı denetim sisteminin asıl unsurları olan yapı denetim kuruluşlarının ayakta kalamayacağı ve sistemin ortadan kalkacağı savunuldu.
Sistemin başı boş kalmasının meydana getireceği yapı üretim sürecinin ortaya çıkaracağı güvensiz yapı stoğunun depremde göstereceği performansın vebali ve sorumluluğunun gerekli tedbirleri almayanlarda olacağına dikkat çekilen açıklamada, şunlar kaydedildi: "Bundan sonra ortaya çıkacak mağduriyetlerin sorumlusu da bizler ve devletimizin bugünkü yöneticileri olacaktır.
Neredeyse tamamı deprem kuşağında bulunan ülkemizde, yapı denetimi sistemini tüm ülke sathında yerleşik hale getirerek yapı sektöründe yaşanan sorunları ortadan kaldıracak, yapı denetim kuruluşlarını kurumsallaştırarak vazgeçilmez kılacak sigorta mekanizmasını da sisteme dahil ederek, kamunun uğrayacağı zararı ortadan kaldıracak tüm kamu yapılarını da (TOKİ, KİPTAŞ dahil) kapsam içine alacak, kamu kurumu niteliğinde Yapı Denetim Kuruluşları Birliğinin kurulmasını sağlayacak yeni Yapı Denetim Kanunu Tasarısının hazırlanarak, bir an önce yürürlüğe girmesi gerekmektedir."
AA