Sektörel

Yapılaşmada yeni dönem başlıyor!

Son dönemdeki depremlere neden olan yapılaşmadaki kuralsızlıkları örnekleyerek, yeni dönem için uygulamanın kurallar bütününü, değişmez ve esnetilmez biçimde sıralanması gerekiyor.

Dünya Gazetesi köşe yazarı Osman Aralot, bugünkü köşesinde ''Depremler öncesinde yapmamız gerekenler'' konulu yazısını kaleme aldı. İşte o yazı...

Bağımsız bir ‘’Deprem ve Kent Yapılaşması Kurulu’’ acil olarak kurulmalıdır. Neden? Bu sorunun cevabını hep birlikte arayalım...

İzmir Bayraklı’da apartmanların yıkımına enkaz altında ölümlere ve yaralanmalara yol açan depremin sonuçlarıyla ilgili düşüncelerimi dünkü yazımda ortaya koydum. Bugün, bir deprem bölgesi olan ülkemizde acilen nelerin yapılması gerektiği konusunu ele alacağım. Buna deprem ve yer bilimciler ile inşaat mühendislerinin anlattıkları neden oldu. Bugünkü yapıdan ve uygulamadan çok farklı ideal modelle ilgili düşüncelerimi, Ege depremi nedeniyle duyarlığın yüksek olduğu dönemde ortaya koymak istiyorum. İlk yapılması gereken, deprem bilimciler, jeologlar, inşaat mühendisleri ve şehir plancılarından oluşan bağımsız bir kurulun oluşturulması gereğidir. Bu kurul, bir yandan Türkiye’de deprem tarihini, sonuçlarını ortaya koyan bir tarihçe hazırlamalıdır. Bu tarihçeden günümüze dönük dersleri ortaya koymalıdır. Ardından son dönemdeki depremlere neden olan yapılaşmadaki kuralsızlıkları örnekleyerek, yeni dönem için uygulamanın kurallar bütününü, değişmez ve esnetilmez biçimde sıralamalıdır.

Temel kurallar şunlar olmalıdır:

1-Konut yapımı ve arsa spekülasyonu kâr amaçlı olmaktan çıkarılarak, insanların zorunlu yaşam alanı ve refahı için düzenlenmelidir.

2-Kent toprakları ve yapılaşma alanları ranta konu olmaktan çıkarılmalıdır.

3-Konut arsalarının değer artışlarına yıllara bağlı sınırlamalar konulmalı ve denetime tabi tutulmalıdır.

4-Bu kent arazilerine uygun planlı, uygun zeminli, uygun katlı yapımların yapılması devlet/ yerel yönetimler ve özel sektör işbirliğince gerçekleştirilmelidir. Konut alacaklar, 10-20 yıl yıl vadeli düşük faizli olarak, ödeme kolaylığına uygun bir modelle konut sahibi olabilmelidir.

5-Konutların el değiştirmeleri, belli bir süre sonra ve yıllara göre belirlenmiş artış oranına uygun olmalıdır.

Doğaldır ki, bugün hem deprem konusunda hem de konut yapımında ve satımında bu sözünü ettiğim ideal yapıdan çok tuzakta “amacı daha çok kâr” olan bugünün sistemiyle hiçbir ilintisi yoktur. Bu ideal yapıdan çok uzakta olduğumuzu biliyorum. Ama bundan söz etmem “Deprem ve Kent Yapılaşması” konusunda karar sahibi bağımsız bir kurulun oluşturulması gereğinin tartışma gündemimizde yer alması içindir.

GÜNÜN SÖZÜ:
Dünyanın demokratik yönetimli ülkelerinde insanların barındıkları konutlar spekülasyon aracı değildir.

Türkiye’de 685 bin birim riskli!

Riskli binalar güçlendirilerek kurtulabilir!