23 / 12 / 2024

Yaylalar Holding inşaata ağırlık vererek büyümeye devam edecek!

Yaylalar Holding inşaata ağırlık vererek büyümeye devam edecek!

Yaylalar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nuh Celal Yayla, bugüne kadar İzmir, Antalya’de 350 civarı konut yaptık. Bodrum’da da 144 dairelik bir proje yapacağız şimdi. İnşaata ağırlık vererek büyümeye devam edeceğiz...



Bir zamanlar çocukların vazgeçilmezi plastik topların mucidi, 50 yıl sonra plastikten petrokimyaya, sudan inşaatta pek çok alanda faaliyet gösteren bir holdinge dönüştü. BAE’ye su üretim ve ambalaj tesisi kuran Nuh Celal Yayla inşaatta büyümeyi hedefliyor.



Herkesin çocukluğunda oynadığı rengarenk plastik topların mucidi Hakkı Celal Bey, 50 sene önce yarattığı sektörün kendisine sanayici olmanın kapılarını açacağının farkında değildi. Küçük bir plastik işiyle temelleri atılan ve bugün petrokimya başta olmak üzere birçok sektörde faaliyet gösteren Yaylalar Holding, 150 bin tonluk yıllık satış kapasitesi ile Türkiye’nin önde gelen plastik hammadde şirketlerinden biri. Bugün işleri babasından devralan Yaylalar Holding Yönetim Kurulu Başkanı Nuh Celal Yayla, yakın zamanda Dubai’de açtıkları fabrikada ürettikleri pet şişe suları BAE’ye sattıklarını belirtti. Bundan sonra inşaatta da büyüyeceklerini kaydeden Yayla ile hikayesini, çalışmalarını ve projelerini konuştuk.


-Çocukluğumuzun renkli plastik toplarının mucidi babanız... Hikaye nasıl başlıyor?


Babam Hakkı Yayla küçük yaşlarda bir plastik tesisinde çalışmış. 60’lardan söz ediyorum. Köyden çıkıp geliyor geçimini sağlamak için 15 yaşında çalışmaya başlıyor. Ek işler yapıyor. O dönemlerde, yıllar sonra ‘plastik topun mucidi’ olarak anılmayı aklına bile getirmemiştir herhalde. Bir süre sonra işte pişince çalıştığı yerden ayrılarak amcalarımla beraber gittiği bir yurt dışı fuarından bir makine satın alıyor. Böylece Türkiye’de ilk defa plastik top ve plastik bidon üretiyor. Böylece Topsan Plastik serüveni başlamış oluyor. Zamanla yılda 7 milyon top üretir hale geliyorlar, eczane ve nalburlar da dahil her yerde bizim ürettiğimiz toplar satılıyor. İşler büyüdükçe melamin tabak üretiyorlar. Ardından Cennet markasıyla yaylı yatak üretimi başlıyor. Fabrika binaları inşa etmeye kara veriyorlar ve fabrikalar yapıyorlar böylece inşaat işine adım atıyorlar. Çeşitli illerde yap sat işleri başlıyor. Alt yapı taahhüt işleri gelişyor dere ıslahı, cezaevi inşaatı, organize sanayi inşaatlarına devam ediyorlar.


-Siz ne zaman devreye girdiniz?


Babamın iş yerine gider gelirdim zaten. Daha sonra işleri dört kardeş devraldık. 1994 yılında da plastik ambalaj tesisi kurarak ilaç, kimya ve kozmetik sektörü için şurup şişesi, jöle kutusu gibi üretimler yapmaya başladık. Büyüdükçe Bayrampaşa ve İkitelli tarafından Hadımköy tarafına taşındık. 1996 yılında da plastiğin hammaddesi olan petrokimya ürünleri ithalatına başladık. Bu işte Petkim tekel konumundaydı. Biz de yurt dışındaki çeşitli tesislerle bağlantılar yaparak bu işi tonaj olarak artırdık.


-Plastik, ambalaj, petrokimya, inşaat ve su işlerini birlikte yürütüyorsunuz...


Petrokimyada yıllık 300 bin tonluk bir satış hacmine sahibiz, ilk 6 firmanın içindeyiz. Hammaddenin 35 bin tonu hazır stok halinde depolarda tutuyoruz. Ambalaj, kablo, boru, profil sektörlerine satıyoruz. Şişe ve ambalaj ürünleri satışımızda hedef müşterilerimiz ise kozmetik, ilaç, temizlik ürünleri sektörü. Ciromuzun yüzde 80’lik kısmı ithalat. Çünkü Türk sanayisinin 10 milyon ton hammadde tüketimi var ve bunun 9 milyonu ithal. Avrupa ülkeleri, Arabistan, Rusya ve İran’dan daha çok mal getiriyoruz. 2013 yılını 400 milyon dolarlık bir ciroyla kapattık.


-Yeni yatırımlarla ilgili neler söylersiniz?


Son olarak Dubai’de bir fabrika alarak su işine girdik. Dubai’de satın aldıkları fabrikada hem pet şişelerini üretiyoruz hem de su dolumu yapıp satıyoruz. 15 milyon dolarlık yatırımla su tesisi kurduk. Dubai’de bir memba suyu mevcut. Bu da iş yaptığımız bir tüccarın elindeydi. Tamamı 35 bin metrekare olan bir alan üzerinde tesis. Burada şişe üretimi yapıp mevcut çıkan su ozonlanıp 24 saat dinlendikten sonra dolumu yapılıyor. Hem şişe hem de vakum bardak üretimi var. Çıkan su 7 emirliğin hepsine satılıyor. Buradan bir hedefimiz de bu emirliklere  yakın bölgelere de ihracat yapmak. Kapasiteyi ihracat yönünde artırmak hedefindeyiz.


-İnşaat yatırımları sürecek mi?


İnşaat sektörü çok hızlı gelişiyor. Bu yıla kadar da altın çağını yaşadı. Biz de yatırıma devam edeceğiz. Mortgage sisteminin iyi şekilde lanse edilmesi gerekiyor. Kriz bittiğinde tekrar hızlanacaktır. İstanbul’da yer kalmadı artık, inşaatlar çok karlı değil artık. Çok büyük projelerle rekabet edemiyorsunuz. Bugüne kadar İzmir, Antalya’de 350 civarı konut yaptık. Bodrum’da da 144 dairelik bir proje yapacağız şimdi. İnşaata ağırlık vererek büyümeye devam edeceğiz.


Dubai hipodromunda bizim de tuzumuz var


Tamamen konut olarak devam ediyoruz. Bodrum’da site şeklinde bir inşaat işimiz olacak. Dubai hipodromu inşaatında yer aldık, Araplar’ın yarış atı merakı malum. Ayrıca yine Dubai’de denizin kanalla içeri alınması projesinde yeralan marina altyapı drenajlarını biz yaptık. Bölgeyle iş yapmaya su işlerimizle ciddi olarak devam ediyoruz.


Haylazlık ağır bastı Oxford’u yarım bıraktım


Babam o zamanın şartlarında ilkokulu dışarıdan bitiren bir insandı. O nedenle kardeşlerimin ve benim okumamazı çok istedi. Bu yönde telkinlerde bulundu. Üniversite sınavını da kazanamadım. Babam da beni ve kardeşimi İngiltere’ye Oxford’a gönderdi, yeter ki okuyalım diye. Ama ben okulu hiç sevmiyordum. Bir süre sonra geri döndüm, kardeşim de arkamdan okulu bırakarak döndü. Çok sıkıcı gelmişti orası bize.


Topun formülünü bilen ustabaşını kaçırmak istediler


Zamanla başka üreticiler de oluştu. Ancak rakipler top üretiminde başarılı olamıyorlardı, topun formülünü öğrenmek için ya babamı ya da ustabaşını kaçırmaya karar vermişlerdi.  Bunu da bize yıllar sonra anlattılar. Bizim ustabaşı da pehlivan. Çuvala koyup kaçırmayı düşünüyorlar. Kapıyı çalıyorla ustabaşı açıyor, bir ustabaşına bir çuvala bakıp kaçıyorlar. Tesisimiz yıllarca tam kapasiteyle çalıştı. 1994 yılında yabancılara sattık. Çünkü Türkiye’ye meşin top geldi ve daha uzun zaman kullanılan bu top plastik topa sekte vurdu. Tesis de alıcısı varken satıldı.


Fulya Erdem/Star Gazetesi 


Geri Dön