27 / 11 / 2024

Yeni dönem..

Yeni dönem..

Ülke bir referandum sürecinden daha yüzünün akıyla çıktı ve demokrasimiz kazandı




Şimdi ise yapılacak iş yeni demokrasinin inşası için iktidar ve muhalefeti ile daha sivil bir anayasa üzerinde mutabakat sağlamak..ve daha güçlü bir yapıyı kurmak gerekiyor.
Her halde buna kimsenin itirazı olamaz..aksi halde referandumun sonuçlarına herkes katlanır..çünkü genel seçimlere de fazla zaman kalmadığı biliniyor.
Bu referandumla vesayetten hukukun üstünlüğüne geçildi.
Bireyin ve toplumun AB standartlarında daha çağdaş ve güzel bir yaşam özlemi..insan hakları konusunda daha duyarlı bir yola girildiği zamanla daha iyi anlaşılacaktır.
Maatbaya 250 yıl, internete 8 yıl direnen yapı aynıdır..fark yok aslında
Her şeyden öte bu referandumla korku ve darbe sezonu kapandı..piyasalara, yabancı sermayeye ve insanlara bir güven geldi.
Bu ülkenin demokrasi adımlarından kimsenin korkmaması lazım..ancak korkutarak yönetme sadece bizim ülkemizde değil en gelişmiş batı demokrasilerinde bile hala geçerli bir siyaset sanatı!
Aslında inandığı için mi yoksa siyasi bir tercih olması nedeniyle mi bu tür politikalar üretiliyor derseniz herhalde bunun cevabını en iyi siyaset bilimciler verir.
Buna `´idrakine hakikat giydirmek´´ diyor, eskiler.
İdrakine hakikat giydirmek herkeste var mıdır diye tabi düşünmekte lazım.
Anlaşılan büyük kısmında yokmuş.
Aslında kendi inandığını gerçek zannedip vehme kapılmak bencillik ve bilgisizliğin temel sonucu da diyebiliriz.
Sonuçta idrakine hakikat giydirmek kendi doğrusunu gerçek kabul etmek ve mutlak doğru saymak ve kendine istikamet belirlemek tehlikeli bir kader çizgisi de denilebilir.
Günümüzde ki ifadesiyle bir algılama meselesi.
Toplumsal fayda ve karlar cephesinden bakıldığında ise idraklerine hakikat giydirip politika üretenlerin vebali daha da büyük.
Türk siyasi hayatının içinde idraklerine hakikat giydirip toplumsal süreçleri etkileyenler çoğu zaman mahcubiyet yaşadılar..hatta önlerini bile göremediler.
Kendini vehimlere duçar edip her iki dünyasını da karartanlar sadece kendini değil bu vehimlere kurban olanların da vebalini üzerlerinde olduğunu idrak edemiyorlar, çok yazık.

Vesvese ve eyyam bu idrak meselesinin ayrılmaz parçası.
Kişi bu rüzgara kapıldığı zaman önce vesvese ardından eyyamı getiriyor.
Artık iş işten geçmiş oluyor..çünkü etkilediği kitle için geri dönüş te olmuyor.
Kişi kendini bir vehme kurban ediyor haberi yok!
Mesela sabit fikirli insanlar vardır, ne anlatsanız ne söyleseniz kar etmez..anlamaz veya anlamak istemez.
Siyasette de normal yaşamda da bu böyledir.
Eyyamla iş yapmak, politika üretmek veya beşeri ilişkilerde başarı sağlamak asla mümkün olmayacağı bilinmesine rağmen ne yapsın, ya karşımda ki ya da millet yerse yi oynuyor.
Nedense de bu tür zihniyete sahip olanlarda hep keybediyor.
Medet, umut ve ümit ise başka bahara kalıyor.
Demokrasinin en güzel tarafı sandıktır..yani milletin kesin iradesidir.
Tabiatıyla çoğulcu demokrasilerin yanılma payı da yoktur..çünkü millet iradesi asla yanlış yapmaz..buna inanmak lazım. 
İyi haftalar.

[email protected]


Geri Dön