Sektörel

Yeni nesil bina inşaatı teşvik edilmeli!

Dünya Gazetesi köşe yazarı Yeminli Mali Müşavir/Sorumlu Ortak Bağımsız Denetçi Ali Çakmakcı, binalarda enerji tasarrufunu kaleme aldı.

Dünya Gazetesi köşe yazarı Yeminli Mali Müşavir/Sorumlu Ortak Bağımsız Denetçi Ali Çakmakcı, 

İşte Ali Çakmakcı'nın 'Yeni nesil binalar-çevre dostu binalar vergi yoluyla teşvik edilmelidir' başlıklı yazısı...

Türkiye her sene minimum 50 milyar dolar enerji maliyetine katlanmakta, bunun da önemli bir bölümü doğalgaz şeklinde çeşitli ülkelerden alınıyor. Türkiye, yaklaşık olarak kullandığı petrolün yüzde 90'ını, doğalgazın da yüzde 99'unu ithal ettiği için enerji maliyetlerinde yaşanan yükseliş cari işlemler ve dış ticaret dengeleri üzerinde kalıcı ağır zararlara neden oluyor. 

Bu sebeple, sorunun temel kaynaklarının dikkate alınarak bu ağır maliyetin hafifletilmesinin çözümlerine odaklanılması gerekiyor. Bu problemlerin başında ise evlerde kullanılan doğalgaz miktarının fazla olması gerekir. Binalarda yaşam standardı ve hizmet kalitesinin, endüstriyel işletmelerde ise üretim kalitesi ve miktarının düşüşüne neden olmadan enerji tüketiminin düşürülmesini amaçlayan ve çeşitli teşviklerle de desteklenen bir vergi politikası hazırlanmalı. 

Türkiye'de “tahminen” 30 milyon hane ve en az o kadar iş yerinin olduğu durumda, ısı yalıtımı çok güçlü olan, teknik standartları çok yüksek, yeni nesil bina modellerinin önemli ölçüde teşvik edilmesi, hatta bunların belli bölge veya şehirlerde yasal kapsamda zorunlu olmalı. 

Gerçekten milli ve yerli olunması isteniyorsa, bu tür projelerin tüm maliyetine karşın mutlak suretle hayata geçirilmesi gerekir. Zira, böylesi adımlar ilk başta daha maliyetli olsa bile, sonuçta her bir bina itibariyle yaklaşık 50 yıl boyunca ülkenin enerji ithalatını ve döviz ihtiyacını düşürecek ve ülkenin döviz bağımlılığının da azalmasına neden olacak. Çevre dostu bir binalar, doğal kaynaklara erişimin veya doğal kaynak tüketiminin en az tutulduğu yapılarç

2007'de yasası çıkan “Enerji Verimliliği Kanunu” ile enerjinin etkin kullanılması, israfının engellenmesi, enerji maliyetlerinin ekonomideki yükünün azaltılması ve çevrenin korunması amacıyla enerji kaynaklarının ve enerjinin kullanımında verimliliğin yükseltilmesi planlandı. Bu kanun; enerjinin üretim, iletim, dağıtım ve tüketim aşamalarında, endüstriyel işletmelerde, binalarda, elektrik enerjisi üretim tesislerinde, iletim ve dağıtım şebekeleri ile ulaşımda enerji verimliliğinin artırılmasına ve destek olunmasına, toplum genelinde enerji bilincinin oluşturulmasına, yenilenebilir enerji kaynaklarından faydalanılmasına ilişkin bazı düzenlemeleri kapsıyor.

Kanunda, asgarî şekilde binanın enerji ihtiyacı ve enerji tüketim sınıflandırması, yalıtım özellikleri ve ısıtma ve/veya soğutma sistemlerinin verimine ilişkin bilgilerin bulunduğu “Enerji Kimlik Belgesi” düzenlenmesi yer alıyor. 

Kanuna göre; toplam inşaat alanı yönetmelikte belirlenen mesken amaçlı kullanılan binalarda, ticarî binalarda ve hizmet binalarında uygulanacak şekilde mimarî tasarım, ısıtma, soğutma, ısı yalıtımı, sıcak su, elektrik tesisatı ve aydınlatma konularındaki normları, standartları, asgarî performans kriterlerini, bilgi toplama ve kontrol prosedürlerini kapsayan binalarda enerji performansı ile ilgili usûl ve esaslar, Türk Standartları Enstitüsü ve Genel Müdürlük ile müştereken hazırlanarak Bayındırlık ve İskan Bakanlığı (Çevre Ve Şehircilik Bakanlığı) tarafından yürürlüğe alınacak bir yönetmelikle düzenlenir. Yönetmelik hükümlerine uyumlu davranılmaması durumunda ilgili idare tarafından yapı kullanma izninin verilmeyeceği ifade edilir. 

Bayındırlık ve İskan Bakanlığı (Çevre Ve Şehircilik Bakanlığı) tarafından 2008'de yürürlüğe alınacak yönetmeliğe göre hazırlanan yapı projeleri kapsamında enerji kimlik belgesi hazırlanır. Enerji kimlik belgesinde binanın enerji ihtiyacı, yalıtım özellikleri, ısıtma ve/veya soğutma sistemlerinin verimi ve binanın enerji tüketim sınıflandırması ile ilgili bilgiler asgari şekilde yer alacak. Bu Yönetmelik hükümleri kapsamında, TS 825 standardında belirtilen hesap metoduna göre, yetkili makina mühendisince düzenlenen "ısı yalıtımı projesi" imara ilişkin mevzuat gereğince yapı ruhsatı verilmesi safhasında tesisat projesi ile birlikte ilgili idareler tarafından talep edilir. Yasal düzenlemelere göre binalar bazı enerji tüketimlerine ilişkin zaten sistematik bir sınıflandırma kapsamında yer alıyor.

Belgede yer alması gerekli göülen diğer bilgiler ile belgenin yenilenmesine ve mevcut binalar da dâhil olmak üzere uygulamaya ilişkin usûl ve esaslar, bakanlık ile müştereken düzenlenerek Bakanlıkça yürürlüğe konulacak yönetmelikle belirlenir. Mücavir alan dışında bulunan ve toplam inşaat alanı bin metrekareden az olan binalar için enerji kimlik belgesi hazırlanması zorunlu tutulmaz. 

Meri vergi mevzuatındaki ısı yalıtım giderlerinin maliyet değil de doğrudan gider şeklinde yazılmasını onaylayan düzenlemeler teşvik sayılmıyor. Bu işi daha kurumsal yapıda analiz ederek, ilgili Bakanlıkların mavi veya yeşil bina veya konut tanımlaması yaparak Hazine Ve Maliye Bakanlığı’nın bu tür projeler için KDV muafiyeti sunması, yatırımcı mükelleflerin KDV iade işlemlerine hız kazandırması, gelir veya kurumlar vergisinden muaf sayması ve gerekli diğer her türlü teşviği sunması önem arz ediyor. 

Vergi teşvikleri yalnızca yatırım teşvik belgeleri ile girdi kalemlerinde değil, aynı zamanda binaların teşviki için alım satımlarında da uygulamaya alınmalı. Hatta, KDV oranları bu binaların enerji tasarrufu yapma durumuna göre sınıflandırılarak kendi içinde özel şekilde tespit edilmeli. Bu durumda, konuyu sadece bazı desteklere bağlamadan vergisel yönden de en etkili şekilde koruma ve geliştirme amacıyla bazı düzenlemelerin hayata geçirilmesi gerekiyor. 

Bildiğimiz üzere KDV, büyükşehir olmayan yerlerde konutun metrekare, büyükşehirlerde ise arsa metrekare değeri üzerinden (kentsel dönüşüm, rezerv yapı vs alanları hariç) hesaplanarak yüzde 1, 8, 18 şeklinde uygulanıyor. Halbuki, konut gibi sayı olarak çok büyük taşınmazlar da KDV’nin indirimli olup olmayacağının tespitini konutların metrekaresi veya arsa metrekare birim değerine göre değil de, bu konutların aslen yüksek enerji tasarrufu yapıp yapmadığına göre belirlenmeli. Bize göre büyük eksiklik olan bu uygulama, kısa vadede belki vergi kaybına neden olabilir ancak uzun vadede katma değeri çok büyük olumlu sonuçlar ortaya çıkarır. Bu sebeple, KDV oranlarının belirlenmesi ile ilgili mevcut gerekçelerin yetersiz ve vizyoner bir bakış açısıyla değrerendirilmediği görülüyor. 

Kentsel dönüşümde KDV düzenlemesi!

O belgesi olmayan binalara iskan verilmiyor!