Sektörel

Yeni nesil marka projelerde akıllı teknolojiler ön planda!

Türkiye ekonomisinin dinamo sektörlerinden inşaat, marka projelerle imaj yeniliyor. Prestijli bir yaşam felsefesinin aynası olan projelerde teknolojik unsurlar ve akıllı sistemler ön plana çıkıyor.

Forbes Dergisi'nde yer alan habere göre; dünyanın en eski sektörlerinden olan inşaat; değişen yaşam koşulları, farklılaşan talepler ve evrilen tüketici beklentileriyle kabuk değiştiriyor. Çok değil, elli yıl öncesine kadar bir binanın "ideal” sayılması için çok katlı, dayanıklı ve gösterişli olması yeterliydi. Oysa günümüzde bu "dört duvar, bir çatı” algısı, yerini bambaşka bir konsepte bırakmış durumda. Artık binaların akıllı, çevreci, enerji verimli, çözümcü ve stil sahibi yapılar olması talep ediliyor. Çevresiyle bütünlük içinde yükselen bu tarz “marka” yapılar, sadece bir prestij manifestosu olmakla kalmıyor, aynı zamanda değerli bir yatırım aracı olarak da tercih ediliyor. Türkiye ekonomisinin amiral gemilerinden kabul edilen inşaat sektörü de özellikle son otuz yıllık zaman zarfında hem ülke genelinde hem de global arenada önemli gelişmelere ev sahipliği yaptı. Bu başarılara en güncel örnek, uluslararası inşaat sektörü dergisi ENR'ın (Engineering News Record) yayınladığı "Dünyanın En Büyük 250 Uluslararası Müteahhidi" listesinde yakalanan istikrar ivmesi. Son verilere göre 2015 yılında 40 olan Türk müteahhitlik firması sayısı, 2016 yılında 46’ya yükseldi. Böylece Türkiye, 65 firma ile birinci sırada yer alan Çin'in ardından ikinci sıradaki yerini korudu. Bu, vizyoner sektör paydaşlarının Türkiye'yi ne kadar değerli bir konuma taşıdığının açık bir göstergesi.


Öte yandan yerli ve yabancı yatırımcıların varlıklarını gayrimenkul üzerinden değerlendirme eğilimi katlanıyor. İnşaat sektörünün gelişimi, ekonomik gelişmeyle paralel doğrultuda giderken; gayrimenkul özelinde konut, her zaman olduğu gibi şimdi de etkin bir yatırım aracı olmayı sürdürüyor. REIDIN-GYODER Yeni Konut Fiyat Endeksi sonuçlarına göre son 6 aylık ortalamada markalı konut projeleri kapsamında gerçekleştirilen satışların %4'lük kısmı yabana yatırımcılara yapılmıştı. Kasım ayında markalı konut projeleri kapsamında gerçekleştirilen satışların %4'lük kısmı yine yabancı yatırımcılara yapıldı.


Şehirli, doğa dostu ve akıllı...

Marka proje ivmesine güç katan unsurların başında kentsel dönüşüm geliyor. Bu noktada sektör uzmanları ve paydaşları; 2000’li yılları inşaat sektörü için tam bir milat olarak nitelendiri yor. Derin yaralar açan deprem gerçeğiyle pek çok kez yüzleşen Türkiye, "kaliteli ve can güvenliğini koruyan yapı” farkındalığıyla kentsel dönüşüm projelerine ağırlık verdi. Sadece yeni nesil yapı malzemeleri anlamında değil, mimari format ve konsept bakımından da pek çok yenilik, inşaat sektörü gündeminin üst sıralarındaki yerini aldı. 21. yüzyılda küresel ölçekte en temel hedefin sürdürülebilir kalkınma olduğu düşünüldüğünde, doğru kentleşmenin ve kentsel dönüşümün önemi bir kez daha gözler önüne seriliyor. Çünkü konu; doğal kaynaklar, enerji, insana ve yöreye uygun tasarım, iklim, ulaşım, sosyal doku gibi çok boyutlu pek çok faktörü bünyesinde barındırıyor. Bu da daha inovatif, daha akılcı, daha akıllı ve daha teknolojik; her anlamda fayda sunarak "markalaşan” yapıları bir gereklilik hâline getiriyor. Kalabalıklaşan kentlerde yaşam kalitesini belli bir standardın üzerinde tutmaya odaklanan marka projeler, gerek ofis gerek konut anlamında modem Türkiye'nin yeni yüzü oldu. Peki ne oldu da marka projeler bu denli büyük birer ilgi odağı hâline geldi?

 

Marka projeler, gerek konut gerek A+ ofis anlamından hem kullanıcılarına hem de yatırımcılarına önemli avantajlar sunuyor. Bu avantajların başında yaşam konforu var. Şehirli insanın 24 saatlik döngüsü oldukça kısıtlı: Günün çoğu mesaide ve trafikte geçiyor. Dolayısıyla spora ve sosyal hayata dair imkanlardan yararlanabilme grafiği düşüş gösteriyor. Yaşam konsepti yaratan marka projeler ise hayat kalitesini direkt etkileyen bu sorana çözüm getirmekte. Şehrin merkezinde, ulaşımı en rahat lokasyonda yer alıp yine de doğayla iç içe olabilme olgusu metropol insanını cezbederken, “lüks tasarım” algısı marka projelerin satış ivmesini yükseltiyor. Daha fazla yeşil alan, spor salonları, tenis kortları, yüzme havuzları, sosyal tesisler, kapalı otoparklar, güvenli ve butik bir yaşam... Sadece İstanbul’da 1400'ü aşkın markalı konut projesi mevcut. Madalyonun marka ofis yüzünde de benzer bir yaklaşım söz konusu. Yine İstanbul’da, A+ olarak nitelendirilen marka ofislerin arzı 3 milyon metrekareyi geçti. Bu ofislerde öncelik, firmanın kurumsal kimliğiyle örtüşen ve söz konusu firmaya daha saygın bir kimlik kazandıran konseptler temelinde şekilleniyor. “Çalışılacak en iyi yeri bulma" arayışına hitap eden ve teknolojinin tüm artılarıyla donatılan ofisler, çalışanlara nefes aldıran ve verimliliği artıran bir atmosfere sahip. İşverenler ise faaliyetlerini bu tip inovatif yapılara taşıyarak profesyonel imajlarını parlatıyor.


BOMA (Bina Sahipleri ve Yöneticiler Derneği), A sınıfı binaları “Bulunduğu bölge ortalamasının üstünde kira değeri olan, birinci sınıf ofis kullanıcıları tarafından tercih edilen en prestijli yapılar.’5 olarak tanımlıyor.

 


Akıllı binalar sektörüne yön veriyor


Marka projelere yön veren hayati unsurlardan biri de teknolojik yenilikler. Değişen koşullara adapte olabilme yeteneğiyle öne çıkan yeni nesil binalar, teknolojinin etkisiyle akıllanıyor. Bu tip binalar, her geçen gün daha yoğun bir şekilde talep ediliyor. Nesnelerin interneti (IoT) aracılığıyla uzaktan kumanda edilen ev ve ofisler, inovasyondan güç alarak birbiriyle iletişime geçen yüksek IQ’lu altyapılar, mobil teknolojiyle entegre olan sistemler... Tasarruf, rahatlık ve güvenlik odaklı akıllı binalarda sistemler ayrı ayrı değil, otomasyon sayesinde tek merkezden ve entegre bir şekilde yönetiliyor. Bu da sürdürülebilirliği ve verimliliği beraberinde getiriyor. Peki bir binayı akıllı kılan unsurlar neler? Liste başında “bina sahiplerinin gereksinimlerine anında yanıt verebilme” yeteneği var. Entegre edilmiş sistemler, alt sistemler ve kontrol mekanizmaları; olası sorunların baştan engellenebilmesi için geliştirilmiş raporlama olanağı sunan operasyonel analitikler; mekân sahipleri, son kullanıcılar ve operatörlere yönelik web tabanlı arayüzler ile imkansız gibi görünen bu hedefi yakalamak mümkün. Öte yandan akıllı binalar; akıllı aydınlatma ve kontrol sistemleri, enerji verimli HVAC çözümleri gibi elementler sayesinde ekonomik ve ekolojik açıdan daha yüksek bir performans gösteriyor. Üstelik performans artışının maliyetlere yönelik bir yükü olmuyor. Aksine, hem operasyon hem de bakım maliyetleri düşüyor. Burada yaşam alanlarının kontrolünü kullanıcıların avucunun içine sığdıran sofistike teknolojilerden, pozitif ya da negatif tüm senaryolara anında müdahaleyi mümkün kılan bir ekosistemden bahsediyoruz. Bu, özellikle güvenlik açısından yadsınamaz bir öneme sahip. İnteraktif sistemlerle akıllı binalarda sadece ısı ve ışık kontrolü gerçekleştirmek değil; aynı zamanda hırsızlık ve yangın gibi can ve mal güvenliğini tehdit eden durumların önüne geçmek, hatta tamamen engellemek mümkün.


Yabancılı konut talebi arttı


TÜRKİYE istatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, yabancılara yapılan konut satışları bir önceki yılın aynı ayına göre %21.4 artarak 2 152 oldu. Yabancılara yapılan konut satışlarında, Kasım 2017’de ilk sırayı 728 konut satışı ile İstanbul aldı. İstanbul ilini sırasıyla 491 konut satışı ile Antalya, 142 konut satışı ile Bursa, 128 konut satışı ile Yalova ve 94 konut satışı ile Sakarya izledi. Ülke uyruklarına göre en çok konut satışı, Irak vatandaşlarına yapıldı. Irak vatandaşları Türkiye’den 405 konut satın aldı. Irak’ı sırasıyla, 239 konut ile Suudi Arabistan, 151 konut ile Kuveyt, 135 konut ile Rusya Federasyonu ve 105 konut ile Afganistan izledi. Sektör uzmanları ve paydaşları, bu konjonktürü sektöre duyulan güvenin bir göstergesi olarak yorumluyor.


Karma proje sayısı arttı

REIDIN CEO’su Kerim Bertrand, markalı projelerde değer artışı için 2013-2017 yıllarını kapsayan İstanbul geneli ilçe bazlı fiyat değişimini değerlendirdi.

 


“U/C ve planning proje geneline baktığımızda Anadolu Yakası’nda Kadıköy, Kartal ve Pendik bölgelerinde; Avrupa Yakası’nda ise Esenyurt, Kağıthane ve Beylikdüzü bölgelerinde proje sayısı fazladır. Ağırlıklı olarak çok bloklu site projeleri geliştirilmekte olup karma proje sayılarında artış gözlemlenmiştir. Rezidans projelerinin yanında ticari ve ofis olanları da projelerde görülmektedir.


Projelerin hedef kitlesi lokasyon bazlı değişiklik göstermektedir. Esenyurt, Beylikdüzü, Pendik bölgelerindeki projeler alt ve orta gelirlilere hitap ederken Kağıthane ve Kadıköy’deki projeler orta ve üst gelirlilere hitap etmektedir. 2013-2017 yılı arasında inşaat başlama tarihine göre projeler incelendiğinde ise son yıllarda proje sayılarının azaldığı bölgeler Avrupa Yakası’nda Başakşehir, Beylikdüzü, Esenyurt, Sarıyer; Anadolu Yakası’nda Çekmeköy, Ümraniye ve Tuzla şeklinde sıralanmaktadır.

 

Öte yandan Kağıthane bölgesinde ilgili yıllarda artış olduğu görülmektedir. Gaziosmanpaşa bölgesinde inşaatı başlayan ve planlanan kentsel dönüşüm projeleri nedeniyle son yılda bir artış söz konusudur. Kartal, Pendik, Bakırköy, Zeytinburnu bölgeleri inşaat geliştiriciler tarafından cazibesini hâlâ korumaktadır. 5 yıl içinde inşaatı başlayan proje rakamları, stabil bir seyir göstermektedir.”