Yeşil binaların değeri çevreci yaklaşımlarla yükseliyor!
Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği, yeşil bina ve değerlendirme sistemleri konusunda farkındalık oluşturmak ve bilinç düzeyini yükseltmek amacıyla 20-21 Şubat'ta Uluslararası Yeşil Binalar Zirvesi'ne ev sahipliği yapacak
Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği, yeşil bina ve değerlendirme sistemleri konusunda farkındalık oluşturmak ve bilinç düzeyini yükseltmek amacıyla 20-21 Şubat'ta Uluslararası Yeşil Binalar Zirvesi'ne ev sahipliği yapacak
Türkiye'de ilk defa gerçekleştirilecek olan Uluslararası Yeşil Binalar Zirvesi'nde uluslararası alanda yeşil bina konusundaki çalışmalarıyla ses getiren önemli isimler konuşmacı olarak yer alacak. İki gün sürecek zirvenin açılış konuşması, Çevre ve Şehircilik Bakanı Erdoğan Bayraktar tarafından yapılacak.
Dünyadan örnekler masaya yatırılacak
Zirvenin ilk oturumu olan 'Bölgesel Yeşil Bina Konseylerinden Yaklaşımlar' başlığında, Ürdün, İtalya, Almanya, Romanya ve İsveç'teki konseylerin yöneticileri; örnek yeşil bina uygulamaları ve politikalarını aktaracak. Almanya Sürdürülebilir Binalar Konseyi ve Dünya Yeşil Binalar Konseyi (WGBC) Yönetim Kurulu Üyesi Johannes Kreissig, Romanya Yeşil Binalar Konseyi Başkanı Steven Borncamp ve Ürdün Yeşil Binalar Konseyi Başkanı Muhammed Asfour'un katılacağı oturumlarda sektörün farklı ülkelerdeki gelişimi ele alınacak. Aynı gün Amerika Enerji Ajansı'nda Enerji Verimliliği ve Yenilenebilir Enerji Direktörlüğü görevini yürütmüş olan Greg Kats, Capital-E Başkanı ve Good Energies ortağı Kats ve İhlâs Holding Başkan Yardımcısı Prof. Metin Lokmanhekim 'Enerji Verimliliğinin Finansmanı' konusunda birer sunum yapacak. Form Group Yürütme Kurulu Başkanı Tunç Korun'un başkanlık yapacağı oturumda Build Toronto Başkan Yardımcısı Derek Ballantyne, Sodexo Sürdürülebilir ve Kurumsal Sosyal Sorumluluk Bölümü Genel Müdür Yardımcısı Neil Barrett, ABD Gayrimenkul Geliştirme Yöneticisi Mark E. James ve Maastricht Üniversitesi, Finans ve Gayrimenkul Bölümü'nden Doç Dr. Nils Kok konuşacak.
Enerji Bakanı Taner Yıldız'ın açılış konuşmasını yapacağı zirvenin ikinci gününde ise, yeşil bina sektöründeki gelişmeler tartışılarak, sektörün soru ve sorunlarına ulusal ve uluslararası çözüm önerileri aranacak.
Varolan Binaların Yeşil Binalara Dönüştürülmesi', 'Yeşil Binalarda Yaşam ve Geleceğin Şehirleri', 'İş Modeli Olarak Çevreci İnşaat Malzemeleri' konulan dünyanın ve Türkiye'nin önde gelen isimlerince değerlendirilecek. Columbia Üniversitesi, Küresel Düşünce Komitesi Eşbaşkanı Prof. Dr. Saskia Sassen, "Yüksek Nüfuslu Küresel Şehirlerin Yeşil Dönüşümünde Biyosferin Potansiyelinden Yararlanma", Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği Kurucu Başkan Yardımcısı Dr. Duygu Erten, "Türkiye Ulusal Yeşil Sertifikasının Tanıtımı", TBMM Çevre Komisyonu Eski Başkanı Ediz Hun, "Ekoloji ve Çevre" başlığı ile önemli bir sunum yapacak. C2C (Beşikten Beşiğe) sisteminin kurucusu Michael Braungart'ın katılacağı oturumda ekolojik malzemelerde ekonomik ve teknolojik ulaşılabilirlik konusu anlatılacak.
Mevcut yapıları yeşile çevirmek...
Çevre Dostu Yeşil Binalar Derneği Başkanı Haluk Sur, zirveyle ilgili şunları söyledi: "Dünyada özellikle gayrimenkul sektörünün çizdiği yol, bundan sonraki dönemde binaların yeşil olan ve olmayan ayrımını ortaya koymaya başladı. Değerlendirme kriterlerinden, konut finansman modelinden tutun da kullanılan teknolojiden seçilen malzemeye kadar her şey kökünden değişmeye yüz tuttu. Çevre Dostu Yeşil Binalar Demeği olarak biz de dünyadaki bu değişimi kamuoyu nezdinde gündeme getirmek, farkındalığı arttırmak, ilgili paydaşlar, resmi ya da özel kuruluşlar ve STK'lar ile birlikte hareket ederek, Türkiye'nin gündemine bu konuyu taşımayı, yeşil binaların önemim vurgulamayı arzu ettik." Gayrimenkul sektörü olarak Türkiye'nin dış borcunu tek basma ödeyebilecek kapasiteye sahip olduklarını belirten Sur sözlerine şöyle devam etti: "Türkiye'de yalnızca konutta 18,5 -19 milyona dayalı bir konut stoğumuz var. Kentsel dönüşüm çerçevesinde Türkiye'de 8-10 milyon konutun dönüştürülmesi söz konusu. Türkiye gayrimenkul stoklarını yenilerken ne denli bu gelişmelere açık olarak geri dönüşümünü yenileyebilir ve başarılı olursa, o oranda gayrimenkul sektöründeki değer birikimi artacaktır. Türkiye'nin dış borcunu tek başına gayrimenkul sektörü ödeyebilecek kapasiteye sahip. Sadece üzerine bina yapılmamış boş arazi satışlarını kastetmiyoruz. Hal böyle olunca yeşil olan daha değerli olacağına göre bundan sonra stoğu mümkün olduğunca yeşile dönüştürmek, mevcut yapıyı yeşile dönüştürmek bizim gayrimenkul stoğumuza pozitif katkı sağlayacaktır."
Türkiye'de 22 tane yeşil bina var
ABD'de 130 milyon konut yapımının sadece yüzde l'inin yeşile dönüştürülmesinde ortaya çıkan pazar hacminin 50-60 milyar dolar olduğuna dikkat çeken Sur, Yeşil Binaların diğer binalara oranla maliyetli olduğu yolundaki iddiaların gerçeği yansıtmadığını ve yeşil teknolojilerin büyük maliyetler getirmediğinin altını çizdi. Haluk Sur konuya ilişkin şunları söyledi; "Türkiye'deki ilk yeşil konut sertifikasyonunu başlattık. Farklı kategorilerde yeşil bina sertifikaları var. Örneğin, LEED yeşil bina sertifikasında en alt kategorinin toplam bina maliyetine etkisi yüzde 2, en yüksek platin sertifikasının ise bina maliyetine yüzde 7-8 gibi bir etkisi söz konusu. Türkiye'de şu anda 22 tane yeşil bina var. Yaklaşık olarak da 70 müracaat var ama sayısı giderek artıyor ve yeşil binalara olan ilgi çığ gibi büyüyor."
Yeşil bina sayısı çok az
GYODER Yönetim Kurulu Başkam Işık Gökkaya, yasaların sektörel yatırımları teşvik etmesinin, devletin sağlayacağı teşvik kredileri ve benzeri uygulamaların, bu süreçte en temel konuların başında geldiğini söylüyor. Gökkaya, "Türkiye'nin yapı stokuna baktığımızda; sertifikalı yeşil binaların sayısı oldukça azdır. Ancak ciddi anlamda bir artış gözlemlenmektedir. Ülkemiz gibi enerjide dışa bağımlı ülkelerin küresel rekabette etkinliğini artıracak inşaat malzemeleri ve yeni inşaat teknolojileri, Türkiye'nin öncelik vermesi gereken hususlar olarak öne çıkmaktadır. Bu alanda ortaya konulacak basarılar, yerel kaynakların ekonomiye en verimli şekilde kazandırılması, hem 2023 hedeflerinin gerçekleşmesi, hem de Türk ekonomisinin küresel boyutta kilit bir ülke olması konusunda kritik bir önem arz edecektir" diyor.
Enerjide 5 milyar dolar tasarruf
Holding CEO'su Emre Çamlıbel, "Karbondioksit gazının dünyadaki salınımının yüzde 50'sinin binalara ait olduğunu, enerjinin yüzde 40'ının da binalarda kullanıldığını biliyoruz. Bu durum yeşil binaların giderek daha da önem kazandığım açıkça gösteriyor" diyor. Çamlıbel sözlerini şöyle sürdürüyor: "Soyak olarak 'enerji verimli uygulamalar' ve 'yeni enerji tesisi kurulması' arasındaki farkı ortaya koymak adına yaptığımız bir araştırma bize gösterdi ki; mevcut binalarda sadece ısıtma verimliliğini artıracak uygulamalarla enerji tasarrufunda yüzde 25'lik bir iyileşme sağlanabilir. Bu iyileşme rakamıyla da, Türkiye enerji konusunda yılda yaklaşık 5-6 milyar dolarlık tasarruf sağlayabilir. Bu yüzden özellikle enerji verimliliği uygulamalarının, gerek çevresel gerek toplumsal gerekse ekonomik ağdan sürdürülebilir bir gelecek için çok kritik olduğunu düşünüyoruz."
LEED ve BREAM sertifikaları nedir
Her ikisi de çevre dostu binaların oluşmasında dünyada kendilerini kanıtlamış; bağımsız, etik çalışan ve sektörde kabul görmüş saygın birer yeşil bina derecelendirme sistemi. Ülkemizde her iki sistemde yapılmış ve halen yapılmakta olan binalar var. BREEAM1994 yılında İngiltere'de geliştirildi. Buna karşın LEED 2000 yılında Amerika'da uygulanmaya başladı, yani BREEAM'dan 6 yıl sonra. Buna rağmen bugün dünyada en çok tercih edilen yeşil bina derecelendirme sistemi LEED. Ülkemizde de yeşil bina sertifika kriterlerini uygulayan binaların yüzde 90'ı LEED sertifikasını tercih ediyor. Peki neden LEED daha çok tercih edilmektedir Cemil Yaman bu durumun nedenlerini şöyle açıklıyor: "Bunun birkaç nedeni vardır. Yeşil bina kriterleri açısından bir kaç noktada farklılık göstermelerine rağmen LEED 'in bu kadar çok tercih edilmesi içeriklerinden dolayı değildir. LEED'in LEEDONLINE gibi bir pratik bir yönetim otomasyonuna sahip olması işveren, proje ekibi, danışman ve diğerleri için büyük bir avantaj ve kolaylık sağlamaktadır. Ayrıca LEED'in özellikle dünyada olduğu gibi Türkiye'de de makine ve elektrik mühendislerimizin iyi bildiği ASHRAE standartlarını baz alması da büyük bir avantaj sağlamıştır BREEAM karşısında. LEED'in çok daha anlaşılır bir dil kullanması ve tasarım inşaat aşamalarında herkes tarafından bilinen uygulamaların ele alınması diğer bir avantajıdır."
Bina maliyeti nedir
Yeşil ve sürdürülebilir binaların sayısı Türkiye'de hızla artarken, diğer taraftan yeşil bina maliyetleri hakkında doğru-yanlış çeşitli rakamlar, yüzdeler ve görüşler ileri sürülüyor. Doğru rakamlar ancak yeşil bina uygulaması yapmış yatırımcılardan ve bu konuda yatırımcılara destek olan tecrübeli yeşil bina danışmanlarından alınmalıdır. Cemil Yaman, Türkiye'de yaygın olarak yatırımcıların kendi binalarında uyguladığı LEED (Leadership in Energy and Environmetal Design) sisteminin faydaları hakkında şunları söylüyor: " Bu konuda yapılan araştırmalar göstermiştir ki, yeşil veya sürdürülebüir binanın maliyeti bir birim ise, finansal faydaları 10 birim olmakla beraber diğer faydaları da oldukça büyüktür. Doğal gün ışığı, düşük VOC içerikli malzemeler, yüksek hava miktarı ve kalitesi ve manzara sağlanması ile bina kullanıcılarının konforunu, refahını artırmakta, sağlığını olumlu etkiletmekte ve verimli çalışmasını sağlamaktadır. Klasik-Standart binalara göre yeşilin maliyetini net ve doğru olarak ortaya koyabilmek için Amerika'da 33 bina üzerinde çalışma yapılmış, birçok bina temsilcisi ve mimar ile görüşülmüş ve neticede ortalama yüzde 2'den (Türkiye'de yüzde 1’den daha az) daha az bir maliyet farkı tespit edilmiştir. Bu maliyetin büyük bir kısmı ise mimar ve mühendislerin artan tasarım zamanından, enerji modellemesinden (0,5-5 $/metrekare arasında değişmekte) ve tümleşik bina uygulamalarından kaynaklanmaktadır. Fakat şunu belirtmek gerekir ki; Amerika'da mimarlık, mühendislik hizmet bedelleri ve özellikle inşaat maliyetleri Türkiye'ye göre çok yüksek bir seviyededir. Türkiye'de verilen danışmanlık hizmetleri de Amerika'dakinin çok alandadır. Ayrıca, yeşilin maliyeti; binanın bulunduğu lokasyona, bina fonksiyonuna (ofis, sanayi, AVM gibi) ve yerel iklim şartlarına göre de değişiklikler göstermektedir. Ayrıca, yeşil bina kriterleri tasarım sürecine ne kadar erken dahil edilirse maliyet de o kadar düşük olacaktır."
Çevreci binaların avantajları
Binaların, çevre etkileri azaltılmış, ekonomik ve sağlıklı olmalarının en belirgin avantajları olduğuna dikkat çeken Yaman, "Tüm faydalar kullanıcıyı olumlu etkilemektedir. Yatırımcı açısından Türkiye' de henüz bu avantajların rakamsal değerlerini net bir şekilde söylemem mümkün değil. Ancak danışmanlığını yaptığımız projelerde yüzde 50 su tasarrufu ve yüzde 35'e kadar enerji tasarrufu sağlayabiliyoruz.
Amerika'da bina sektörü ile ilgili çeşitli kaynaklardan aşağıdaki rakamsal değerleri verebiliriz:
• İşletme maliyetlerini yüzde 9 azaltır,
• Binanın değerini yüzde 7,5 artırır,
•Binanın doluluk oranı yüzde 3,5 artar ve kira değerini yüzde 3 civarında artırır.
•Binanın pazarlama fırsatını artırır,
•Enerji ve su tasarrufu ile işletme giderlerini düşürür,
• Bina teknik hizmetlerin optimum seviyede verilmesini sağlar ve bina performansını artırır,
•Düşük karbon emisyonu ile çevre ve atmosfe etkisi düşüktür,
• Sağlıklı iç mekan ve çalışma alanları ile bina kullanıcılarının verimini artırır, sağlığını korur,
•İşverenin sosyal sorumluluğuna dikkat çekil müşterinin ve çalışanın şirkete olan sadakatini artırır.
Daha az enerji, daha az su
Amerikan Yeşil Bina Konseyi'nin (USGBC) Türkiye'deki eğitim partneri Erke Tasarım'dan LEED Faculty (LEED Öğretim Görevlisi) aynı zamanda LEED AP ve BREEAM Assessor unvanına sahip olan Cemil Yaman, çevre dostu yeşil binaları diğer binalardan ayıran temel özellikleri şöyle anlatıyor:
"Klasik binaların çevresel etkileri oldukça yüksektir. Dünyamızdaki binalar, enerji ve malzemenin yüzde 70'ni, suyun yüzde 17'sini, ormanların yüzde 25'ni tüketirler ve karbondioksit emisyonunun yüzde 33'üne neden olurlar. Bu nedenle, binaların çevresel etkilerini azaltmak; yeşil arazileri, enerjiyi, suyu ve malzemeleri daha verimli kullanmak için çevre dostu, sürdürülebilir yeşil bina kriterleri geliştirilmiştir. Klasik binalara nazaran çevre dostu binalarda daha az enerji ve su tüketimi oluşmakta, bina kullanıcılarının rahatını, konforunu sağlamak ve sağlığını korumak amaçlı düşük emisyonlu malzemeler kullanılmakta ve taze hava miktarı ve kalitesi yüksek tutulmaktadır. Ayrıca çevre etkilerini azaltmak için sahaya gelen yağmur suyu rezervuar veya peyzaj alanlarında kullanılmak üzere toplanmakta veya yer altı su kaynakları ve miktarını korumak amaçlı doğrudan toprağa verilmektedir.
Klasik binalara nazaran transporttan ve bireysel otomobil kullanımından dolayı karbondioksit emisyonu ve yakıt tüketimi düşük seviyededir. Yeşil ve açık alanların çok olduğu, ışık kirliğinin olmadığı binalardır."
Verimli çalışma ortamı
Amerika'da yapılan bir araştırmaya göre insanlar zamanlarının yüzde 90'ını bina içinde geçiriyorlar. Sağlık ve dolayısıyla verimlilik ile ilgili sorunların büyük bir kısmı hava kalitesi düşük, gün ışığı ve manzarası olmayan ortamlardan kaynaklanıyor. İşte bu olumsuz etkilerden arındırılmış yeşil binalarda çalışan memnuniyeti yüksek seviyede oluyor. İç mekan kalitesinin arttırılmasının, çalışanlar üzerinde göstermiş olduğu olumlu etkiler ile verimliliklerinin ne kadar artırdığını hesaplamak çok zor olmakla birlikte; yapılan bir araştırmaya göre yeşil binalarda çalışanlar diğer binalardakine göre yüzde 16 daha az doktora gittikleri ve dolayısıyla yüzde 16 daha az iş kaybının olduğu saptanıyor.
Binaları çevreci yapmak mümkün
Mevcut binalarda küçük veya büyük çaplı renovasyonların yapılması ile yeşil bina veya çevre dostu bina haline getirilebileceğini söyleyen Yaman, "Yani, mevcut duruma göre çevre etkileri azaltılmış, daha az enerji ve su tüketen ve daha sağlıklı bir duruma getirilebilir. Hatta yeşil olan veya olmayan yüksek bir ofis binasında sadece tek kat veya tek bir ofis yeşil olarak yapılabilir. Bunun için su ve enerji tüketen sistemlerin yenilenmesi yeterli olacaktır. Binanın büyüklüğüne göre yapılacak renovasyonun kapsamına bağlı olarak maliyet oluşacaktır" diyor.
Çevreci bina demek için sertifika olması şart mı
Bir binanın çevre dostu olması için de LEED veya BREEAM gibi bir yeşil bina sertifika sisteminin yeşil bina kriterleri takip edilmiş olması gerekiyor. Çünkü bu sertifika sistemlerinde hem zorunlu ön koşullar var hem de yerine getirilmesi gereken yeşil bina kriterleri var. Örneğin bir bina yüzde 30 enerji tasarrufu sağlamış olabilir ancak bu durum binanın iç mekan kalitesi açısından yeşil bina kriterlerine uygun olarak inşa edildiğini göstermez. Dolayısıyla, yeşil bina sertifika sistemleri binayı insan, çevre ve ekonomi üçgeninde bütünleşik olarak ele alır ve çoklu faydalar doğurur. Yaman, LEED sertifikası kapsamında binaların 7 ana başlık altında ve toplam 110 puan üzerinden değerlendirilebileceğini ve bu sertifikayı almak için 8 tane ön koşulun yerine getirilmesinin zorunlu olduğunu söylüyor.
Ana başlıklar:
Sürdürülebilir alanlar
Su verimliliği
Enerji ve atmosfer
Malzeme ve kaynaklar
İç mekan hava kalitesi
Tasarımda yenilik
Bölgesel öncelik
Ön koşullar:
İnşaat aktivitelerinden dolayı kirliliğin azaltılması
Standartlara göre su tasarrufunun en az yüzde 20 olması
Temel test ve devreye alma
Standartlara göre enerji tasarrufunun en az yüzde 10 olması
Soğutma gruplarında CFC gazının kullanılmaması
Taze hava miktarının en az standartlarda belirten değerde olması
Binada sigara içilmemesi veya içilecekse uygun alanların yapılması
Binada atıkların ayrı ayrı toplanması için gerekli alanların ve kapların konulması
Ön koşullar sağlandıktan sonra ve 110 puan üzerinden en az 40 puan almak şartı ile LEED sertifikası alınabiliyor.
Seda Tabak/Hürriyet