26 / 12 / 2024

Yönetmen Çayan Demirel: İnşaatta çalıştım

Yönetmen Çayan Demirel: İnşaatta çalıştım

5 No'lu Cezaevi'nin yönetmeni Çayan Demirel, bir ara inşaatlarda çalıştığını söyledi



Altın Portakal Film Festivali'nde En İyi Belgesel Ödülü'nü alan 5 No'lu Cezaevi'nin yönetmeni Çayan Demirel, üniversitede iktisat okuyan bir isim. Belgesel çekmek dışında bir işi olmadığını söyleyen Demirel "Bugüne kadar ödenmiş tek gün sigortam yok. Hayatı bazen idame edemiyorsunuz ama iddialı işler yapmış oluyorsunuz" diyor

Onun adını 1938'de yaşanan Dersim olaylarını belgesele konu etmesiyle duyduk. Çayan Demirel, Dersimli idi ve büyüklerinin yaşadıklarını Dersim 38 adlı belgeselle anlattı. Bundan iki yıl önce ise Urfa'dan Diyarbakır'a, Mardin'den Malatya,  Ankara  ve hatta Almanya'ya giderek 12 Eylül döneminde Diyarbakır Askeri Cezaevi'nde kalanların hikayelerini dinledi ve yaşanan dramları 5 No'lu Cezaevi adlı belgeselde topladı.

33 yaşındaki Demirel'in bu çalışması geçen ay Uluslararası Antalya Altın Portakal Film Festivali'nde En İyi Belgesel Ödülü'nü aldı. Demirel, bu belgeseli tarihle yüzleşmek adına çektiğini belirterek, şunları söylüyor: "Sağlıklı bir toplum olmak adına kendimiz ve tarihimizle yüzleşmemiz gerektiğini düşünüyorum. Ben Dersimliyim, Aleviyim, Kürdüm, yoksul bir ailenin çocuğuyum. Annemin konuştuğu dili ben bilmiyorum. Kendime bunun nedenini sorduğumda kendimi Diyarbakır Cezaevi'nde, Dersim 38'de ve biriktirilen 85 yıllık bir tarihte buluyorum. Çünkü ben dünün sonucuyum. Belgeselin bunun sonucu ortaya çıktığını söyleyebilirim."

OLAYLAR RÜYALARIMA GİRDİ

Belgeselde, cezaevinde 1980-84 yılları arasında yaşananlar anlatılıyor. Belgeselde konuşanlar mahkumlar, avukatlar ve aileler. Hepsinin anlattığı bir başka acı... Konuşmak için ulaştığı pek çok kişiyi ikna etmekte zorlanmamış Demirel: "Yaşadıklarını anlatmakta zorlanmıyorlar. Bunun bir sistem sorunu olduğunu çok iyi biliyorlar." Anlatılan işkence olayları Demirel'in psikolojisini etkilemiş ama sıyrılmış bu durumdan: "Travmatik bir durum yaşamış insanla konuşmak bir travma yaratıyor insanda. Bundan sıyrılmak zorundaydım çünkü bir anlatıcı olarak o acının dışına çıkıp bir anlatım çizmek durumundaydım."

GARDİYANLARI BULAMADI

Demirel belgeselde yer vermek için dönemin sıkıyönetim komutanı Kemal Yamak'ı aramış ama anılarını bir kitapta yazdığını belirterek görüşmeyi reddetmiş. Demirel "Gardiyanlar ise kara bela, gestapo, minik, horoz gibi isimler kullandıkları için kimse onların kimliğini bilmiyor" diyor. Belgeselde Kenan Evren de yok. Demirel Evren'in 12 Eylül adlı belgeselden görüntülerini kullanmış, kendisiyle görüşmediğini söylüyor.

İnsan ölmeden kaç kere öldürülebilir?

Çayan Demirel, belgesel için konuştuğu 80 kişinin anısını yakında kitap haline getirecek, belgeselin de DVD'si önümüzdeki Ocak ayında yayınlanacak. Demirel, belgeselde anlatılanlarla ilgili şu örnekleri veriyor: "İnsanlar çocuğuna kendi diliyle oğlum diyememiş. Bu çok dramatik. Birinin ağzında sekiz dişi yok, cezaevinde hepsini çekmişler, taktırmamış dişini, öfkeli bekli de. Fare yedirilen bir insan var. Onu birebir kendisi anlatıyor. Ondan sonra da intihar etmeye çalışıyor mesela. Böyle bir yığın anlatı. Bu adamlar mesela çok rahat ve cesaretle anlatıyorlar çünkü bunların kendi ayıbı olmadığını biliyoruz. Yaşayandan dinlemek insanda hayret uyandıran bir şey. Bir insan ölmeden kaç kere öldürülebilir? Bunun yanıtını görüyoruz" diye soruyor.

İnşaatta da çalıştım boyacılık da yaptım

Çayan Demirel'e nasıl belgeselci olduğunu soruyoruz, şu yanıtı veriyor: "Üniversitede iktisat okudum. Sonbahar filminin yönetmeni Özcan Alper ile bundan sekiz yıl önce felsefeci Yılmaz Öner'ini hayatını belgeselleştirmeye başladım. Daha sonra onun belgeselini yapınca dertlerimi bu şekilde anlatabileceğim kanısına vardım."

Demirel'in belgesel dışında başka bir işi yok. "Nasıl geçiniyorsun diye sormayın, çok zor geçiniyorum" diyen Demirel şöyle devam ediyor: "Yoksul bir ailede büyüdüm, babam işçiydi. Üç kardeşiz. Kardeşlerimin biri doktor, diğeri mimar. Bana yardımda bulunuyorlar. Bir ara inşaatlarda çalıştım, elektrikçi ve boyacı arkadaşlara yardım ettim. Sabit çalıştığım bir iş yok. Tek gün ödenmiş sigortam yok. Hayatı bazen idame edemiyorsunuz ama iddialı işler yapmış oluyorsunuz."
Star/İnci Döndaş


Geri Dön