22 / 11 / 2024
fuzul

Yüksel İnşaat, Körfez'de 250 milyon dolar ciro yaptı!

Yüksel İnşaat, Körfez'de 250 milyon dolar ciro yaptı!

Yüksel İnşaat Başkan Yardımcısı ve CEO'su ve DEİK Türk Katar İş Konseyi Başkanı Emin Sazak, "2010 yılında Suudi Arabistan ve Katar'da, 240-250 milyon dolar civarında ciromuz gerçekleşti " dedi




Körfez ülkelerindeki faaliyetlerine 1983 yılında Suudi Arabistan ile başlayan ve o günden bu yana 2 milyar doların üzerinde iş gerçekleştiren Yüksel İnşaat, cirosunun üçte birini bölgede gerçekleştirdiği inşaat projelerinden elde etmeye başladı. Şu anda Suudi Arabistan'da 400 milyon dolar civarında projenin sürdüğünü ve bu projeleri 2011 içinde tamamlamayı umduklarını söyleyen Yüksel İnşaat Başkan Yardımcısı ve CEO'su ve DEİK TürkKatar İş Konseyi Başkanı Emin Sazak, 55 milyon dolarlık bir sözleşmelerinin de imza aşamasında bulunduğunu belirterek, "50 milyon dolarlık bir işte de en iyi teklifi biz verdik. İhale süreci devam ediyor. Katar'da 450 milyon dolarlık bir proje de yeni başlayan işlerimiz arasında. Ciro olarak bakarsak 2010 yılında Suudi Arabistan ve Katar'da, 240-250 milyon dolar civarında ciromuz gerçekleşti. Bu da toplam inşaat ciromuzun üçte biri kadar ediyor" dedi.

Körfez ve Afrika pazarında şirket olarak hızlı büyüme hedeflemediklerini kaydeden Sazak, özellikli projelerle yollarına devam etmek istediklerini söyledi. Sazak, "Biz, sindire sindire büyümeyi tercih ediyoruz. 2011 yılında da 750-800 milyon dolar biraz üzerinde inşaat ciroları elde etmeyi düşünüyoruz. Bu bölgelerde tabii faaliyetlerimiz yoğunlaşarak devam edecek. Şu anda ne tip işler gelir onu netleştirmek mümkün değilse de gene de bölgede 250 milyon dolann üzerinde bir ciro gerçekleştiririz" şeklinde konuştu.

Bölgede altyapı işlerine yoğunlaştıktan bilgisini veren Sazak, Suudi Arabistan'da su idaresi için su isale hatlan, su boru hatlan, antma tesislerinden ilgili şehirlere kadar gidecek su boru hatlan, pompa istasyonlan ve çok büyük su tanklarını çeşitli bölgelerde tamamladıklarını kaydetti. Her ne kadar büyük kısmı çöl olsa da Suudi Arabistan'da üç tane sel taşkınlannı engellemek için baraj dahi inşa ettiklerini belirten Sazak. Suudi Arabistan'ın kendileri için en büyük pazarlardan biri olduğunu, kısa süre içinde yeni işler üstle neceklerini ifade etti. Katar önemli bir potansiyel Suudi Arabistan dışında Katar ile de yoğun olarak ilgilendiklerini belirten Emin Sazak, 2006'dan bu yana bu ülkede faaliyette olduklarını belirtti. Yeni bir ülkeye girdiklerinde ofis açmayı, ülkeyi tanımak için küçük işlerle başladıklarını vurgulayan Sazak, özellikle körfez ülkelerinin her birinin kendine has süreçleri olduğunu anlattı. Sazak, Körfez ülkeleriyle ilgili deneyimlerini paylaşırken özellikle yerel ortaklarla çalışmanın da önemine işaret etti. Sazak, şunları söyledi: "Katarda ilk olarak ofisimizi açtık ve 25 milyon dolar civarında bir projede alt yüklenici olarak iş aldık. Amacımız ülkeyi tanımaktı. Sonuçta çok güzel imknlar sağladık. Bir sonraki projemiz yerel bir firma ilg birlikte 220 milyon dolarlık bir yol işi oldu. O projemizi geçen yıl teslim ettik. Şimdi, aynı yerel ortakla iki misli bir projeye başladık 450 milyon dolarlık yol işi. Şehir içindeki yollar ve yoğun trafiğin olduğu bölgede dört tane kavşağın yeraltı ve kavşak düzenlemeleriyle trafiğin durmaksızın hareketine imkn sağlayacak bir proje. 7 kilometre olmasına rağmen 450 milyon dolar çok yüksek bir meblağ beş şeritli, özellikli büyük bir proje olduğu için bu miktarlara gidiyor. Katarda buna benzer birçok proje bu yıl ve önümüzdeki yıllar çıkacak. Başbakanımızın seyahatinde Katarın bu ilgili idaresi 2011-2012 yıllarında çıkacağı büyük projeleri bizlere tanıttı."
 
"Katar büyükelçiliği inşaatı bir prestij projesi"
Katarda üstyapı projeleriyle de ilgilendiklerini ancak burada seçici olmayı amaçladıklarını anlatan Emin Sazak, bazı projelere teklif verdiklerini, o segment için agresif olmadıklarını kaydetti. "Mesela bina projesi olmasına rağmen yeraltı otopark projesi olduğu için o ihaleye girdik. Kısa listede olduğumuzu biliyoruz. Ayrıca Türk Büyükelçiliğinin binasının ihalesini kazanmış durumdayız. Katara Türk Büyükelçiliği'nin hem rezidans hem de elçilik binası yapılıyor. Çok büyük değil ama bir prestij projesi. Dış İşleri Bakanlığının nadir yaptırdığı işlerden biri ve biz de bu nedenle önemsiyoruz. Hızla tamamlayacağız çünkü Türkiye'nin Katar'la iyi ilişkilerinin göstergesi olacak. Çok güzel bir arsada, güzel bir binayı kazandıracağız" dedi.

"Yerel işbirlikleri önemli"
Emin Sazak, Körfez bölgesinde iş yapmanın bazı özelliklerini belirterek, genel yapı içinde yerel işbirliklerinin önemine değindi. Sazak, "Bölgenin kendine has kuralları var. Hemen her Körfez ülkesinde sponsorluk, kefalet uygulamaları var. Katarda ihale eğer uluslararası ilan edilmişse doğrudan teklif verebiliyorsunuz ama bu demek değildir ki her şey gayet rahat yürüyecek. O nedenle biz her halükarda yerel firmayla işbirliğini tercih ediyoruz. İşçi götürmekte güçlükler var. İşçi vizeleri bu ülkelerin tamamında özellikle Arabistan'da ve Katarda çok sıkı takip edilen bir konu. Suudi Arabistan'da sözleşme imzalandıktan sonra hızla hangi ülkeden ne kadar işçi getireceğinizi bildiriyorsunuz ve işçi vizeleri çıkartılıyor. Maliyetler artabiliyor, zor bir süreç. Yurtdışından gelmiş olsa da kendi şartlarına uymalarını istiyorlar" bilgisini verdi.

Türkiye'den işçi götürme sürecindeki zorlukların iş üstlenilen ülkelerin çoğu ile Türkiye arasında sosyal güvenlik anlaşması olmamasından kaynaklandığını dile getiren Sazak, Almanya ile bu anlaşmanın yapıldığını hatırlatarak, "Zamanında ihtiyaç olmuş, Almanya ile anlaşma yapmışız ama bu ülkeleri ihmal etmişiz. Almanya'da çalışanlar kalıcı ama bizim işçilerimiz geçici, proje bitince dönüyorlar. Bizim beklentimiz sosyal güvenlik maliyetlerinin biraz aşağı çekilmesi. 10-15 sene önce işçilerimizin yüzde 70'i Türk işçisiydi, şu anda yüzde 30lara düştü. 100 binin üzerindeki işçi sayısı 30-35 bin aralığına kadar geriledi. Müteahhitler Birliği, İntes olarak muhataplarımıza söyledik, az gelişmiş bölgelerde verilen sosyal güvenlik teşvikleri bize de uygulansın dedik. Başkasının parasıyla Türk işçisi çalıştırıyoruz. Taleplerimize sıcak yaklaşıldı, ümit ediyoruz bu sene bir gelişme olur. Çifte sigorta maliyetlerim üst üste koyduğunuzda toplam yük yüzde 38lere kadar tırmanıyor" açıklamasını yaptı.

Körfez ülkelerinin çoğunda nüfusun az olduğunu, Suudi Arabistan'da dahil yerel işçi bulmakta zorlanıldığmı kaydeden Sazak, bu nedenle düşük maliyetle işçi arandığını o zaman da kalifiye işçi sorununun ortaya çıktığını belirtti. Sazak, kendilerinin gerçekte verimlilik ve kalifiye bakımından Türk işçilerini tercih ettiklerini ancak maliyetlerin de şartları zorladığını ifade etti.

Kriz öncesinde emtia fiyatlarındaki artışın üç-dört kata kadar çıktığım hatırlatan Emin Sazak, sabit fiyatla iş yapan firmaların büyük bir bölümünün o dönemdeki fiyat artışlarından negatif etkilendiğini kaydederek, gelecek dönemde de emtia fiyatlarının sürekli göz önünde bulundurulması gereken bir risk olarak ortada durduğunu belirtti.
Yeni pazarlar gündemde

Yüksel İnşaat olarak yeni ülkelere açılmak istediklerini ancak temkinli davrandıklarını belirten Emin Sazak, halen dokuz ülkede faaliyette bulunduklarım ama ilgi çekici yeni pazarlar da bulunduğunu kaydetti. "Gelir seviyesi belli düzeyde olan, gelişmeye açık ülkelerle ilgileniyoruz" diyen Sazak, "Aslında bilinen ülkeler. En önde gelenlerden biri Hindistan. Bir diğeri Sahra Altı Afrika ülkeleri. Güney Afrika mesela" diye konuştu. Türk firmalarının bölge ülkelerinde üstlendiği işlerin tutarındaki yüksek dalgalanmanın önemine işaret eden Sazak, firmaların girdikleri işlerde biraz seçici davranmasının önemli olduğunu kaydetti.

Katarın üstlendiği 2022 Dünya Futbol Şampiyonasının yaratacağı iş hacminin önemli olduğunu belirten Sazak, sadece stad ve tesis değil, altyapı inşaatında da önemli işler ortaya çıkacağını dile getirdi. Yol, metro, konaklama gibi çok sayıda altyapı yatırımının olacağını kaydeden Sazak, bu işlerin nitelikli olduğunun altını çizdi. Sazak, tanıtımlarda gösterilen birçok işin ve mühendislikmüşavirlik hizmetlerinin henüz başlamadığını belirterek, ihale süreçlerinin 2013'te netleşeceğini tahmin ettiklerini anlattı. Katar özelinde Türk firmalarının şans bulacağı değerlendirmesinde bulunan Sazak, ancak birlikte hareket ederek bir sinerji yaratılmasının daha faydalı olacağını kaydetti.

Siyasetçilerin faaliyetlerinin avantaj sağladıığını belirten Sazak, Katar özelinde Türk firmalarının olumlu imajı bulunduğunu belirtti.

"Katar için inşaat dışında projeler geliştiriyoruz"

Emin Sazak, DEİK Türk Katar İş Konseyi olarak Katar ile birlikte bölge ülkeleri de etkileyebilecek yeni projeler geliştirmek için çalıştıklarını söyledi. Bu yıl ve 2012'de yeni iş potansiyellerini harekete geçirmek istediklerini, sosyal ve kültürel faaliyetlerle yeni iş olanaklarını desteklemeyi planladıklarını açıklayan Sazak, gündeme getirdikleri bu yeni fikirlerin yavaş yavaş her iki ülkede de karşılık bulmaya başladığını vurguladı.

"Biraz daha kültürel faaliyetleri öne plana çıkaralım,. Topkapı Müzesi eserleri Katarda sergilensin gibi önerilerimiz vardı" diyen Sazak, böyle bir turun sadece Katar'da değil diğer ülkelerde de ilgi göreceğinin kesin olduğunu savunarak, "Hazır ilişkiler böyle pozitif bir noktada gidiyorken ve Arap dünyası Türk dizilerimizi ciddi bir ilgi ile izliyorken bu tip faaliyetlerin olması pekiştirici olur diye düşünüyoruz. Türk Haftası veya Türk haftası etkinlikleriyle başlayacak birkaç aylık faaliyetler, sergiler, diğer kültürel faaliyetler olumlu sonuçlar doğuracaktır" diye konuştu.

Katarda hamiliğini Emir'in eşinin yaptığı yeni bir İslam Eserleri Müzesi bulunduğunu belirten Emin Sazak, müzede Türkiye'den katkı alınmadan Osmanlı resim sergisi yapıldığını, Topkapı eserleri gibi faaliyetler için müzenin son derece uygun olduğunu kaydetti.

Kültürel çalışmalar yanında ticari olarak da potansiyel bulunduğunu belirten Sazak, "İnşaatçılarımız faaliyet sürdürüyor
ama nüfuslar küçük. Dolayısıyla Tüketim mallan için pazar dar. Bu nedenle inşaat malzemeleri için önemli bir potansiyel ortaya çıkıyor. Biz mümkün olduğunca Türkiye menşeli ürünler kullanıyoruz. Tabii ki şartname ve idarelere kabul ettirebildiğimiz kadar. Müşavirlik hizmetlerinin teşviki başlamasının ardından bu alandaki faaliyetlerin gelişmesi önem taşıyor. Müşavirlik hizmetleriyle oluşacak yeni ortamda Türk ürünlerinin kullanımı sağlanabilsin. Ayrıca, Katar çok büyük yatırımlar yapıyor. Bölgenin en büyük liman ve hava alanları yapılıyor. Elbette Güneydoğu Asya ve Uzakdoğu ile bağlantı için yapılıyor. Diyoruz ki, Türk inşaat sanayicileri ile Katarlı yatırımcılar birlikte hem bölge hem de diğer ülkeler için imalat yapabilirler mi Sonuçta sözünü ettiğimiz yerler yüksek yatırım yapan, hızla gelişen bölgeler. Konseyde bunun üzerinde duruyoruz. Bölgede petrol ve doğalgaz gelirleri bir gün gelecek ve gerilemeye başlayacak. Bütün ülkeler kendilerini o güne hazırlıyor. Petrol ve petrokimya dışında da sanayi tesisleri sahibi olmak istiyorlar. Gıda ve su öncelikli alanlar ama çok daha farklı alanlarda ihtiyaçları var. Bazı ucuz hammaddelerle üretilecek ürünlerin hem bölge, hem de Uzakdoğu için pazar bulabileceğini düşünüyoruz" açıklamasını yaptı.

Şu anda Katarda yatırım yapılan en büyük alanların petrokimya ve inşaat malzemeleri olduğu bilgisini veren Emin Sazak, "Bunun ardından, gıda, giyim, otomotiv gibi alanlar geliyor ancak bu alanlara girildiğinde sadece Katar için değil bütün bölge için bakmak gerekiyor. Türkiye'deki serbest bölgeler bu amaca yönelik olarak uygun gibi görünüyor. Bu alanda rapor üretmek için çalışmalara başladık" dedi.


"Yatırım yapmak isteyenlere danışmanlık yapmaya hazır"
 zor bir pazar olmasına karşın iyi bir pazar olduğunu vurgulayan TDS Savunma Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Demirbilek, ikili ilişkilerin bu kapsamda çok büyük öneminin olduğuna dikkat çekerek, "Bir firmanın ürün ve hizmetlerinin kalitesi Körfez pazarında başarılı olması için yeterli bir neden değildir. Lokal ortaklarınızın gücü sizi direk etkileyebilecek en önemli etkenlerden biridir. Bu yüzden Körfez'de çalışmayı isteyen firmalarımızın ortaklarım çok dikkatli seçmelerini tavsiye ediyorum" dedi. Özellikle Kuveyt'te çalışmak isteyen firmalara danışmanlık yapmaya hazır olduklarını ifade eden Demirbilek, Kuveyt'te çalışmak isteyen firmalara faaliyet alanları ne olursa olsun en doğru isimlerle ve lokal ortaklarla bir araya getirebilecek bilgi ve birikime sahip olduklarını kaydetti.

Bu ülkelerde iş yapmak isteyen Türk firmalarının lokal ortak bulmalarını tavsiye eden Demirbilek, "Bu süreçte de o ülkeleri iyi tanıyan, gerek büyükelçilerimiz, gerek ticari ataşelerimiz, gerekse de o ülkede iş yapan Türk işadamlarımızm danışmalarıdır ve o ülkedeki ticari faaliyetleri boyunca büyükelçilerimize ve ataşelerimizle koordine halinde olmalarıdır. TDS Savunma olarak her türlü firmamıza destek olmaya hazır olduğumuzu belirtmek isterim" dedi.

"Kriz Kuveyt'te çok hissedilmedi"
TDS olarak savunma sanayi ürünlerinin Ortadoğu ve Kuzey Afrika ülkelerine pazarlaması üzerine faaliyet gösterdiklerini anlatan Mehmet Demirbilek, izlenilen istikrarlı mali politikalar sayesinde faizin Kuveyt'te çok hissedilmediğini kaydetti. 2011 yılında orta ve uzun vadede beklentilerinin, Türkiye'nin Ortadoğu'daki bilinirliğinin, tanınmışlığmm artması ve Arap ülkeleriyle daha iyi siyasi, ekonomik ilişkilerin geliştirilmesi için biraz daha çaba sarf etmek gerektiğini belirten Demirbilek, "Bazı Körfez Ülkeleri çok büyük zarar gördü. Ancak Kuveyt gibi bazı ülkelerin izlemiş oldukları istikrarlı ve temkinli mali politikayla çok büyük zararlar görmediğini düşünüyorum. Dolayısıyla savunma sektöründe de özellikle Kuveyt'te çok hissedilmediğini düşünüyorum" dedi.

Körfez ve Kuveyt pazarı ile ikili ilişkilerin çok önemli olduğuna dikkat çeken Demirbilek, "Körfez ülkeleri iyi bir pazar. Körfez'le daha yakın ilişkiler kurmanın faydasını hepimizin göreceğini düşünüyorum" dedi. Bazı Arap ülkelerinde Türk savunma şirketleriyle yürüttükleri bir takım projelerin bulunduğunu kaydeden Demirbilek, "Bazı ülkelerde de görüşme halinde olduğumuz bir takım askeri işler var. Savunma sanayi şirketi olarak ülkelerin savunma bakanlıkları ve polis teşkilatlarıyla çalışıyoruz ve onların tedarikçisi pozisyondayız" ifadesini kullandı. Genel anlamda Batılı ve Doğulu insanlar arasındaki kültürel farkların hayatın her alanında olduğu gibi, iş hayatında da kendini gösterdiğini dile getiren Demirbilek, Batıda çok büyük önemi olmayan ikili ilişki faktörünün Körfez ve Kuveyt pazarında çok büyük öneminin olduğunu söyledi. Demirbilek, "Ben bunu en büyük fark olarak görüyorum" diyerek, bu bağlamda, ikili ilişkilerin geliştirilmesinin doğabilecek sorunlann azalmasında etkili olacağının altını çizdi.

Dünya


Geri Dön