Yurtdışında inşaattan elde edilen gelirler Türkiye'ye nasıl getirilir
Vergi Usul Kanununun 413. maddesi çerçevesinde, vergi durumları ve vergi uygulanması bakımından yurtdışında elde edilen inşaat gelirinin vergilemesi konusuna açıklık getirildi
Vergi Usul Kanunu’nun 413. maddesi çerçevesinde, vergi durumları ve vergi uygulanması bakımından tereddüt edilen konular hakkında Gelir İdaresinden açıklama (özelge) istenebilmektedir. Özelge talepleri için başvurular, Vergi Dairesi Başkanlığı bulunan illerde bu birimlere, bulunmayan illerde ise Defterdarlıklara yapılmaktadır. Gelir İdaresi Başkanlığı merkezine doğrudan başvurma olanağı yoktur.Özelge başvuruları, özelge talep formu ile yapılabilmekte, başvurulan birimler tarafından hazırlanan özelge taslağı GİB merkezine onay için gönderilmekte, onay süreci Özelge Komisyonu onayı ile sonuçlanmaktadır. Özelge Komisyonunca onaylanan özelgeler, otomasyon sistemi üzerinden yetkili birimlere aktarılmakta ve yetkili birimce imzalanarak özelge talep eden mükellefe gönderilmektedir.Onaylanan özelgeler Gelir İdaresinin bütün yetkili birimlerinin görebildikleri bir havuza atılmakta ve özelge havuzunda örneği oluşan özelgeler için merkeze tekrar onaya gönderilmemektedir.Gelir İdaresince verilen özelgelerden özelliği olması nedeniyle seçilmiş olan bir kısmı zaman zaman Vergi Bültenlerine konu edilmektedir. Son zamanlarda verilen özelgelerden önemli bazılarının özeti aşağıda yer almaktadır.
Kurumlar Vergisi Kanunu yurt dışı inşaat ve onarma işlerinden elde edilen kazancın vergilemesi, merkez ve yurt dışı şube ilişkileri
Yurt dışında yapılan inşaat işleriyle ilgili olarak Türkiye'deki merkez ile yurt dışındaki işyeri arasında ortaya çıkan ilişkilerde, yurt dışındaki işyerine Türkiye'den fatura kesilmek suretiyle yapılan ve o işyerinde maliyet veya gider olarak kabul edilen mal ve hizmet hareketleriyle, yurt dışındaki işyeri ile Türkiye'deki merkez arasındaki para hareketlerinin ayrı ayrı hesaplarda izlenmesi ve değerlemenin buna göre yapılması gerekmektedir.Yurt dışındaki işyerine fatura düzenlenerek ihraç edilen emtia ve yapılan hizmetlerden doğan dövize bağlı alacak ve borçların aynen mal veya hizmet ihracından doğan alacak ve borçlarda olduğu gibi değerlemeye tabi tutulması ve değerleme farklarının vergi matrahının tespitinde dikkate alınması gerekir.Türkiye'de bulunan merkez ile yurt dışındaki işyeri arasında gerçekleşen diğer para hareketlerinden doğan alacak ve borçların ise gerçek bir alacak ve borç niteliği taşımadığı açıktır. Bu nedenle, söz konusu para hareketlerine dayalı cari hesap bakiyelerinin değerlemesine gerek bulunmamaktadır.Yurt dışında yapılan inşaat işi dolayısıyla yurt dışında bulunan işyeri veya daimi temsilci aracılığıyla elde edilen kazançların (vergi yükü oranına bakılmaksızın) Türkiye'de genel sonuç hesaplarına intikal ettirilmesi halinde söz konusu kazanç, Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 5/1-h maddesi uyarınca, kambiyo mevzuatına göre fiilen Türkiye'ye getirilme şartı aranmaksızın, kurumlar vergisinden istisnadır. Bu iş kapsamında Türkiye'den veya yurt dışından transit ticaret kurallarına göre temin edilerek diğer ülkeye gönderilen malzemelerin kambiyo mevzuatı uyarınca ihracat işlemi olarak değerlendirilmesi nedeniyle, söz konusu işlemlerin düzenlenecek fatura ile belgelendirilmesi ve ihracat işlemleri kapsamında muhasebeleştirilmesi gerekmektedir. Bu işlere ilişkin düzenlenen faturalarda, faturanın yurt dışında yapılan bir iş için düzenlendiğine ilişkin şerh konulması ve bu faturanın da Kurumun ana merkez kayıtlarında izlenmemesi, yurt dışında da bahse konu işin Kurum tarafından taahhüt edilerek yapıldığının ilgili makamlardan alınacak belgelerle tevsik edilmiş olması gerekmektedir. Ayrıca, Türkiye'deki merkezden yurt dışındaki şubeye sağlanan mal ve hizmetlerin ihracat olarak değerlendirilerek Türkiye'de kurum kazancının tespitinde tahakkuk tarihi itibarıyla gelir unsuru olarak dikkate alınması gerekmekte olup şubeye, Türkiye ve diğer ülkelerden sağlanan mal ve hizmetlerin, şubenin kazancının tespitinde gider veya maliyet unsuru olarak hesaplara intikal ettirilebilecektir.Öte yandan, bizzat yurt dışındaki şubede bulunan müdür konumundaki temsilci aracılığı ile bu ülkede üstlenilen yol kenarlarının ağaçlandırılması işinin, taşeronluğu yapılan şirketçe üstlenilen inşaat işinin bir parçası olarak gerçekleştirilmiş olması durumunda, bu iş dolayısıyla elde edilen kazancın, Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 5/1-h maddesi kapsamında kurumlar vergisinden istisna tutulması gerekir. Ancak, söz konusu ağaçlandırma işinin bir inşaat işinden bağımsız olarak gerçekleştirilmesi halinde elde edilen kazanç, aynı Kanun'un 5/1-g maddesinde aranılan şartlara haiz olunması halinde kurumlar vergisinden istisna tutulacaktır. (20.01.2012 tarih ve 220 sayılı özelge)