Sektörel

Yurtiçi projeler ve yeni pazarlar çelik sektörünü büyüttü!

Türkiye'de çelik üretimindeki düşüşe rağmen, 2014 yılında yapılarda kullanılan çelik miktarında artış yaşandı. Geçen yıl büyük projelerin devam etmesi, yapısal çelik sektörünün büyümesinde temel faktör oldu.

Sektörün 2014'te yapılara yönelik yaptığı çelik satışı, betonarmede kullanılan inşaat demiri dışında, 2 milyon tona ulaştı. Bu rakamın 1.3 milyon tonu yapısal çeliğe ait. Ayrıca yeni eklenen pazarlar ve Avrupa ile ilişkilerin gelişmesi ihracatı artırırken, söz konusu büyümenin sürmesine de yardımcı oldu. 



Türkiye çelik sektörü, 2014'te, bir önceki yılın kayıplarını telafi etmek isterken, üretimdeki düşüşü önleyemedi. Geçenyıl ham çelik üretiminde yüzde 3.4 gerileme yaşandı. Çelik sektörü, iç pazarda ithal ürünlerle rekabette zorlanırken, dış pazarda da özellikle Uzakdoğu karşısında gücü azalıyor. 



Çelik sektöründe yaşanan sıkıntılara rağmen, yapısal çelikte büyüme devam etti. Sektörün 2014 yılında yapılara yönelik 2 milyon ton çelik satışı yaptığını belirten uzmanlar, söz konusu rakamın 1.3 milyon tonunun yapısal çelikten, 700 bin tonunun ise diğer profiller ve yassı mamüllerden oluştuğunu bildiriyor. Yapılarda kullanılan 2 milyon ton çeliğin 600 bin tonunun ihraç edildiği açıklamasını yapan sektör temsilcileri, 1.4 milyon tonunun ise iç piyasada tüketildiğini kaydediyor. 2014 yılında çelik yapı ve elemanları ihracatı da 1.5 milyar dolara ulaştı. Yurtiçinde kullanılan yapısal çeliğin toplam değerinin yaklaşık 3 milyar doları bulduğuna işaret eden uzmanlar, sektör cirosunun 15.6 milyar dolar seviyesinde olduğunu dile getiriyor. Yapısal çelik sektörünün bu rakamlara ulaşmasındaki en büyük faktör, yurtiçinde devam eden büyük projeler. Bunların arasında Üçüncü Boğaz Köprüsü, İzmit Körfez Köprüsü, İstanbul'daki Üçüncü Havalimanı gibi projeler bulunuyor. Sektör temsilcüeri, benzeri projelere yatırım yapıldığı sürece sektörün de hareketli kalacağına dikkat çekiyor. Sektörün büyümesine destek olan diğer bir etkense, dış pazarda atılan hamleler. Önceleri ihracatta Ortadoğu, Rusya, Orta Asya ve Kuzey Afrika pazarlarıyla sınırlı kalan sektör, portföyüne Afrika'nın tamamı ve Güney Amerika ülkelerini de ekleyerek pazarını genişletti. Sektörün, Avrupa'daki etkinliğini artırılması da, dış pazardaki gücünü destekledi. Çelik ihracatı 2014 yılında küçük de olsa azalma yaşarken, çelik yapılarda bu oran değer olarak yüzde 1 civarında arttı. Yetkililer, uluslararası piyasalardaki fiyat düşüşleri nedeniyle ihraç edilen çelik yapı elemanlarının tonuu daha fazla artsa da, yansıyan değer artışının bu ornda kaldığını belirtiyor. 



2015 yılında ekonomide genel büyümenin, yüzde 3'ün biraz üzerinde olması bekleniyor. Sektörün son dönerrfdeki istikrarına baküdığında, bu yıl çelik yapüarda küçülme beklemeyen sektör temsilcileri, 2015'te yaklaşık yüzde 4 büyüme öngörüyor. Ayrıca, Ortadoğu ihracatındaki durgunluğun da bu bölgede geçici dengelerin kurulması halinde, giderilebileceği ihtimali üzerinde duran yetkililer, böylece bölgedeki çelik yapı ihtiyacında artış olacağını düşünüyor. İhtimallerin gerçekleşmesi dahilinde ise hem riskler fırsata dönüştürülebilecek hem de bölgede zarar gören yapüarm yenilenmesiyle Türkiye'nin bölge ihracatı olumlu yönde etkilenecek. 




Yapılarda çeliğin kullanım oranı yüzde 6 

Piyasada küçük ölçekli atölyeler de dahil çelik konstrüksiyon alanında faaliyet gösteren yaklaşık bin firma bulunuyor. Yalnız çelik konstrüksiyon üretiminde 30 bin kişinin istihdam edildiği belirtiliyor. Kısa vadede sektörde çalışanların nitelik ve niceliğinde artış beklense de, firmaların otomasyona geçiş süreci ile birlikte istihdamdaki artış orannın, iş yükündeki artış oranından düşük olacağı öngörülüyor. Son yıllarda havaalanı, alışveriş merkezi ve spor tesisleri gibi yapıların artması. Türkiye'de yapılarda çeliğin kullanım oranını da yaklaşık yüzde 6'ya çıkardı. Bu oran, yine de gelişmiş ülkeler ile kıyaslandığında yetersiz kalıyor. Konutlarda çeliğin kullanma oranının düşük kaldığına dikkat çeken uzmanlar, endüstriyel yapılarda ise yaygın bir şekilde kullanüdığmı ifade ediyor. Yetkililer, ayrıca Türkiye'nin yüda yaklaşık 3 milyon metrekare hafif çelik yapı yapma kapasitesinin bulunduğunu dile getiriyor.


 

Yapısal çeliğin bilinirliği az 

Türkiye'nin deprem bölgesinde yer almasına rağmen yapılarda çelik kullanımının faydalarının yeterince bilinmediğine işaret eden uzmanlar, hafif çelik yapüara ilişkin deprem tasarımı kurallarmm, Deprem Yönetmeliği'nde yer almadığını vurguluyor. İhracatta ise istenen seviyeyi yakalamak için katma değeri yüksek ürünler imal edilmesi gerektiğine vurgu yapan sektör temsilcileri, Türkiye çelik yapı sektörününün bilgi ve teknoloji bakımından global pazarda rekabet edebilecek düzeyde olsa da, yeterli Ar-Ge çalışması yapılmadığının altını çiziyor. Uluslararası pazardada rekabet artarken, Türkiye'nin en büyük dezavantajı, büyük sermaye karşısında rekabetin zorluğu. Ayrıca diğer ülkelerin gitmeyi tercih etmediği riskli bölgelere giren yerli firmalar için devletin ülke riski sigortası da yetersiz olabiliyor. 



Dünya Sektörel Ek